10-01-2008 11:07

Yeni yılımız mübarek olsun

“Hicret, Allah’ın rızası için Allah’ın rızası dışındaki her şeyi terk etmektir. Hicret bir kaçış/firar değil; köklü bir arayış, ciddi bir taleptir. Bu sebeple hicret büyük bir eylem, muhacir ise büyük bir şahsiyettir.` Yeni yılımız mübarek olsun!

Yeni yılımız mübarek olsun

Hz. Peygamber (s.a.v)’in Mekke’den Medine’ye hicretini tarih başlangıcı esas alan Hicri Yıl bugün başlıyor.
Hicret bir yerden başka bir yere göç etme demektir. Müşriklerin zulümleri yüzünden Mekke'de Müslümanlar barınamaz hâle gelmişlerdi. Bu sebeple 2. Akabe Bîatı’nda Hz. Peygamber (s.a.s.) ve Müslümanların Medine'ye hicretleri de kararlaştırılmıştı. Rasûlullah (s.a.s.) "Sizin hicret edeceğiniz yerin iki kara taşlık arasında hurmalık bir yer olduğu bana gösterildi..." diyerek Müslümanların Medine'ye hicretlerine izin verdi. 
 
Muharrem ve Safer aylarında Müslümanlar, aileleri ile birlikte hicret ettiler. Birer ikişer, gizlice Mekke'den ayrılıp Medine'ye gittiler. Ensâr tarafından Medine civârındaki "Avâlî" denilen köylere yerleştirildiler. Hz. Ömer Mekke'den gizli ayrılmadı. Kılıcını kuşandı, Kâbe'yi tavâf etti. Bütün müşriklere meydan okuyarak; “İşte ben Medine'ye gidiyorum. Analarını ağlatmak, karılarını dul, çocuklarını yetim bırakmak isteyenler peşime düşsün...” dedi. Ömer'in hicreti Hz. Peygamber (s.a.s.)'in hicretinden 15 gün kadar önce olmuştu. Kısa zamanda, Mekkeli Müslümanların hemen hepsi Medine'ye göç etti.

Gayesi Müslümanca bir HAYAT

Hicretin 1429’uncu yıldönümü münasebetiyle açıklama yapan Anadolu Gençlik Derneği (AGD) İstanbul Şube Başkanı Fuat Günday, Hicret’in sıradan bir göç olmadığını söyledi. Hicret’in gayesinin Müslümanca yaşamak olduğunu ifade eden Günday, “Hicret Allah’ın emirlerini yerine getirme ve İslâm’ı yaşama hareketidir. Hicret böyle önemli olduğu içindir ki, Hz. Ömer (r.a) onu İslâm tarihinin (Hicri Takvimin) başlangıcı yapmıştır. Mekke’nin fethi bile tarih başlangıcı olarak alınmamış, Hicret hadisesi resmi takvim başlangıcı olarak kabul edilmiştir. Zira Hz. Ömer’in (r.a) ifadesi ile Hicret; Hakk ile batılı birbirinden ayırmıştır. Hicret, İslâm dayanışması ve kardeşliğinin ruhudur. Hicret, ahde vefadır. Israrlı olmak ve direnmektir. Hicret, kardeşi için kendisinden vazgeçmek, kardeşini kendisine tercih etmektir. Hicret, ilim, irfan, mektep, edep ve nezakettir. Mübarek ayakların, fedayı can eyledikleri mübarek yürüyüşün adıdır” dedi.

Günday, AGD olarak bütün şubelerinde ve her ilçede çeşitli programlar tertip edeceklerini belirterek, “Bütün kardeşlerimizin yeni hicri yılını tebrik ediyorum” dedi.

PROF. DR. İSMAİL YİĞİT:

Takvimler dini veya milli mesajlar verir

Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi İslâm Tarihi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İsmail Yiğit:

“Eza, cefa ve zulüm altında inleyen İslâm artık kendine bir sığınak, barınılacak bir yer bulmuş ve Medine, dünya tarihinin akışını değiştiren hareket ve eylemin merkezi haline gelmişti. İşte hicret dediğimiz olay budur. Bu hicret, İslâmi takvimin başlangıcına adını vermiştir. Takvimler aynı zamanda son derece önemli dini veya milli mesajlar içerirler. Toplumlar genellikle tarihlerinin en önemli olayını takvim başlangıcı olarak kabul etmişlerdir. Hz. Ömer zamanında takvim başlangıcını belirlemek için toplanan komisyonun da, bu prensibi dikkate aldığı görülmektedir. Nitekim toplantıda, Hz. Ali’nin teklifiyle, Mekke’den Medine’ye hicret, takvim başlangıcı olarak kabul edilmiştir. Hz. Peygamber’in doğumu, ilk vahiy, Miraç mucizesi, Bedir zaferi ve Mekke’nin fethi gibi her biri İslâmi davet açısından son derece önemli olaylar hatırlandığında takvim başlangıcı olarak hicretin tercih edilmesi, hicretin başarıya giden yolda en önemli dönüm noktası olduğu şeklinde yorumlanmıştır.

Sırf Allah’a ve O’nun Peygamberine inanmaları yüzünden her türlü işkencelere maruz kalan Resul-i Ekrem ve ashabı hicret sayesinde zulüm altında ezilen bir azınlık olma durumundan kurtuldular. Siyasi ve sosyal bağımsızlığa kavuştular. Resul-i Ekrem’in önderliğinde Medineli kardeşleriyle birlikte kendi devletlerini kurup şehirlerinin gerçek hâkimleri oldular. İslâm kardeşliği sayesinde Peygamberimiz’in bayrağı altında birbirlerine kenetlenerek dünya tarihinin en muazzam inkılâbını gerçekleştirdiler.”

GAZETECİ-YAZAR KENAN ALPAY:

“Hicret kıyamete kadar devam edecek bir amel”

“Hicret, Allah’ın rızası için Allah’ın rızası dışındaki her şeyi terk etmektir. Hicret bir kaçış/firar değil; köklü bir arayış, ciddi bir taleptir. Bu sebeple hicret büyük bir eylem, muhacir ise büyük bir şahsiyettir. Hicret, yardımı ve zaferi Allah’tan beklemektir. Böylece hicret kıyamete kadar devam edecek bir ameldir. Allah Rasulü Muhammed (sav)’ın diliyle; “Kafirlerle savaş devam ettiği müddetçe hicret sona ermeyecektir.” Çünkü “Hicret nedir?” sorusuna Hz. Muhammed; “Kötülüğü terk etmendir” cevabını verirken, “Muhacir kimdir?” sorusuna ise; “Hata ve günahları terk edendir” şeklinde cevap veriyor.

Nerede, ne zaman ve ne şartlarda olursa olsun küfür ve şirki terk eden, uzaklaşan kimse muhacirdir. Fıskı, küfrü, şirki olduğu gibi modern tüketim kültürünü, kapitalist yaşam tarzını terk etmek de mü’minler için zor olsa bile kesinlikle bir zarurettir, farzdır. Ahlaki ve ameli olarak nefsimizde, ailemizde ve çevremizdeki her bir ıslah (düzeltme) ameliyesi bizim takva yolunda, hicret yolunda atılmış bir adımımız olacaktır.” (Vakit)
 
 

YORUMLAR
Henüz Yorum Yok !