Nida Dergisi `zenginliği` sorguluyor
Nida Dergisi’nin Nisan Sayısı “Allah Katında Değer Zenginlikte Değil Malın ‘İslam Yolunda’ Harcanmasındadır” başlığıyla çıktı… 126. sayısında da yüksek birikimiyle okurlarının karşısında olan Nida; Mal, Mal Yığmak, Zenginlik ve Fakirlik konularını Kuranî çerçevede irdeliyor.
“Müslüman önce zengin olmalı, sonra da bu zenginliğini İslam’ı vs. yayma yönünde kullanmalıdır.” Bu söylem sahiplerinin kahir ekseriyetinin zenginleştikten sonra sistemin bir ‘parçası’ haline geldikleri iyi gözlemlenmelidir. Bu, boşuna değildir. Çünkü bu söylem ‘masum’ bir söylem değildir. Burada amaç, İslam’a hizmet vs. değil, bilakis öncelikle (ve belki de sadece) ‘zengin olmak’tır. Bu nedenle olmalıdır ki, bu kişiler zenginleştikten sonra, Müslümanlıkları ancak ‘görüntü’ düzeyinde kalabilmektedir. Bilinmelidir ki, asıl belirleyici olan, zenginliğin ‘nasıl’ elde edildiğidir. Zenginlik, meşru yollardan elde edilirse, meşrudur. ”
Nida Dergisi’nin Nisan Sayısı “Allah Katında Değer Zenginlikte Değil Malın ‘İslam Yolunda’ Harcanmasındadır” başlığıyla çıktı… 126. sayısında da yüksek birikimiyle okurlarının karşısında olan Nida; Mal, Mal Yığmak, Zenginlik ve Fakirlik konularını Kuranî çerçevede irdeliyor.
“Müslümanların algılayışlarında yanlışlıkların bulunduğu birçok kavramdan biri de ‘zenginliktir.’ Kur’an’da ‘zengin olmayı’ takbih edici her hangi bir ifade yer almamasına rağmen, tarihsel ya da ‘harici’ etkiler dolayısıyla, bazı Müslümanlar, zenginliğin ‘bizatihi’ kötü olduğunu düşünmekte hatta bu düşünceyi hararetle savunmaktadırlar. Gelenekte özellikle tasavvuf ve Şia ekollerinin yaklaşımları, modern dönemde de ‘sosyalist’ etki nedeniyle, ‘zenginlik düşmanlığı’ olarak adlandırılabilecek bir anlayış kimi kesimleri etkilemiştir. Tasavvuf, “bir lokma bir hırka” felsefesini takvanın ölçütü olarak alırken, Şia, bilhassa Ebu Zer ‘kültü’ üzerinden zenginlik kavramına ilişkin ‘negatif’ bir tutum takınmıştır. Modern dönemde ise, sosyalist düşüncenin özellikle ‘kapital’ kavramına yönelik eleştirileri, bazı Müslümanların zihinlerinde makes bulmuştur. Ama bilinmelidir ki, bütün bu (ve benzeri) yaklaşımlar, özü itibarıyla yanlıştır. Çünkü İslam’da zenginlik ‘bizatihi’ kötü birşey değildir.” ifadeleriyle yazılarını sunan NİDA, dergideki yazılarıyla okurlarına şunu hatırlatıyor:
“Neyin niçin yaratıldığını, eşyanın değerini, yaratılış amacını, kendisine verilen her türlü nimetin hangi ideale ve amaca hizmet ettiğini, hayatta en yüce idealin ne olduğu ve ne olması gerektiğini kavramalıdır insan… Bunları kavrayamıyorsa; mevkisini, Allah’ın kendisine vaat ettiği mevkiye bir basamak kılmıyorsa; malını, Allah’ın dini yolunda seferber edemiyorsa; ‘Allah katındaki servet’in daha hayırlı olacağı düşünülmeden ‘toplanan bir meta’ gibi algılanıyorsa mal, servet ve mevki külfet ve yorgunluktur insan için.”
Dergide yazılarını göreceğiniz yazarlar: Ramazan Altıntaş, Abdurrahman Aslan, Muhammed T. Çalışkan, M. Kürşad Atalar, Ferda Kılınç, Nurettin Özcan, Osman Eskicioğlu, Mahmut Celal Özmen, Ömer Karataş… Derginin Nisan sayısı’nda Bir de ‘Kutlu Doğum’ etkinliklerinin arttığı dönemde Sahih bir Peygamber anlayışının oluşması yönünde Prof Dr. Bünyamin Erul ile yapılmış bir röportaj bulunuyor. Prof. Dr. Bünyamin Erul: “Kur’an iki şeyi birden yapıyor. Bir taraftan cahili peygamber anlayışını reddediyor, diğer taraftan da ‘Kur’an’i Peygamber anlayışını’ ortaya koyuyor.
Nida Dergisi’ne ulaşmak için:
Tlf: 0.422.321 21 87
e-mail: [email protected]