İktibas, sözünü söylemeyi sürdürüyor
İktibas Dergisi Mayıs sayısında yine ilgi çekici konularla karşımızda. Mehmed Durmuş, son Abant toplantısını değerlendirdiği yazısında laiklik ve demokrasi kavramlarıyla İslam`ı uzlaştırma çabalarının başarılı olamayacağının altını çiziyor.
İktibas, sözünü söylemeyi sürdürüyor
İktibas Dergisi Mayıs sayısında yine ilgi çekici konularla karşımızda. Mehmed Durmuş, son Abant toplantısını değerlendirdiği yazısında laiklik ve demokrasi kavramlarıyla İslam'ı uzlaştırma çabalarının başarılı olamayacağının altını çiziyor. Derginin içeriği "Selam ile" başlığı altında şöyle özetleniyor:
"Geçtiğimiz ayın gündeminin başlıca konusu, Cumhurbaşkanlığı seçimi etrafında gelişen tartışmalardı. Biz de bu ayın YORUM'unda bu konuyu değerlendirmeye çalıştık. Seçimler vesilesiyle, aslında, İslam'ın siyasal içeriği, demokrasinin mahiyeti, iktidar ilişkileri, Türkiye'deki siyasal sistemin yapısı gibi önemli konuları tartışmak gerekirken, medyanın büyük çoğunluğu, daha önceki pek çok örnekte görüldüğü gibi, burada da, sürecin tali boyutlarını öne çıkarıp asıl tartışılması gereken hususları gözlerden ırak tutmayı yeğlediler. Ama bu gizleme çabalarına rağmen, bilinmelidir ki sistem, Cumhurbaşkanlığı seçimi sürecindeki gelişmelerden 'hasar' görmüştür ve bu hasarı gidermek de pek kolay olmayacaktır. Erken seçim, belki 'siyasal yaraları' sarmak açısından bir çare olabilir fakat 'ideolojik' düzeyde zararın tamiri o kadar kolay olmayacaktır. Çünkü herkes de görmüştür ki, Türkiye'deki egemen güçler, istedikleri anda demokrasi oyununun kurallarını da değiştirebilmektedirler. Süleyman Demirel'in 28 Şubat sürecinde söylediği: "sayısal değil siyasal çoğunluk önemlidir" sözünün Türk siyasi sistemindeki ağırlığı, bu son seçimlerde bir kez daha görülmüştür. Bu gerçeğin üzerini örtmek için muhafazakar-sağ partiler, erken seçimlerde yine 'demokrasi havariliğine' soyunacaklar ve halkın büyük bir bölümünü de peşlerine takacaklardır. Fakat halkın zihnindeki şu yargıyı silemeyeceklerdir: demokrasilerde 'kural' denilen şeyler, egemenlerin iktidarının devamına yaradığı sürece geçerlidir. Egemenler, iktidar alanları daraldığında veya bir tehlike altına girdiğinde, yeni bir kural ihdas edecekler ve hakimiyetlerinin devamı için her türlü araca başvurmayı da mubah sayacaklardır. İşte bu durumu, "iktidarın dayanılmaz hafifliği" olarak nitelendirebiliriz. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde yaşanan tartışmaların özünde de bu gerçeklik yatmaktadır. Eşi türbanlı birinin Cumhurbaşkanı olamayacağı savlarının altında da aynı kaygılar bulunmaktadır. KAVRAM bölümünde ise, gündemle ilgisi nedeniyle, dergimizin kurucusu, rahmetli Ercümend Özkan'ın yazdığı 'seçim' kavramını yeniden yayınlamayı uygun gördük. DÜŞÜNCE bölümünde, Mehmed Durmuş, Avrupa Birliği üyeliği ve laiklik konularının tartışıldığı 14. Abant Konsili'ni sizler için değerlendirdi ve laiklik ve demokrasi kavramlarıyla İslam'ı uzlaştırma çabalarının başarılı olamayacağının altını çizdi. Atasoy Müftüoğlu, Müslümanlar olarak, içerisinde yaşadığımız süreçleri sorgulamamız gerektiğini vurguladı ve sorumluluklarımızı üstlenerek, varoluşsal bir hesaplaşmayı gerçekleştirmemiz gerektiğini ifade etti. Mustafa Bozacıoğlu ise, mevzilerini terk eden Uhud Okçuları ile, bugün değişik gerekçelerle taviz veren ve geri adım atan Müslümanları karşılaştırdı ve Müslümanların, her ne pahasına olursa olsun, emrolundukları gibi olmaları ve ölüm gelene kadar kulluk bilinciyle hareket etmeleri gerektiğinin altını çizdi. ÇEVİRİ bölümünde, Kamil Cengiz, Die Welt'ten "Avrupa'nın Müslümanları için Marshall Planı", chip.de sitesinden "İnternet'in Gerçek Şefi Kimdir?" ve managermagazin'den de "Kehanet" adlı yazıları sizler için tercüme etti. LOKAL ETKİNLİKLERİ bölümünde M. Kürşad Atalar ve Ahmet Hazıroğlu'nun dergimizin lokalinde verdikleri konferansların özetlerini bulabilirsiniz. SANAT-EDEBİYAT bölümünde, siraze.net'ten Naz Ferniba'nın "Sükût" ve tasfiye'den Şule Yüksel Gökyar'ın "Hayata Dair Bir Şeyler Anlat Bana" adlı yazılarını ve Murat Kirişçi'nin "Gelecek Elbet Bir Gün" adlı şiirini okuyabilirsiniz. MEKTUPLARA CEVAPLAR bölümünde, Nisa Suresi 34. ayetinde geçen 'nüşuz', 'kavvam' ve 'darb' kelimeleri ile, namazın dua olup-olmadığı, namazın farzlarının iki rekat olup-olmadığı ve surelerin sesli okunup-okunamayacağı, 'Allah'ın yardımı' kavramının mahiyeti ve Batılı ülkelerin silahlarını pazarlamaları karşısında Müslümanların ne yapması gerektiği hususlarındaki sorularınızı cevapladık. GÜNDEM bölümünde ise, geçtiğimiz ayın gelişmeler ile ilgili haber ve yorumları istifadenize sunduk. Umuyoruz ki beğeneceksiniz.
Bir sonraki sayıda buluşmak üzere hepinizi Allah'a emanet ediyoruz."
İktibas Dergisi: www.iktibas.info