Guantanamo zulmü 14. yılına girdi
Yüzlerce Müslümanın hiçbir suçlama olmaksızın `Düşman savaşçı` statüsü ile esir tutulduğu Guantanamo Kampı 14. yılında.
AA'nın haberine göre: ABD'de 11 Eylül 2001'deki 'terör' saldırılarının ertesinde ABD'nin Afganistan'ı işgalinin ardından kurulan Guantanamo cezaevi, ABD Başkanı Barack Obama'nın kapatma sözüne rağmen 14'üncü yılına girdi.
Küba'nın Guantanamo Körfezi'ndeki Amerikan donanma üssünde yer alan tutukevi, 11 Eylül saldırının ve bunu takiben ABD'nin Afganistan'ı işgalinin ardından açıldı.
Dönemin ABD Başkanı George W. Bush tarafından ilan edilen “terörle küresel savaş” kapsamında yakalanan terör zanlılarının getirildiği hapishaneye ilk tutuklular 11 Ocak 2002'de konuldu.
Üç bölümden oluşan cezaevinde 2002'de açılan “X-Ray”i, ilerleyen dönemde “Kamp Delta” ve “Kamp Iguana” kısımları takip etti. ABD Savunma Bakanlığı yetkilileri, 2003 yılında cezaevine yaklaşık 680 şüpheliyi gönderirken, bu rakam zamanla 800'e ulaştı.
Turuncu tulumluların statüsü tartışma konusu
Turuncu tulumlar giydirilen zanlıların statüleri, tutukeviyle ilgili tartışmaların merkezinde yer aldı.
Bush yönetimi Guantanamo tutuklularının, 1949 tarihli Cenevre Sözleşmeleri'ne göre “savaşçı” tanımlamasına girmediğini iddia ederek, yakalananlara “savaş esiri” muamelesi yapılamayacağını savundu.
Bush yönetimi, tutulanları “adli suçlu” şeklinde nitelendirmekten de kaçındı. ABD toprakları dışında bir yerde tutulması da zanlıların, ABD yasal sistemine başvurmasının önüne geçti.
O dönemdeki ABD yönetiminin “savaş suçluları” ile “yasa dışı savaşçılar” arasında ayrım yapmaya çalıştığını savunan insan hakları örgütleri ve birçok kesim, Cenevre Sözleşmeleri'nin ihlal edildiği görüşünde.
Uluslararası Af Örgütü, geçen yıllarda Guantanamo'nun askeri hapishane olarak kullanılmasını yasa dışı uygulamaları ve zanlılara yönelik yapılan sorgulama tekniklerini “insan hakları skandalı” olarak tanımlarken, Birleşmiş Milletler (BM) de hazırladığı raporlarda tutukevinde yapılan hak ihlallerine birçok kez dikkati çekti.
Özellikle suyla boğulma hissi yaratma, cinsel tehditler, makattan besleme-sulama, uykusuz bırakma gibi sorgulama yöntemlerinin ABD Senatosu'nun raporlarıyla da tespit edilmesi, hem ABD'de hem de uluslararası kamuoyunda tutukevinin “ABD'nin utanç kaynağı ve yüz karası” olarak adlandırılmasına neden oldu.
Hala 104 tutuklu var
Pentagon verilerine göre, cezaevinde şu anda toplam 104 tutuklu bulunuyor. Sorguları tamamlananların hapishaneden aşama aşama nakillerine ise devam ediliyor. Beyaz Saray Sözüsü Josh Earnest, geçen hafta, 104 mahkumdan 46'sının serbest bırakılması kararı alındığını ancak bu mahkumları kabul edecek ülkelere ihtiyaç duyulduğunu açıkladı.
ABD kalan tutukluların bir kısmını ülkelerine ya da onları kabul eden üçüncü ülkelere göndermek istiyor.
Obama yönetimi, tehdit olarak görülen tutukluları ise ülke içindeki cezaevine yerleştirmeyi amaçlıyor ancak bu da ülke içindeki tartışmaları beraberinde getiriyor. Kongre'de etkin birçok isim, 'terör suçlaması' ile hapiste bulunanların ABD topraklarına getirilmesine karşı çıkıyor.
Bu kesimler, bu tür zanlıların serbest bırakılmasının çok tehlikeli olduğunu savunurken, diğer yandan da söz konusu mahkumlar hakkında sivil veya askeri mahkemelerde dava açılması için herhangi bir kanıt bulunmadığı ifade ediliyor. Bunda da en büyük gerekçe olarak da bilgilerin mahkumlardan sorunlu sorgulama teknikleri ve işkenceyle elde edilmesi gösteriliyor.
Obama'nın kapatma vaadi
Öte yandan, ABD Başkanı Obama'nın başkanlığı devralmadan önceki en önemli vaatlerinden biri Guantanamo'yu kapatmaktı.
Başkanlık görevini almasından birkaç gün sonra imzaladığı kararnameyle tutukevinin bir yıl içinde kapatılması talimatını veren Obama, bu hedefine ise henüz ulaşamadı. Kongrenin her iki kanadından gelen baskılar Obama'nın bu sözünü yerine getirmesine engel oluşturuyor.
Yönetim, 2015'in yaz aylarında cezaevinin kapatılması planlarında son aşamaya gelindiğini bildirse de Obama'nın kasım ayında, içinde Guantanamo hapishanesinin kapatılmasını engelleyen hükümlerin de yer aldığı 2016 yılı Ulusal Savunma Yetki Tasarısı'nı imzalaması dikkati çekti.
O dönemde tasarıya “ulusal güvenlik çıkarlarını” göz önünde bulundurarak imza atan Obama, “Bu hapishanenin açık kalması, kaynaklarımız adına ulusal güvenliğimizi zayıflatıyor, çok önemli müttefiklerimiz ve partnerlerimizle olan ilişkilerimizi zedeliyor ve radikal şiddeti teşvik ediyor” açıklamasında bulunmuştu.
Guantanamo'da kalacak veya başka hapishanelere nakil edilecekler hakkındaki kararın yürütme organı tarafından verilmesi gerektiğini ifade eden Obama'nın, başkanlığının son yılında bu vaadini yerine getirmeye yönelik adım atıp atmayacağı merak ediliyor.
Kampta şimdiye kadar yüzlerce Müslümana farklı yöntemlerle insanlık dışı işkenceler uygulandı ve hâlâ çok sayıda Müslüman esir Guantanomo'da tutuluyor.