04-05-2008 21:18

Senin bu yaptıkların sapıklık değil mi bay Ahmet Hakan?

Fuhşiyatı yaygınlaştıran, gencecik dimağları zina ve diğer sapkınlıklara teşvik eden fuhuş yayınlarını alıp finanse edeceksin, bunları tıpkı bir misyoner gibi çevrene dağıtacaksın, elalemin mankenleriyle yatıp kalkacaksın, ardından da ahlak misyoneri rolleri keseceksin öyle mi? Yok öyle yağma!

Senin bu yaptıkların sapıklık değil mi bay Ahmet Hakan?

Kadıtör yazıyor...

Sizleri yeniden selamların en güzeliyle selamlıyorum kıymetli okurlarım...

Aslında, "geçmişini satarak geçinen" bir döneği (bizzat kendisini böyle tanımlıyor) muhatap almak, onu ciddiye alıp yazıya konu etmek istemezdim. Lakin, bu döneğin ahlak misyonerliğine soyunup henüz gerçek olup olmadığı da tam olarak netleşmemiş bir çirkef hadise üzerinden işini gücünü bırakıp hergün "İslami kesim" diye başlayan yazılarla Müslümanlara sataşması/saldırması karşısında artık sessiz kalmak istemedim.

Hüseyin Üzmez söz konusu haltı yedi mi yemedi mi henüz bilmiyoruz. Lakin, Hüseyin Üzmez bu haltı yememiş olsa, söz konusu iddia bir komplo ve iftiradan ibaret olsa bile, kendisinin muteber biri olmadığı açık. Üniversiteli kızla aşk yaşamak, bu yüzden eşiyle boşanmak ve sonra da oturup bununla ilgili roman yazmak... Hüseyin Üzmez'le ilgili şu satırlar bugünkü Yeni Şafak'ın Pazar ekinde Nazmiye Yılmaz'a ait:  

"Ama bilesiniz, beyefendinin geçmişi, (art niyetliler bir yana) iyi niyetli savunma girişimlerini bile gölgeliyor. Bu 'misyon abidesi, ekranların efendisi!' kendisinden 50 yaş küçük bir kızla evlendiğini duymayanınız var mı? Bu tuhaf evlilik gerçekleşmeden önce de üniversiteli bir kıza aşık olduğunu, Ankara Kuğulu Park'ta kendi ifadesi ile yakınlaştıklarını, yıllarca aynı yastığa baş koyduğu eşi, duruma vakıf olanca evliliğinin noktalandığını… Ortalama 70 yaşını sürerken üniversiteli aşkı için “Eşimden boşanmadan, onu nikahıma almadan; günaha, cehennemde yanmaya, sorulacak hesaba razı olurdum…” diyecek kadar yani…"

Dolayısıyla, söz konusu hadisenin gerçek olup olmadığını bilmiyoruz fakat Üzmez'in muteber biri olmadığı da açık. Daha bir ay öncesinde "Demirel bugün aday olsa oyumu ona veririm" diye yazan, Emin Çölaşan, Yekta Güngör Özden gibi İslam düşmanlarını öve öve birtiremeyen de Üzmez'den başkası değil.

Fakat bu tür yanlışlarının olması, Üzmez'e atfedilen suçun doğru olduğu anlamına gelmez. Neticeyi beklemekten başka yapacak bir şey yok şu an.

Fakat, "geçmişini satarak geçinen" bay Ahmet Hakan için böyle bir ihtiyat söz konusu değil. Bay dönek, hem savcı, hem hakim edalarında hükmünü vermiş. Bu kadarla da kalsa neyse. "Suçun şahsiliği" prensibini de hiçe sayıp Üzmez'le ilgili suçlama üzerinden bir camiayı hedef alıyor. Vakit gazetesi, suçun sabit olması halinde Üzmez'e asla müsamaha göstermeyeceğini açıklıyor, Hz. Peygamber'in "Hırsızlık yapan kızım Fatıma da olsa elini keserim" mealindeki hadisini hatırlatıp, "Ne yanlışa sahip çıkarız ne de komploya bıyun eğeriz" açıklaması yapıyor, bay dönek hala Vakit'in Üzmez'i savunduğu yalanını yazıp duruyor. Hatta olaya daha ilk gün köşesinde tepki veren Abdurrahman Dilipak'a bile dil uzatabiliyor.

Bu kişi, sadece dönek de değil... Kendisi aynı zamanda bir münafık... Cumhurbaşkanlığı seçimi sürecinde önce, "Ey Tayyip Erdoğan... Eğer geri adım atarsan... Bil ki: "Karizma", "delikanlılık", "racon adamlığı", "korkusuzluk", "Kasımpaşalılık", "ödünsüzlük" falan üzerine kurulan o muazzam imajın, fos diye çöker. Zoru görünce çark eden Mesut Yılmaz'dan ya da sıkıştırılınca imzayı basan Erbakan'dan bir farkın kalmaz. İmajın kokar, gökyüzünü kokutur.
Bu dakikadan sonra oraya çıkmak boynunun borcudur" diye gaz veren, ardından Erdoğan dayatmalara boyun eğmeyip Abdullah Gül'ü aday gösterince, “Keşke Vecdi Gönül’ü aday gösterseydiniz.. Cumhurbaşkanı / Başbakan / Meclis Başkanı"nın, aynı siyasi sembollere ve çizgiye sahip kişilerden oluşması, Türkiye’nin gerçek fotoğrafını yansıtmayacaktı. Bu duruma dikkat edilmeliydi…” diye Erdoğan'ı eleştiren de o...

Gelelim asıl meseleye: Şimdi Üzmez'e yönelik suçlama üzerinden işini gücünü bırakıp bir camiayı hedef alan bay Ahmet Hakan ahlaklı biri mi?

Nişantaşı'nda kapı komşusu olan Akşam gazetesi yazarı Mansur Forutan ne yazmıştı bir kaç ay önce bu kişi hakkında? Şimdilerde ahlak misyoneri rollaeri kesen bay Ahmet Hakan'ı evinde bir mankenle gördüğünü ve kendisiyle sürekli fuhuş yayınları ve iç çamaşırı değiş-tokuşu yaptıklarını yazmıştı Forutan ve bay Hakan sükut ederek bunların doğru olduğunu onaylamıştı.

Şimdi buradan sormak istiyorum: Henüz gerçekliği net olmayan bir iddia üzerinden Üzmez'i sapık ilan eden ve bununla da kalmayıp bir camiayı karalamaya çalışan bay Ahmet Hakan, senin bu yaptıkların sapıklık değil mi?

Fuhuş yayınları almak, bunları başkalarıyla değiş-tokuş yapmak nedir? Ya hergün başta arka sayfası olmak üzere muhtelif sayfalarında ve eklerinde alenen kadın pazarlanan bir gazetede yazmak? Fuhşiyatı yaygınlaştıran, gencecik dimağları zina ve diğer sapkınlıklara teşvik eden fuhuş yayınlarını alıp finanse edeceksin, bunları tıpkı bir misyoner gibi çevrene dağıtacaksın, elalemin mankenleriyle yatıp kalkacaksın, ardından da ahlak misyoneri rolleri keseceksin öyle mi? Yok öyle yağma!

   

  

YORUMLAR
  • emin   05-07-2010 20:33

    "Bu kişi, sadece dönek de değil... Kendisi aynı zamanda bir münafık..." demişsiniz, ama Hakan'ın münafık olduğuna dair, akidevi bir delil getirmemişsiniz. bu bize yakışmaz. Bir kişi yalancı, ahlaksız, dönek olabilir, ama onu nifakla itham etmeden evvel delilimizi hazırlamalıyız.