Gazze direniyor ümmet kuşatma altında
Bugün abluka altındaki Gazze halkının durumu bu ümmetin herhangi bir ferdinin durumu gibi. Çünkü ümmetin fertleri iki tarafın ablukası altında. İlki Arap resmi sistemi ve ikincisi dünya sistemi. İki taraf arasında bir işbirliği olmasaydı uluslararası güçlerin ablukaları başarılı olamazdı.
DR. Sair DURİ
Siyonist oluşum ve bölge ülkeleri, Sykes-Picot anlaşmasının rahminden çıkan siyam ikizleridir. Zira her ikisi de birlikte yaşıyor ve birlikte ölüyorlar. Şöyle ki; bu sınırları kaldırmaksızın bu oluşuma karşı mücadele etmek mümkün olmuyor.
Önemli tarihi anlarda, tarih tek bir ana yoğunlaşır ve coğrafya tek bir noktada toplanır. Tıpkı en çözümsüz siyasi ve düşünsel programların, kalabalıkların yaptığı gelişigüzel bir basit bir eylemle açıkça ifade edilmesi gibi...
Gazze Şeridi ile Mısır’ı birbirinden ayıran Rafah kapısında toplanıp Gazze’ye dayatılan ablukayı kırmak için aradaki engeli aşmaya çalışan Filistin kadınların sahnesi ve Gazze için minimum söylenecek şey bu.
ESKİDEN NE SINIR VARDI NE PASAPORT
Tarihi ve coğrafi açıdan Rafah, Şam vilayetinin coğrafi olarak son noktasıydı. Sonrasında ise tarihi olarak Mısır coğrafyasına bağlı Sina başlıyor.
Fakat Sykes-Picot anlaşması öncesi Mısır ile Şam vilayeti arasındaki bu ayırım noktası sadece kağıt üzerindeydi. Zira ortada bugünkü anlayışıyla bir sınır olmadı. Ne dikenli teller vardı, ne ayırıcı duvar ve ne de pasaport.
SİYONİST OLUŞUMUN VAZİFESİ ÜMMETİ BÖLMEK
Bugün Rafah halkı sınır çizgilerini ayıracak şekilde kentlerini inşa ettiler. Fakat sınır diye adlandırılan bu korkunç şeyin olacağını nasıl hayal edebilirlerdi ki?! Zira toprak bölünüyor, insanlar ayrılıyor ve irtibatları engelleniyor. Oysa binlerce yıl toprak aynıydı ve halk bütün haldeydi. Bu noktada Siyonist oluşumun görevlerinden birinin de Şam Araplarının Mısır Araplarıyla bağlantıya geçmesini engellemek olduğunu hatırlıyoruz. Mısır’ı Şam’dan ayıran tuhaf beşeri bir engel Siyonizm.
GAZZE ÜMMETİN HALİNİ ÖZETLİYOR
Aslında Sykes-Picot sınırlarından duydukları sıkıntılarıyla Gazze ve Rafah halkının durumu, Arap rejimlerinin ve uluslararası sistemin çizdiği sınırlarla birbirlerinden ayrılan ümmetin bütün evlatlarının durumu gibidir. Gazze’de bugün ümmetin sıkıntısı özetleniyor: Coğrafi olarak yapay sınırlarla parçalanmışlık.
Bugün abluka altındaki Gazze halkının durumu bu ümmetin herhangi bir ferdinin durumu gibi. Çünkü ümmetin fertleri iki tarafın ablukası altında. İlki Arap resmi sistemi ve ikincisi dünya sistemi. İki taraf arasında bir işbirliği olmasaydı uluslararası güçlerin ablukaları başarılı olamazdı.
Doksanlı yıllar boyunca Irak ambargosunun sorumlusunun Arap resmi sistemi olduğunu hatırlayalım. Gazze; ümmetin yöneticileri ve uluslararası sistem vasıtasıyla yüz küsur yıllık tarihini özetliyor.
Sınır kapılarına vuran Gazzeli kadınlar ise geçen yüz yıl boyunca Körfez’den okyanusa kadar uzanan alanda ümmetin evlatlarından nesillere kucak açmış uzun mücadelenin hikayesini özetliyor.
Bu uğurda partiler kuruldu, programlar yazıldı ve teoriler tecrübe edildi. Bütün bunlar ümmetin üzerindeki ablukanın çözülmesi yolunda bu sınırların kaldırılması ve adı devlet olan bu hapishanelerin yıkılması içindi.
GAZZELİ KADINLAR ZORU BASİTLEŞTİRDİ
Gazze’nin kadınları sınır kapılarına açmak için, Siyonist-Arap rejimlerinin çifte ablukasını kırmak için kapılara akın ederek bu düşünceleri, bu kurbanları ve bu programları basit, gelişigüzel bir fiile dönüştürdü. Fakat bu gelişigüzel davranışları, arka planda bu yolda akan şehitlerin kanını, uzun mücadeleleri ve tarihi deneyimleri barındırıyor.
Gazze kadınlarının elleri, Siyonist ablukanın kaldırılması için kırılması gereken ilk şeyin Rafah kapısı olduğunun idrakinde. Çünkü bu sınırlar Siyonist oluşumun tamamlayıcı diğer yarısı. Zira Siyonist oluşum ve bölge ülkeleri Sykes-Picot’un rahminden çıkan siyam ikizleridir. Birlikte yaşayıp birlikte ölüyorlar. Bu sınırlar kaldırılmaksızın bu oluşuma karşı direniş mümkün değil.
Gazze’nin coğrafyası, tarihi ve kadınları, ümmetin içerde ve dışarıda dayatılan ablukanın kırılması hikayesini, umutlarını ve hayallerini özetliyor. Gazzelilerin durumu; Sykes-Picot ve Balfour’un düzenlemelerinden kurtulmak isteyen ümmetin durumu.
(Londra’da yayımlanan El Arap gazetesi, 28 Ocak 2008, Arapçadan çeviri: Halil Çelik - Vakit)