Teklifimdir: Çin`e sipariş verilsin, fason halk üretilsin!
Durun, üzülmeyin, karamsarlığa düşmeyin. Bana kulak verin: En masrafsız çözüm, Çin`e CHP`ye oy verecek yeni bir halk için fason üretim siparişi vermektir!
Kadıtör yazıyor
Selamların en güzeliyle selamlıyorum kıymetli okuyucularım sizleri, yeniden...
Sizden ayrılalı şunun şurasında üç-beş gün oldu, olmadı; biraz dinlenirim, "mahalle baskısı" yazsıyla bir kaç hafta bana tevdi edilen köşeyi meşgul ederim diye düşünürken yine "Garip ama Türkiye!" şeklinde karşıladığımız sarsıcı bir gelişmeye daha tanık olduk.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı tabir olunan bir yargıcın, evet topu topu bir (rakamla 1) yargıcın, Türkiye'de oy kullanan her iki kişiden birinin oyunu almış olan ve halen hükümeti teşkil eden bir partiyi kapatmaya yönelik bir dava açtığı haberi düştü ajanslara, Cuma günü mesai bitimine 20 dakika kala.
İlk gelen bilgiler, kapatmaya konu olan "suç"ların, başta başörtüsünü üniversitelerde serbest bırakmaya yönelik yasa hazırlamak olmak üzere, inanca dair konular olduğunu gösteriyordu. İddianameye göre, alemlerin Rabbi yüce Allah'ın adını anmak bile suçtu! Oysa bu iddianameyi hazırlayan savcının adı da Abdurrahman'dı!.. Rahman'ın kulu yani... Sonradan bu mevzu da gündeme gelecek ve bir yazar "Bu ismi kendisine verdiği için, Başsavcı babasının mezarına da kapatma davası açacak mı?" diye soracaktı...
Neyse, dönelim kapatma davasının açıklandığı güne...
Haber duyulduğunda, ilk tepkisi "Yok canım daha neler!", "Dalga geçmiyorsun değil mi?", "Şaka yapıyorsun..." şeklinde olanlar da oldu, "Bunu da mı yaptılar?", "Olmaz böyle bir şey" şeklinde olanlar da, "oh be!", "uvvaaa", "hurraaa" şeklinde olanlar da...
İlk şaşkınlık geçtikten sonra farklı değerlendirmeler yapılmaya, demeçler verilmeye, açıklamalar yapılmaya başlandı. Bu değerlendirmelerden benim en çok dikkatimi çekeni, sivil anayasa taslağının hazırlayıcılarından Prof. Dr. Ergun Özbudun'un "En temizi halk kapatılsın ve uzaydan bir halk ithal edilsin!" açıklamasıydı.
İyi hoş bir açıklamaydı, herkes gibi ben de tebessüm ettim bu açıklamayı duyunca... Lakin hesabı kitabı iyi yapılmamış bir açıklama gibi geldi bana... Tamam, uzaydan CHP'ye oy verecek bir halk getirilsin getirilmesine de, sayın Özbudun, bunca uzay mekiği kiralamak için milyarlarca YTL'yi nereden bulacak haşmetmeapları, hiç hesap ettiniz mi? Diğer masrafları bir yana bırakalım, onca uzaylıyı buraya taşımaya ne CHP'nin İş Bankası'ndaki hissesi yeter, ne de Patagonya'nın bütçesi...
Ben buradan daha gerçeki bir teklif sunmak istiyorum, her on yılda bir darbe yapmak, aralarda da mütemadiyen parti kapatmak zorunda kalan, dünyada türünün son örneği olarak yaşayan "son jakoben"lerin derdine derman olarak:
Uzaydan halk getirme teklifini duyunca içinizin ısındığını, tatlı hayallere daldığınızı görür gibiyim, fakat bu işin masrafı tatlı hayallerinizi kabusa çeviriyor, farkındayım.
Durun, üzülmeyin, karamsarlığa düşmeyin. Bana kulak verin: En masrafsız çözüm, Çin'e CHP'ye oy verecek yeni bir halk için fason üretim siparişi vermektir! Nasıl olsa sudan ucuz Çin'deki üretim, değil mi? Ucuz etin yahnisi yavan olur diyorsunuz fakat yapacak bir şey yok! İdare edeceksiniz canım! Başka çıkar yolunuz varsa buyurun meydan sizin! Yok işte. Çin'e mahkumsunuz! En iyisi siz hiç vakit kaybetmeyin de hemen geçin siparişinizi. Bu kıyağımı da unutmayın!