Haksöz`den `ORGenekon düzeni`yle mücadele çağrısı
Haksöz dergisinin Mart sayısı okuyucuyla buluştu. Bu sayıda `ORGenekon`a dikkat çeken Haksöz, darbe düzeni ve çete karanlığına karşı mücadele çağrısı yapıyor.
Haksöz dergisinin Mart sayısı okuyucuyla buluştu. Bu sayıda "ORGenekon"a dikkat çeken Haksöz, darbe düzeni ve çete karanlığına karşı mücadele çağrısı yapıyor. Gazze direnişi, 28 Şubat'ın yıldönüğmü ve Özgür-Der’e kapatma davası da Haksöz'ün önemli gündem maddeleri arasında yer alıyor.
Kur’an’ın aydınlığına doğru aylık yayınına devam eden Haksöz Dergisi, Mart 2009 sayısıyla tam 18 yılı geride bırakmış oldu. Önümüzdeki ay 19. yıl sayısı çıkacak olan Haksöz, okuyucularına dergiyi okuma ve okutma çağrısında da bulunuyor.
Yerel seçimlere ilişkin kısa bir değerlendirmenin yapıldığı Sunuş’ta “Seçimimizi inancımız ve kimliğimizden yana yaptık!” vurgusu öne çıkıyor. “Ergenekon Davası Askeri Müdahalelerle Savsaklatılmaya Çalışılıyor!” başlıklı Gündem yazısında TSK’nın Ergenekon soruşturmasının derinleştirilmesi önünde dev bir barikat oluşturduğuna dikkat çekilerek ordunun bizzat Ergenekon yapılanmasıyla irtibatlı olduğu ifade ediliyor. 28 Şubat hukuksuzluğunun faillerinin Ergenekon bağlantısının örtülmemesi gerektiğinin ifade edildiği gündemde, orgenerallerin yargılanmamasının Ergenekon sürecini boşa çıkaracağı vurgulanıyor.
“Çatışan İdeolojiler, Uzlaşan Kavram ve Semboller” başlığıyla Kenan Alpay, cahili simge ve sembolleri Kur’an ekseninde değerlendirirken ulus-devletin siyasal kavram ve sembollerinin sahiplenilmesideki pragmatizmi ele alıyor. Rıdvan Kaya ise başta Gazze eylemlerinde olmak üzere son zamanlarda sıkça tartışılan bayrak konusunu değerlendiriyor. Konunun önemine binaen tartışmalarda gündeme gelen hemen hemen tüm başlıkları ele alan Kaya, İslami ilkeleri toplumsal-siyasal hayatta belirleyici kılmanın önemine dikkat çekiyor.
“Resmi Törenleri Boykot Çağrısı” dolayısıyla Özgür-Der hakkında açılan kapatma davasıyla ilgili davanamelere yer verilen bu sayıda Hülya Şekerci de kapatma sürecini yorumluyor. Şekerci, düşünceyi, kimliğimizi, eğitimi, bir bütün olarak hayatı özgürleştirmek ve resmi ideolojinin daraltıcı, dayatmacı kalıplarından azade kılmak olan amacımızdan asla vazgeçmeyeceğimizin altını çiziyor.
Derginin bu sayısında Gazze gündemi tine önemli bir yekûn tutuyor. Ufuk Aktaşlı, özellikle Türkiye medyasının Gazze direnişine yaklaşımını ele alırken; Başbakan Erdoğan’ın Davos çıkışını ve anti-semitizm tartışmalarını da değerlendiriyor. Crescent’ten yapılan bir çeviride Zafer Bangaş, başta Mısır, Ürdün ve Suudi Arabistan olmak üzere Arap rejimlerinin Gazze direnişine karşı tutumlarını oldukça doyurucu bir biçimde özetliyor. Abbas’ın pozisyonunu da ele alan Bangaş, çeşitli ülkelerin tepkileri üzerinden de kıyaslamalar yapıyor. Bir başka çeviride Miko Peled, İsrailli bir barış aktvisti gözüyle Gazze’de “insani” şartları ve son süreci değerlendiriyor. Fahad Ansari ise Gazze ile Somali’deki direnişi karşılaştırıyor. Konuyla ilgili Mehmet Pamak ise direnişin biz Müslümanlara yüklediği sorumluluklara ve Filistin sorununa nasıl yaklaşmamız gerektiğine ilişkin vurgulara dikkat çekiyor. Murat Özer de Somali’de yönetimin büyük bir bölümünü ele geçiren eş-Şebab’ı (Genç Mücahidler) ve uygulamalarını ele alıyor.
İlk bölümü geçen sayıda yayınlanan Hayreddin Karaman ve Hizmet Nesli Serencamı yazısının devamında Hamza Türkmen, yine Karaman’ın anıları ışığında Hizmet Nesli’nin kurumlaşma sorununu ve Hayreddin Karaman’ın sevinç ve üzüntülerini yorumluyor.
Derginin bu sayısındaki Kur’an çalışmalarında Cengiz Duman Kur’an ve Tevrat kaynaklı uzun bir çalışmayla Hz. Lut kıssasını işlerken; Fevzi Zülaloğlu da Yahudilikteki “genetik felah” ve Hrıstiyanlıktaki “genetik günah” anlayışlarına karşı Kur’an’daki fıtrî misak ve Ahdullah konusunu ele alıyor.
Kültür-Sanat/Edebiyat yazılarında Asım Öz, İzzet Derveze’nin anılarından hareketle Osmanlı dönemi Filistinine ve Cumhuriyetin ilk yıllarındaki Türkiye’ye ışık tutmaya çalışırken Ahmet Örs, Mustafa Kutlu’nun yeni hikâye kitabı “Huzursuz Bacak”a eleştirel yaklaşımlarını aktarıyor. Zehra Çomaklı Türkmen, Bünyamin Doğruer ve Ali Emre’nin de birer denemesinin yayınlandığı dergi sayfalarında Gazze Duası adı altında başta Gazze olmak üzere dünyanın çeşitli bölgelerindeki kardeşlerimize atfen yazılmış bir duaya yer veriliyor.
Derginin arka kapağını Özgür-Der’e açılan kapatma davasına ilişkin bir deklarasyon süslüyor: “İlkelerimiz, Mücadelemiz ve Kimliğimizle Varız; Varolacağız!”