04-03-2009 21:42

Nida, yeni sayısında savaş ve kuvvet algısını sorguluyor

Nida Dergisi, Şubat-Mart sayısında savaş ve kuvvet algısının Müslümanlar üzerindeki etkilerini irdeliyor.

Nida, yeni sayısında savaş ve kuvvet algısını sorguluyor

Nida Dergisi, Şubat-Mart sayısında Savaş ve Kuvvet ana başlığı altında, savaş ve kuvvet algısının Müslümanlar üzerindeki etkilerini irdeliyor. Nida, şu güçlü çağrıyı yapıyor:

“Güçlü olmak mı istenmektedir? Sorgulayın amentülerinizi, akaid kitaplarınızı; sorgulayın geçiştirerek yerine getirdiğiniz ve alışkanlıklara dönüştürdüğünüz amellerinizi. O zaman İsrailoğulları karşısındaki acziyetin sırrı anlaşılacaktır.”

Nida, savaş ve kuvvet konusunda şu yorumu yapıyor:

"Savaş acı ve kan getirir; ama dost gibi görünenleri ortaya çıkarmak açısından da belirleyicidir. Düşman ayan beyan meydandadır. Bugün 'İsrailoğulları kendine yakışanı yaptı yine…' Müslümanlıktansa Yahudiliği tercih eden bu güruh, tarih boyu böyle davranmıştı çünkü. Bundan sonra da böyle davranacak.

Peki, ‘dost bilinen cephede’ durum ne?

Pek hoşa gitmese de savaş, ‘rahmet getirir!’ Müslümana. Samimiyetsizlikleri, işbirlikçiliği, bilinçlerdeki parçalanmışlığı gösterir. Bu, Müslüman bilinci onarma peşinde olan için ‘rahmettir’. Gazze savaşı onarılması gereken açıkları bir bir serdi gözönüne. Peki, ölen milyonlarca insan… Çocuk, kadın ve erkek… Gözlerimiz dolarak, öfkemizi haykırarak ve kalplerimizdeki buğzu körükleyerek izledik ve dua ettik. Ölenlerimiz için şahadet ümid etmekten büyük bir dua da bilmedik!

Savaş; çarpışma, başına geleceklerden korkmadan küfrün ve şirkin belini kırma yeridir. Peki ya geride kalıp da ‘ilm’ edenler… Böyle bir sınıf da vardır. Bunların yapacağı iş ‘görmek’, tefekkür etmek, aklî melekeleriyle bir sonraki savaş için taktik ve strateji hazırlamak; savaştan dönenlere tevekkül, sabrı tavsiye etmektir.

Peygamber dönemindeki gibi bir görevlendirme yoksa bile, şu şekilde düşünürsek sanıyoruz yanlış yapmış olmayız. Gazze ‘Savaşı’nın içinde olmayan Müslümanlar neyi gözlemledi veya gözlemliyorlar acaba? Neyi ilmediyor, hangi usuller üzerinde düşünüyorlar. Müslüman âlemin Gazze katliamıyla ortaya çıkan, onarılması gereken bilinç zafiyetleri, düşmanlarının belini kırmalarının önündeki aklî zaaflar nelerdir? Nasıl onarılacaktır? Dünya üzerinde Müslümanların yürüttüğü hangi bölgede ‘savaş’ varsa diğer bölgelerdeki Müslümanlara düşen en büyük vazifenin ‘muhkem bir gözlem’, ‘bu zaaf ve hataları onarmak için yılmaz bir mücadele’ olduğunu düşünüyoruz. Bosna, Çeçenistan, Kosova, Afganistan ve Filistin… Bir çoğunda yaşanan sıkıntılar, düşülen zaaflar birbirinin benzeri değil mi?"

Bu ayki Nida’da adı geçen meselelerin irdelendiği yazılar ve Filistin'deki savaşı da ele alan M. Kürşad Atalar ile yapılmış kapsamlı bir söyleşi yer almaktadır. Dergideki bazı yazı başlıkları ve yazarları şöyle:

Metin Önal Mengüşoğlu: Ehli Sünnet i Ehli Millet mi?

Nurettin Özcan: Bu Hayat Bizim Hayatımız mı?

İbrahim sarmış: Hazır Ol Cenge İster İsen Sulh-u Salah

Ramazan Altıntaş: Suret ve Siret Üzerine

Osman Eskicioğlu: Güçlü Birey-Güçlü Toplum ya da Güçlü Fert-Güçlü Devlet

Mustafa Tekin: Tarih Yapılırken Biz

Fatih Bütün Bütün: Savaşın Öğrettiklerine Dair

Yunus Polat: Bir Savaşın Öğretemedikleri Üzerine

Altan Murat Ünal: Zilleti Yaşamaktansa Şehadeti Tercih Etmek

Yasemin Şüheda: Yokla Acını Nereni Yakıyor

Asım Öz: Said Çekmegil ve Cevdet Said; Bilginin Gücü Üzerine Paralelikler

Mehmet Ulukütük: İslam Felsefesi Okumalarına Giriş

Mustafa Ökkeş Evren: Cahit Zarifoğlunda Çoluk Çocuk Meselesi

Mustafa Aldı: Çocuk Edebiyatında Barış Teması

Elif Öztemiz: Sinema Üzerine

Nida Dergisi’ne ulaşmak için:
Tel: 0422 321 21 87
YORUMLAR
Henüz Yorum Yok !