Filistin`de Ramazan
Batı Yaka’da durum Gazze’nin tam tersi. Abbas yönetimi, dini şiarlarla savaşmayı bir görev addediyor. Ramallah’taki gayri meşru Feyyad hükümetine bağlı Evkaf Bakanı Hamas’a mensup imamların Ramazan ayında namaz kıldırmalarını ve vaaz vermelerini yasaklarken, resmi imamlardan da kendilerine gönderilen standart hutbenin dışına çıkmamalarını istedi.
Filistin halkı Ramazan ayını bu yıl da kuşatma altında, Siyonist işgal rejimiyle onun Filistin ayağı olan Abbas yönetiminin zindanlarında, Aksa ile Hz. İbrahim Camiinin gözyaşları arasında geçiriyor.
Filistin’de Ramazan’ı birkaç başlık altında işlemenin her şeye rağmen dipdiri olan direniş ruhlu bu halkın çektiği sıkıntıları anlayabilme açısından yerinde olacağını düşünüyoruz.
Gazze
Beş yıldır özgürlüğün tadına varan ama buna karşın beş yıldır da Siyonist rejimle, Amerika, Batı ve onların Arap dostları tarafından karadan ve denizden kuşatılan Gazze’de Ramazan Filistin’in diğer bölgelerinden çok farklı yaşanıyor. Çünkü Gazze İslamî Direniş Hareketi (Hamas)’ın kontrolünde. Gazze, Hamas’ın savunduğu ilkelerin, İslamî projenin hayat bulduğu ve dünyanın en güçlü ordularından biri sayılan Siyonist orduya karşı destanlar yazan Kassam Tugayları’nın yeşerip boy verdiği bereketli yerdir. Gazze Şeyh Ahmed Yasin, Abdülaziz Rantisi, Nizar Reyyan ve binlerce şehidin kutsal kanıyla sulanan bereketli Filistin toprağıdır.
Kuşatmaya rağmen toplumsal değişim ve dönüşümü sağlamaya çalışan Hamas, Ramazan gibi mübarek bir zaman dilimini halkla bütünleşme, halkın sorunlarını dinleme, onları kucaklama dönemi olarak görüyor. Gazze’de iktidarda olan Hamas bir taraftan halka yardım elini uzatırken, diğer yandan esir ve şehit yakınlarını ziyaret ediyor. Camilerde Kur’an halkalarının oluşmasını teşvik eden Hamas diğer yandan bu kutsal mekanlarda halkı bilinçlendiriyor. Başbakan Heniyye, Meclis Başkan Yardımcısı, hükümet üyeleri ve vekiller ziyaret üstüne ziyaretler gerçekleştiriyor. Hamas’ın halk ile ilişkiler birimi de hummalı çalışmalar yapıyor.
Gazze’yi özgür kılan Kassam Tugayları mücahitleri de nöbet yerinde bir elinde Kur’an diğerinde silahıyla omuzladığı kutsal görevini sürdürüyor. Direnişin ancak Kur’an ile olacağına inanan mücahitler bu ayda daha fazla dua ve niyazla Allah’a yaklaşıyor, iç dinamiklerini güçlendiriyor.
Hamas gibi İslamî Cihad ve diğer direniş hareketleri de bu ayda Filistin halkına yardımda bulunmaya gayret ediyor.
Camiler tıklım, tıklım. İmamlar, hatipler ve davetçiler camilerde özgür bir şekilde Allah’ın ayetlerini anlatıyor ve halkı bilinçlendiriyor.
Batı Yaka
Batı Yaka’da durum Gazze’nin tam tersi. Abbas yönetimi, dini şiarlarla savaşmayı bir görev addediyor. Ramallah’taki gayri meşru Feyyad hükümetine bağlı Evkaf Bakanı Hamas’a mensup imamların Ramazan ayında namaz kıldırmalarını ve vaaz vermelerini yasaklarken, resmi imamlardan da kendilerine gönderilen standart hutbenin dışına çıkmamalarını istedi.
Batı Yaka’daki bulunan yüzlerce Hamas mensubu da direnişi savundukları, direnişe sempati duydukları veya destekledikleri için Ramazan’ı zindanlarda karşıladı. Tek suçları işgale karşı direniş olan bu insanlara suçlu muamelesi yapılıyor ve zindanlarda tutuluyorlar.
Abbas yönetiminin olumsuz tavrına rağmen on binlerce Filistinli başta El-Halil şehrindeki tarihi Hz. İbrahim Camii olmak üzere Batı Yaka’nın camilerine akın ediyor. Teravih namazını cemaatle kılmak için çaba harcıyor. Temel dinamiğinin İslam olduğunun farkına varan Filistin halkı, varlığının, özgürlüğünün ancak bu dine bağlılıkla olacağına inanıyor.
Kudüs ve 1948 yılında işgal edilmiş Filistin toprakları
Kudüs ve 1948 yılında işgal edilmiş Filistin topraklarındaki Filistinliler de zulüm, baskı ve teröre rağmen Ramazan’ı coşkuyla karşıladılar. Binlerce kişi Mescidi Aksa’da teravih namazı kılmak için yola çıkarken, Ramazan’ın ilk Cumasında Aksa’da namaz kılanların sayısı 100 bini geçti. İşgal rejiminin bütün engellemelerine, baskılarına rağmen Filistin halkı Kudüs’te namaz kılmaya gayret ediyor. Kudüs ise ümmetin uyanıp kendisini kurtaracağı günü hüzün ve gözyaşlarıyla bekliyor. Kudüslü vekiller de çadırda davalarına duyarlı seslerin harekete geçmesini bekliyor.
Ramazan’ı çok zor şartlarda karşılayan diğer Filistinli kesim ise kuşkusuz Filistinli esirlerdir. Yedi bine yakın Filistinli esir Siyonist işgal zindanlarının karanlık dehlizlerinde bir insanın yaşayamayacağı koşullarda halkını savunmanın bedelini ödüyor. Onlardan her birinin hayatı bir destandır. Otuz yılını, yirmi yılını, on yılını zindanda geçiren kahraman Filistinli esirler… Bir insanın yaşayamayacağı yerlerde yaşamak zorunda bırakılan, her şeye rağmen özgürlüğü umutla bekleyen, işgal rejiminin vahşi ve insanlık dışı baskılarına rağmen direniş ruhunu elden bırakmayan, dışarıdakilere umut veren binlerce esirden bahsediyoruz.
İki bini hasta olan ve onlar arasında da onlarcası kronik hastalıklarla muzdarip olan Filistinli hasta esirlerin dramı ise yürekleri dağlıyor. Bayan, yaşlı ve çocuk esirlerin sesi de ümmeti bir türlü uyandırmıyor.
Bütün bunlara rağmen Ramazan’ı bir arınma, tezkiye, Allah’a yakınlaşma, iç dinamikleri güçlendirme ayı olarak gören Filistin halkı toprağını ve halkını özgürleştireceği güne hazırlanıyor. Umutla yarını bekliyor… Kudüs’ün, El-Halil Camiinin, Batı Yaka ve diğer Filistin topraklarının özgürleşeceği günün yakın olduğuna inanıyor…
(Kaynak: Filistin Enformasyon Merkezi)