Hüseyin KULAOĞLU

27 Ocak 2008

GENÇLİK VE BATIL İDEOLOJİLER

Gençliğin 13-21 yaşları arası bir dönem olduğu kabul edilir. Bu döneme kadar  bir kişi, ana/baba ve çevresinin kendisine verdiği din eğitimi ile yetinir. Ancak dini şuurun uyanışıyla, yavaş yavaş verilen din eğitimi gencin benliğinde yeniden biçimlenip şekillenerek kişisel olarak benimsenir. Bu gençlik dönemine girdikten sonra kendi içerisindeki hızlı değişimin doğurduğu çalkantılar vardır. Birden dengenin bozulduğu ve gencin ruh dünyasının değişikliğe uğradığı görülür. Sıkılganlık, kıskançlık, şüphe, vesvese vb. gibi duygular bu dönemde kişilerin uzak kalamadıkları hallerindendir. Bilhassa, Allah'ın varlığı, dinin muhtevası ve bir takım emirleri karşısında şüphe, kararsızlık ve çatışmalar, insan hayatında en çok bu dönemde kendilerini gösterirler.

Esasen din psikolojisi açısından gençlik dönemi, hem "dini uyanış, dine dönüş" ve hem de "dini şüphe ve kararsızlık" dönemi olarak bilinir. Bu noktada genç, bir grubun üyesi olmak ister. Bu genç, komünizm, sosyalizmi ve kapitalizmi savunan batıl ideolojilere katılabilir. Gençlerin düştükleri tuzaklardan biriside budur.

Bunlardan komünizm iki gerekçe ile batıl ideoloji olduğunu belli eder.

Birincisi; önce bu toplumlar Allah'ı kökten inkar ettikleri, O' nun varlığını kesinlikle tanımadıkları, varlık bütününün gerek meydana gelmesini, gerek gelişip devam etmesini maddeye veya tabiata dayandırdıkları, insanın ve tarihin oluşmasını ve gelişmesini ekonomiye veya üretim araçlarına dayandırdıkları için.
İkincisi; komünist toplumlarda, "bu düzende toplumun önderliği pratik bir gerçektir", faraziyetine dayanarak, Allah'a kul olmak ilkesi yerine komünist partisi kulluğu yürürlüktedir.

Bu iki gerekçenin arkasından, bu düşünce tarzına ve bu toplum düzenine bağlı olarak, insani özellikleri heder etmesi, yok sayması gelir. Çünkü bu düzene göre temel insan ihtiyaçları, sadece hayvanlar içinde söz konusu olan ihtiyaçlardır. Bunlar da yemek, içmek, giyim, mesken ve cinsi arzuyu tatmindir! Böylece komünist düzen insanı, onu hayvandan ayıran ihtiyaçlardan yoksun tutar.
Bu ihtiyaçların başında Allah'a inanmak, inanç edinme hürriyeti, inancı ifade etme hürriyeti gelir. Bunun yanında insanın ferdiyetini elde etme hürriyeti de vardır. Bu ihtiyaç, onun insan oluşunun en başta gelen özelliğidir. Bu hürriyet, ferdi mülkiyette, çalışma ve uzmanlık alanının serbest seçiminde ve sanat yolu ile insanın kendisini ifade etmesinde ve bunlar gibi insanı hayvandan veya basit bir araçtan ayıran niteliklerde belirir. Çünkü komünist düşünce tarzı ile komünist sosyal düzen, ortaklaşa olarak, çoğu zaman insanı hayvan mertebesinden basit bir araç niteliğine indirmektedir. (1)

Sosyalist düzenlerde insanın genellikle horlanması, kapitalist düzenlerde sermayenin baskısı ile fertlerin ve emperyalizmin sömürüsü altında o milletlerin zulme maruz kalması, Allah'ın hakimiyetine el koymanın ve O'nun buyruğu olan insan haysiyetinin hiçe sayılmasının sonucundan başka bir şey değildir. (2) Kapitalist sistemin parayı put, bankayı mabed edinen bir ekonomik sistem (3) olduğu gün gibi açıktır.

Bu batılı ideolojiler kendilerine uyumlu gençler yetiştirmek için çabalıyorlar ve bu işe İslam'ı da katarak İslam komünizmi, İslam sosyalizmi, İslam kapitalizmi diyorlar. Oysa İslam'da böyle ideolojilere yer yoktur. İslam'da bütün "izm"ler müstekbirdir (4) ve "Şüphesiz Allah müstekbirleri sevmez." (5)

Gençlerimizin  böyle batıl ideolojilere düşmemesi için gereken tedbirleri hep birlikte almalı ve bunlara maruz kalmış olan gençlerin bir an önce kurtulmalarına yardımcı olmalıyız. Büyüklerin gençlere güzel örnek olmaları gerektiği ve kurtuluşun İslam'da olduğunu unutmamız gerekir. Davamızın başı ve sonu Alemlerin Rabbi Allah'a hamd etmektir, 

(1) Seyyid Kutub, Yoldaki işaretler, Pınar Yayınları, Birinci Basım, Ocak 1992, sh.99
(2) Seyyid Kutub, a.g.e.,12
(3) Mustafa İslamoğlu, İman Risalesi, Denge Yayınları, sh.114
(4) Ahmet Kalkan, Vuslat Dergisi, Nisan 2005, sh.8
(5) Nahl, 16/23