Gazze`de 8 günün bilançosu: 161 maktul, bin 222 yaralı
Filistin Sağlık Bakanlığı Sözcüsü Kudra, siyonist işgal rejiminin 8 gün boyunca süren Gazze saldırılarının bilançosunu 161 ölü, bin 222 yaralı olarak açıkladı.
Filistin Sağlık Bakanlığı, siyonist işgal rejiminin 8 gün boyunca süren Gazze saldırılarının bilançosunu 161 ölü, bin 222 yaralı olarak açıkladı.
Sağlık Bakanlığı Sözcüsü Eşref el-Kudra, AA muhabirine yaptığı açıklamada, bakanlıkta resmi olarak 138'i erkek, 23'ü kadın olmak üzere 161 ölü, 869'u erkek, 353'ü kadın olmak üzere bin 222 yaralının kayıtlı olduğunu bildirdi.
Kudra, terörö rejiminin saldırılarında ölenlerin arasında 42 çocuk, 18 yaşlı, 2 gazeteci, sağlık görevlisi ve sivil savunmadan 1 kişinin bulunduğunu belirtti.
Mısır Dışişleri Bakanı Muhammed Kamil Amr, siyonist terörö rejimiyle Filistinli gruplar arasındaki ateşkesin saat 21.00 itibarıyla başlayacağını duyurmuştu.
Siyonist işgal rejimi, Gazze'ye yönelik saldırıları, 14 Kasım'da Hamas'ın askeri kanadı İzzeddin El-Kassam Tugayları Komutanı Ahmet el-Caberi'ye düzenlediği suikast ile başlamıştı.
(İslam ve Hayat / Dünya Bülteni)
-
HUSEYIN SASMAZ 23-11-2012 23:09
Ey Gazze'deki Müslümanlar: Arap Birliği'nin Ruvaybidaları, Şam-Suriye Ayaklanmamıza Komplo Kurdukları Gibi Sizlere de Komplo Kurmaktadırlar! H. 03 Muharrem 1433 M. 17 Kasım 2012 Tagut devlet "İsrail", Gazze'deki Müslümanları bombalamak yoluyla cürümsel silsilesine devam etmektedir. Nitekim şehitler düşürmüş ve evleri yıkmıştır. Sözde utanç verici ve aşağılık bir Arap Birliği olan "Arap Devletleri Birliği'ndeki" adam kılıklı Ruvaybida yöneticiler ise el-Aksa'yı kurtarmak için orduların harekete geçirilmesine değil de bölgeyi silip süpüren ve daha önceki zaman ve dönemlerde yaptıkları gibi halklarına yalan söylemeleri için kendilerine bir oyun alanı bırakmayacak olan ayaklanmaları göz ardı ederek, ülkelerindeki ayaklanmalar üzerine bazı bakanların ziyaretlerde bulunmasıyla onlara karşı olan hesaplarını ödediklerini hayal ederek ve "İsrail'in" ziyaret saatleri süresince katliamı ve yıkımı durduracağına dair kendilerine taahhütte bulunmasının onları ifşa edeceğini ve kötülüklerini örtmeyeceğini dikkate almayarak -ki öylede olmuştur- Gazze halkının kanları ve acıları için yas tutmak ve feryat etmek amacıyla Kahire'de bir oturum düzenlenmesine çağrıda bulunmaktadırlar. Aman Allah'ım, ne utanç verici bir şey! Ey Arap ülkelerinin Ruveybida yöneticileri ve onların kuyrukları, "İsrail" sizleri bir araya getirirken Beşar ise sizleri parçalamakta mıdır? Yoksa Suriye'de devamedegelen ve günlük kurbanların sayısı yüz elliyi düşmeyen katliam ve cinayetlerin yanı sıra binlerce yerlerinden edilenleri ve yüzlerce evleri yıkılanları görmüyor da yalnızca efendiniz olan Batı'nın görmeye izin verdiği şeyleri mi görüyorsunuz? Zırar birliğindeki bu aşağılık toplantınız, ne Allah için nede halklarınız içindir. Aksi taktirde Allahuteala'nın şu kavlini tasdik ederek Gazze ve tüm Filistin'deki Müslümanlara yardım etmek için orduların harekete geçmesini emreder ve Şam-Suriye'deki halkımıza nusret verirdiniz: وَإِنِ اسْتَنْصَرُوكُمْ فِي الدِّينِ فَعَلَيْكُمُ النَّصْرُ "Eğer onlar din hususunda sizden yardım isterlerse, onlara yardım etmek üzerine borçtur." [el-Enfâl 72] Bilakis aksine sizler, Allah'ın ayetlerini arkanıza atıyor ve halklarınızın önünde açık bir hale gelse bile sizlere yardım edeceklerini ümit ederek O'nun düşmanlarına yalvarıp yakarmayı kabul ediyorsunuz. Halbuki onlar, düşmanlarınızla savaşmak istemedikleri asla size yardım da etmeyeceklerdir. Dolayısıyla onlara, Allahuteala'nın şu kavli intibak etmektedir: وَلَوْ أَرَادُواْ الْخُرُوجَ لأَعَدُّواْ لَهُ عُدَّةً وَلَكِن كَرِهَ اللّهُ انبِعَاثَهُمْ فَثَبَّطَهُمْ وَقِيلَ اقْعُدُواْ مَعَ الْقَاعِدِينَ "Eğer onlar (savaşa)çıkmak isteselerdi elbette bunun için bir hazırlık yaparlardı. Fakat Allah onların davranışlarını çirkin gördü ve onları geri koydu ve onlara; oturanlarla (kadın ve çocuklarla) beraber oturun denildi." [Tevbe 46] Ey Biladuşşam'daki Müslümanlar: Gururlu Şam ayaklaması, bu Ruvaybidaları denemekte, onların fasit bir ürün olduklarını ve onlardan komplo ve aşağılıktan başka bir şey çıkmayacağını bildirmektedir. Zira onlar, sadece düşmanlarınız olan efendilerine itaat etmek için toplanmaktalar ve size yardım etmek zorunda kaldıklarında da dağılmaktadırlar. Allah onları katletsin! Nasıl da döndürülüyorlar. Halbuki onlar sadıklardan olmuş olsalardı Şam topraklarının kendileri için bir hayır olduğunu görürler, cürümlerinden dolayı Dımeşk katilini engellerler ve onun elinden tutarlardı. Ancak onlar, Amerika ile Avrupa ülkelerinin olduğu kafir zalim devletlerin kuyrukları ve ajanlarıdırlar. Zira Beşar'a boyun büktürmek ve bizleri aşağılamak için bizlere ed-Dabi'yi göndermişledir. Gerçekten onlar bizleri aldatabileceğini mi zannediyorlar?! Hayır, vallahi. Zira onlar gibiler hakkında şöyle buyurun azim Allah ne kadar da doğru söylemiştir: وَإِذَا رَأَيْتَهُمْ تُعْجِبُكَ أَجْسَامُهُمْ وَإِن يَقُولُوا تَسْمَعْ لِقَوْلِهِمْ كَأَنَّهُمْ خُشُبٌ مُّسَنَّدَةٌ يَحْسَبُونَ كُلَّ صَيْحَةٍ عَلَيْهِمْ هُمُ الْعَدُوُّ فَاحْذَرْهُمْ قَاتَلَهُمُ اللَّهُ أَنَّى يُؤْفَكُونَ "Konuşurlarsa sözlerini dinlersin. Onlar adeta dayanmış kütükler gibidirler, her gürültüyü kendi aleyhlerine sanırlar. Düşman onlardır. Onlardan sakın. Allah onları katletsin (kahretsin)! Nasıl da döndürülüyorlar." [el-Munâfikûn 4] Ey Haşim'in Gazzesi'deki Müslümanlar: Ümmetimiz sancılı bir dönem geçirmektedir. Çünkü bu dönem, Allah'ın izniyle Ruvaybidaların tahtlarını söküp atacak, sizleri kurtarmak için Raşid bir Halife'yi getirecek ve el-Aksa üzerinde el-Ukab râyesini dalgalandıracak olan İslamî Hilafet Devleti'ni doğuracaktır. Halbuki Amerika ile tüm Batı, güzel bir şekilde düşünüp akladebilseydi İslam'ı ve Müslümanları geri döndüremeyeceklerini ve zimmet ehlinden olan atalarına ikramda bulunduğu İslamî ümmetin evlatlarını katletmede Beşar ile Natenyahu'nun ellerini serbest bırakmayı bile düşünemeyeceklerini işte sadece o zaman fark edeceklerdi. Ancak bu ikisi bu güzelliğe, katliamla cevap vermişlerdir. Dolayısıyla gerek bu ikisinin gerekse bu ikisinin arkasındakilerin işlemiş olduklara günaha cevap vermenin zamanı gelmiştir. Zira Rabbimizin vaadi bize yeter. وَنُرِيدُ أَن نَّمُنَّ عَلَى ٱلَّذِينَ ٱسْتُضْعِفُواْ فِى ٱلأَرْضِ وَنَجْعَلَهُمْ أَئِمَّةً وَنَجْعَلَهُمُ ٱلْوَارِثِينَ وَنُمَكِّنَ لَهُمْ فِى ٱلأَرْضِ وَنُرِىَ فِرْعَوْنَ وَهَامَانَ وَجُنُودَهُمَا مِنْهُمْ مَّا كَانُواْ يَحْذَرونَ "Biz istiyorduk ki mustazaflara yeryüzünde lütufta bulunalım, onları liderler yapalım ve (ülkelere) varis kılalım. Ve o yerde onları hakim kılmak; Firavun ile Hâmân'a ve ordularına, onlardan(İsrailoğullarından gelecek diye) korktukları şeyi göstermek (istiyorduk)."[el-Kasas 5 6] Hizb-ut Tahrir Suriye Vilayeti Medya Bürosu Başkanı Mühendis: Hişam el-Baba