İslam ve Hayat
Siyonist işgal rejiminin, İslami direnişin mukavemetiyle püskürtülen Gazze'ye yönelik son soykırım girişiminde 2 binden fazla Gazzeli katledilirken binlercesi de yaralandı.
Bu yaralıların bir kısmı ne yazık ki uzuv kaybı ve kalıcı sakatlık şeklinde gerçekleşti. Gazzeli yaralıların bir kısmı tedavi için İstanbul'a getirildi. Bu yaralı kardeşlerimizi ziyaret eden bir kardeşimiz, izlenimlerini kaleme aldı.
İşte İstanbul'da tedavi gören Gazzeli yaralılardan birkaçına dair izlenimler:
Cumartesi günü Gazzeli yaralıları ziyaret edebildik. Maha, Serra, Rayna, Ziyad ve Nur’un yakınlarının izniyle resimlerini çekebildim. Yaralılarla çok yakından ilgileniyorlar ve çoğunun durumu oldukça iyi. Çocukların yüzleri gülmeye başlamış. Yoğun bakımda olan 2-3 çocuk var diye öğrendik orada bulunan gönüllülerden. Hayati risk altında olanlar da var aralarında.
Maha’nın boynundan aşağısı felç. Onu bu hale getiren saldırıda annesini ve babasını kaybetmiş. Dedesi ile buraya gelmişler, o da çok yaşlı, Maha’ya bakarken zorlanıyor. Gönüllü anneler geliyor her gün ona yemek yedirmeye. “Gözlerin çok güzel” demeye çalıştım vücut dili ile, anladı, gülümsedi. “Bugün daha iyi Maha, en azından gülümsüyor” dedi gönüllü annesi.
İstanbul'da tedavi gören Gazzeli yaralılardan Maha. Boynundan aşağısı felç. Savaşta öksüz kaldı.
Nur, başından ve karnından yaralanmış. Vücudundan şarapnel vb. parçalar çıkarılmış. Kafatasından bir parça kopmuş, kendini yenilemesi bekleniyor.
Rayna, Ziyad ve Serra da vücutlarının çeşitli yerlerinden yaralanmışlar. Ziyad henüz yürüyemiyor ama tedavi ile inşallah koşarak çıkacak hastaneden.
Ahmed diye bir delikanlı, sağ bacağı kopmuş, sağ gözünü de kaybetmiş. Yüzünün her yeri yara içinde. Biz oradayken bağırışlarını duyduk. Meğer uyandığında bacağını göremediğinde hep krize giriyormuş. Mecburen yoğun bakıma aldılar. Onun dışında yetişkin yaralıların da durumları iyiye gidiyor. Maşallah yüzleri gülüyordu.
“Bizim çocuklarımızın oyunu savaş” dedi bir refakatçi. Kendisi de psikolojik tedavi görüyormuş. Uçak seslerinden dahi çok korkuyorlar. Çocuklar da hakeza, gece uçak sesi duyduklarında ağlayarak uyanıyorlarmış.
Onlarla ilgilenen çok fazla gönüllü var. Bu beni çok mutlu etti. İhtiyacınız var mı diye sorduk her birine, “elhamdülillah” dedi hepsi. Gönüllülerin şefi her türlü ihtiyacı kaydediyor. Bir şeye ihtiyaç olduğunda kendisi inşallah bana bildirecek.
Ziyaret etmek isteyen olursa, ziyaret saatinde gitmeleri büyük önem arz ediyor. Hastane yönetimi oldukça sıkı kurallara sahip. Bir de ziyarete gelen çok olduğu için ufak kargaşalar çıkabiliyor. Bilmenizde gerek var diye düşündüm.
Maha; Evlerine düşen bomba sonucu harabeye dönen evlerinde iki kardeşi gözleri önünde vefat etmiş. Annesine evden çıkmaları gerektiğini, kalırlarsa öleceklerini söylemiş. Evden çıkamadan ikinci bir saldırı ile annesi de gözleri önünde şehit olmuş. “Kendime geldiğimde etrafı izliyordum ama ellerimi ve ayaklarımı oynatamıyordum. O an anlam veremedim” şeklinde anlatıyor. Maha’nın boyundan aşağısı şimdi felç. Aşağıda şuan ne durumda yazmıştım.
Serra; Gözlerinin önünde babasının şehit olduğunu görmüş. Bombalardan kaçarken babası Serra’yı kucağında taşıyormuş. Bombayla yere yığılmışlar. Babasını kanlar içinde görünce şok girmiş. Şimdi psikolojik olarak da kötü durumda. Annesine “her yer yine kırmızı oldu, kan oldu” diyormuş.
Rayna; Durumu en iyi olanı Rayna. Maşallah kısa zamanda taburcu olacak inşallah.
Ziyad; Henüz yürüyemiyor Ziyad. Tedavisi sürüyor.
Gazzeli yaralıların bulunduğu hastaneler:
- Pendik, Marmara Eğitim ve Araştırma Hastanesi
- Kartal, Dr. Lütfi Kırdar Eğitim ve Araştırma Hastanesi
Ziyaret edip kardeşlerimize moral verelim, biz de duyarlılıklarımızı tazeleyelim inşaallah.