Hasan TAŞTEKİN
GENÇLERİMİZE SAHİP ÇIKIYOR MUYUZ?
Eûzübillah. Bismillah. Elhamdulillah. Essalatu vesselamu ala rasulillah
Allah Rasul’ünün hayatını incelediğimizde özellikle gençlerle olan diyaloğunun çok başka olduğunu göreceğiz. Bazen bir bakışıyla , bazen bir çift sözüyle ya da bir dokunuşuyla gençlerin dünyasına girdiğini ve onların kalplerine etki ettiğini müşahede ediyoruz.
Bakınız Mekke döneminde davetin geldiği ve Hz. Muhammed’in (sas) Peygamberliğinin başladığı yıllarda Ebu Cehil, Ebu Lehep, As bin Vail gibi Mekkeli yaşlılar daveti reddedip binbir engel çıkartırken; Musab, Ammar, Bilal gibi birçok genç Hz. Peygambere iman ediyordu. Hem de canları pahasına.
Yine siyeri incelediğimizde ilk iman eden Müslümanların büyük çoğunluğunun gençlerden oluştuğunu görüyoruz. Mesela iman ettiğinde Ali b. Ebi Talip henüz 10 yaşlarında iken Zeyd b. Harise 15; Abdullah b. Ömer 13; Sad b. Ebi Vakkas, Abdurrahman b. Avf, Talha b. Ubeydullah ve Erkam b. Ebi’l-Erkam 17; Musab b. Umeyr 18-20 arası; Cafer b. Ebi Talib ise 22 yaşlarında idiler. Bu gençlerin bir kısmı köle oldukları halde kimseden çekinmeden iman ettiler. Hele o gün iman etmek işkenceye uğramayı, sevdiklerini kaybetmeyi göze almak demekti. Nitekim Ammar, gencecik yaşında anne ve babasını gözlerinin önünde kaybetmişti. Ammar’ın Annesi ve Babası Allah’a iman ettikleri ve bu imandan dönmedikleri için şehid olmuşlardı. Bu, Ammar için büyük bir imtihandı fakat o bu imtihanı kazanmıştı.
Yine Mekke’nin en yakışıklı ve zengin genci Mus’ab, iman ettikten sonra Annesiyle sınanıyordu. Annesi, onu bağlayıp hapsediyor ama o bir şekilde yolunu bulup evden kaçıp İslam’a koşuyordu. Annesi, onu Allah yolundan döndüremiyordu. İşte bugünkü gençler için çok büyük bir örnek. Allah yolundan bizi hiçbir şey alıkoymamalı. Annemiz veya eşimiz bile olsa; değil mi ki bizi Allah’ın yolundan ayırmak istiyor, o halde onlara uymamalıyız. Tercihimiz her zaman Allah, Rasulü ve müminler olmalı.
Değerli Müslümanlar! Allah Rasulü, Mekke’de gençleri sevgi, saygı, ilgi, iltifat ve görev verme gibi birçok güzel hasletle yetiştiriyordu. Bir çiçek gibiydi o gençler, peygamberin gözünde. Çok hassas davranıyordu. Gerektiğinde kendilerine uygun görevler veriyordu. Peygamberimiz gençlerle çok sıkı ve çok sıcak bir iletişim halindeydi. Onları önemsiyor ve güveniyordu. Mesela Uhud savaşından önce Ashab ile yaptığı istişare sonucunda gençlerin Medine dışına çıkma teklifini kabul ediyordu.
Evet, aslında kendisi öyle düşünmediği halde gençlerin bu isteğini geri çevirmeyerek onlara güvendiğini ve onları önemsediğini gösteriyordu. Yine bir başka örnek olması açısından meşhur bir vakıadır: Peygamberimiz vefat etmeden önce bir ordu hazırlamıştı ve başına da daha gencecik Usame b. Zeyd’i koymuştu. Evet, ordunun içinde Hz. Ebubekir, Hz. Ömer ve daha birçok Komutan Sahabî varken böyle yaptı. İşte bu Peygamberimizin gençlere nasıl güvendiğini ve onların yeteneklerini keşfedip ortaya çıkardığını gösteren güzel bir örnektir.
Değerli kardeşlerim! Birkaç örnekle Peygamberimizin gençlerle ilişkisini anlatmaya çalıştım. Tabi bugüne geldiğimizde ve genel olarak ümmete baktığımızda gençlerimizi yeterince öncelikleyemediğimizi, onlardan İslam adına yeterince faydalanamadığımızı üzülerek görmekteyim. Elimizde, aslında çok büyük bir genç potansiyel olduğu halde çoğu zaman onların dilinden konuşamıyor, onlarla gereken iletişimi sağlayamıyor, onlara davayı ve mesajlarımızı doğru bir şekilde iletemiyoruz. Vakıaya baktığımız zaman, gençlerimize yeterli imkanları sunmakta ve onları doğru bir şekilde kanalize etmekte sıkıntılar yaşıyoruz. Ayrıca, onların önüne yeterli bir örneklik çıkartamıyoruz. Bu konularda Müslümanlar olarak özeleştiri yapmalıyız.
Önümüzdeki dönemlerde yapacağımız her türlü plan ve projelerimizde gençlerimizi öncelemeliyiz. Onların yeteneklerini keşfetmeli ve öne çıkarmalıyız. İslam davasında gençler, büyük bir güç teşkil edecektir. Bizler bunu görmezden gelemeyiz.
Değerli kardeşlerim! Genç neslin, İslam davasına kanalize edilmesi büyük bir görevdir ve aksi büyük bir vebaldir. Bizler onlara sahip çıkamaz, onları kuşatamazsak kâfir ve sapkın görüşte olan birçok grup, attıkları ağlarla onları avlayacaklardır. Bu mihraklar işin ekonomik boyutunu çok iyi halledip, gençlerimizin zihinlerini iğdiş etmektedirler. Zihinlerine fitne tohumları ekip, dinlerine düşman hale getirmektedirler. Bugün topluma baktığımız zaman müşahade etmekteyiz ki, bu minvalde yaşanan birçok acı örnek var. Bizler, gençlerimize yeterince sahip çıkamadığımız için onları kaybediyoruz. Türkiye’de Deizmin, eşcinselliğin vs. birçok sapık görüş ve düşüncenin artmasının arka planında, gençliğimize sahip çıkmamamız yatmaktadır.
Son olarak tüm kardeşlerimden, özellikle genç kız ve erkek kardeşlerimize sahip çıkmalarını, onlarla ilgilenirken yeteneklerini keşfedip öne çıkarmalarını, dâvâ adına onları onore ederek gönüllerini almalıyız. Ayrıca önemli bir hususta şudur ki onları sevdiğimizi ve hata da yapsalar onların yanında olduğumuzu göstermeliyiz. Rabbim, gençlerimize istikamet versin! Bizi de onlara yardımcı eylesin! Selam ve dua ile!