Mehmed MAKSUT

30 Aralık 2011

KATIRLARIN SIRTINDA UMUD'A KAN, TOPRAĞA CAN DÜŞTÜ...

Katır sırtında umud taşırken, vicdansız insanlarla insansız uçakların birleşip öldürdüğü mazlum köylülere..

Umutlara kan, toprağa can düştü

karanlığın şafağa gebe olduğu bir anda

üzerimize yağdı

vicdansız kurşunlar.

şafağı sıcak bir çorbayla geçirmeye ramak kala

tarumar oldu düşlerimiz,

umutlarımız,

yarınlarımız.

lalezarlar misali kırk canımız solduruldu bir solukta.

erimez karların üzerine

birden uzandı onlarca gencimiz.

radarlara yakalandı 

terör simgesi denilen puşularımız.

dertli dünyamıza 

bir gece ansızın yağdı bombalar.

ellerimiz ve yüreğimiz

sınır boylarında  

katır sırtlarında  üşüyorken

 ilmek ilmek nakşedildi  gençliğimize ölüm

nasılda umudumuzu bağlamıştık

bir iki depo kaçak mazota.

sırtımız karanlığa

yüzümüz şafağa dönüktü.

allaha emanetti çocuklarımız,

annelerimiz, yaşlılarımız

defterlerimiz, okulumuz, düşlerimiz.

nereden gelecek gelsin ölüm,

biz yaşarken ölmüşüz.

dağlarımızda acılarımız,

dillerimizde ağıtlarımız var

ılık bir çorbayı kaçak mazotla elde etmeye çalışırken

radara yakalandı ekmeğimiz. 

mazota karıştı kanımız.

kanlarımız mazota karışınca

gençliğimiz toprakla buluştu.

Sıcak bir ekmek için çıktığımız yolculuğumuz

çileye gebe,

matemli bir doğuma dönüştü

al kanlar içindeki gencecik cansız bedenlerimiz

karların üstünde

kalın battaniyelere sarıldı.

çileli bir bedenle uzandık

yıllarca üstünde yürüdüğümüz topraklara.

Irak vuslatsız firaka dönüştü.

ey dünya duy artık sesimizi

aşımıza kanımız,

ekmeğimize acımız hep karışıyor.

ağlamaktan yoruldu gözlerimiz

kalmadı akacak gözyaşımız

oluk oluk kanımız fırat gibi,

dicle gibi akıyor mezopotamya’ya.

lal oldu dillerimiz ey dünya,

lal oldu yüreğimiz

sabah kahvaltısında

kaçak bir çayı içmeden daha

ansızın insansız uçaklarla

vicdansız yürekler birleşip

akşamdan bombalar yağdırdılar üzerimize…