KIŞKIRTILAN ULUS KİMLİK, BÜYÜK TRAVMALARA YOL AÇIYOR
Haksöz Dergisi, Şubat sayısında son zamanlarda devlet eliyle yeniden kışkırtılan milliyetçi/ulusalcı trendi kapağa taşıyor. “Kur’an’ın Aydınlığına Doğru” şiarıyla 16 yıldır aylık yayınını sürdüren Haksöz, Şubat sayısında ulusçu kışkırtmaların toplumda meydana getirdiği travmaları konu ediyor. Hrant Dink cinayetinin bu çerçevede değerlendirmeye tabi tutulduğu dergide tüm Müslümanların ortak şehri olan Kerkük üzerinden estirilen milliyetçi dalgaya da değiniliyor.
Haksöz Dergisi Şubat Sayısı
Haksöz Dergisi, Şubat sayısında son zamanlarda devlet eliyle yeniden kışkırtılan milliyetçi/ulusalcı trendi kapağa taşıyor.
“Kur’an’ın Aydınlığına Doğru” şiarıyla 16 yıldır aylık yayınını sürdüren Haksöz, Şubat sayısında ulusçu kışkırtmaların toplumda meydana getirdiği travmaları konu ediyor. Hrant Dink cinayetinin bu çerçevede değerlendirmeye tabi tutulduğu dergide tüm Müslümanların ortak şehri olan Kerkük üzerinden estirilen milliyetçi dalgaya da değiniliyor.
Bahadır Kurbanoğlu’nun Hrant Dink’in düşüncelerini ve cinayetin arka planını analiz ettiği yazısının yanı sıra Bünyamin Esen de ırkçılık zaviyesinden Kerkük meselesini irdeliyor. Esen, Kerkük’ün ne Türkmen ne Kürt ne Şii kenti olduğunu, tam aksine işgal altında bir Amerikan şehri olduğunu belirtiyor ve hep birlikte bölgenin Amerikanlaşmasına karşı durulması çağrısında bulunuyor.
Yine çokça tartışılan bir konu olan Saddam’ın idamını Rıdvan Kaya değerlendiriyor. Kaya, konuyla ilgili tartışmaları değerlendirerek etnik, mezhebi, hizbi kaygılardan uzak ve işgali tüm boyutlarıyla reddeden bir bakış açısıyla idamı yorumluyor. Tartışmalara Güney Uzun da yazısıyla katılıyor: “Saddam’ın idamı emperyalist işgalcilerin yeni cinayetidir!” Irak konusu yine Kurbanoğlu tarafından ABD’nin yeni Irak planı çerçevesinde dergide işleniyor.
Ali Muntazari’den yapılan çeviri son günlerde el-Fetih provokasyonlarıyla iyice gerilen Filistin’i, el-Fetih kadrosuna projeksiyonu tutması açısından anlamamıza yardımcı olabilir. Hamas’ın “fitnenin başı” olarak değerlendirdiği Muhammed Dahlan’a ilişkin çarpıcı bilgiler Musa Üzer’in Baztab’tan yaptığı bu çeviriden okunabilir. Bir çeviri de Somali yayını Hiiran Online’dan. B. Esen’in notlandırarak çevirdiği yazı ABD ve Etiyopya güçlerinin devirdiği İslam Mahkemeleri’ne Somali’nin yaklaşımını aktarıyor: “İslam Mahkemeleri, Somali’nin Gördüğü En Büyük Fırsattı.”
F tipleriyle ilgili yeni düzenlemeyi Hülya Şekerci değerlendirirken Müslüman siyasi tutsak Recep Güler’in eşi Leyla Güler’le yapılan röportaj F tipi cezaevlerinde yaşanan sorunların bir başka boyutuna ışık tutuyor.
Hamza Türkmen, Eğitim Bir-Sen örneğinden de hareketle sendikacılıkla ilgili açılımlarda bulunuyor. Sistem içi bir araç olarak sendikaların muhalif kimlik taşıma zorunluluğuna işaret eden Türkmen, konjonktüre değil, ilkelere bağlı bir sendikanın önemine işaret ediyor.
Kur’an Temelli Hayat Dersleri bölümünde derginin bu sayısında Fevzi Zülaloğlu’nun “Kitab’a Mirasçı Kılınanların Üç Hali” başlıklı yazısı yer alıyor. Zülaloğlu, bu çalışmasında, zalim, muktesıd ve sabikun kavramlarını irdeliyor.
Emperyalizm ya da yerli despotizm tercihlerinden birine tutunmak mümkün mü? Burhan Kavuncu “Emperyalizm ve Yerli Despotizm Olgusuna Bakışımız” başlıklı makalesiyle emperyalizmin tanımı ve kısa tarihsel sürecini aktarıyor ve günümüzde yerli despotlarla olan ilişkisine değiniyor. Can Özbilen de emperyalizmin petrol politikası bağlamında Müslümanların geliştirmesi gereken tavra işaret ediyor: Anti-emperyalizm ve anti-kapitalizm.
Van Mazlumder Şube Başkanı Abdulbasıt Bildirici’nin “Müslümanların Kürt Sorunuyla İmtihanı” başlıklı yazısı da Müslümanların Kürt hareketlerine ve Kürt sorununa yaklaşım biçimini sorguluyor.
Edebiyat yazılarında Asım Öz, Nobel ödüllü bir İsrailli Amos Oz’un romanlarını irdeliyor ve bu bağlamda İsrail’deki “barış hareketi”ne ilişkin tespitlerde bulunuyor. Murat Ercan’ın umut, istikrar ve adanmışlık üzerine kaleme aldığı “Karar Vermek ve Amacı Yaşamak” başlıklı denemesinin yanı sıra Ahmet Örs’ün “Filistin Yürekli Anne” denemesi intifadayla başörtüsü direnişini buluşturuyor. Geçen ay, çocuk gözüyle yazdığı öyküsü beğeni toplayan Nehir Aydın Gökduman’ın, bu ay da yine çocuk gözüyle kaleme aldığı “Üzümünü Ye, Bağını Sor!” öyküsü ilgi çekeceğe benziyor.
Dergide son olarak iki önemli rapora yer veriliyor. Özgür-Der Sakarya Şubesi’nin “2006 YÖK Raporu” ile Özgür-Der Diyarbakır Şubesi’nin “2006 İnsan Hakları Değerlendirme Raporu”, “huzur ve güven içindeki Türkiye” gerçeğine bir nebze de ışık tutuyor ve 2006’ya ilişkin iki önemli arşiv belgesi olarak dergideki yerini alıyor.
Derginin arka kapağında ise hicret vurgusuna yer veriliyor: “Küfür ve şirk var oldukça hicret ve cihad da var olacaktır!”