Mehmed MAKSUT

24 Şubat 2010

KAYBIN EN BÜYÜĞÜNDEN SAKINMAK İÇİN

İnsanoğlunun hayatta en çok kaçındığı konuların başında zarar etmek gelmektedir. Bunu için büyük, küçük her insan hayatın bazı dönemlerinde kendini hesaba çekip, zararını ve karını belirlemeye çalışır. Elbette ki insanın zarar etmemesi için yaptıklarının hesabını bilmelidir. Ama ne acıdır ki kapitalist sistemin çok yoğun bir şekilde kuşatması altında olan insan, her türlü kar-zarar hesabını bu zalimane sisteme göre yapmaktadır. Eylemlerini, düşünçelerini, hesaplarını bu sisteme göre tanımlamaktadır. Oysaki ben Müslümanlardanım diyen insanların yapacağı hesaplar Kuran’ın özüne uygun olmalıdır. Bunu için Kuran birçok yerde zararda/ ziyanda/ hüsranda olanları ifade ettiği gibi bunlarında nedenlerini de ifade etmektedir. Dolayısıyla biz, kar- zarar hesabımızı kapitalist sisteme göre değil Kur’an’i ilkelere göre yapmalıyız.

Asır süresinde insanın hüsranda/zararda/ziyanda olduğunu belirten Rabbimiz, insanın hüsranda ve zararda kalmaması için nasıl kurtulacağını çok veciz bir şekilde belirtmiştir.

Biz inşallah Kuran’ın diğer ayetleri ışığında insanın neden zarar ve hüsrana düşeceğini inceleyip bu konuda başta kendimiz sonra sevdiklerimizi teyakkuza çağırmaya davet edeceğiz. Zira hüsrana ve zarara uğramanın sebeplerini bilmediğimiz zaman bu zarar ve hüsrandan kurtulamayız. En basit insan bile dünyevi anlamda nerede ve niçin zarar ettiğini tespit etmeden zarardan kurtulamıyorsa; Müslümanlarda zararın nedenlerini Kurandan tespit etmeden ve bunlara teşhisler koymadan hüsrandan kurtulamaz.

Kerim olan Kuran bize zararın sebep ve sonuçlarını çok açık bir şekilde veriyor. Dünya ve ahiret hayatında zararda ve hüsranda kalmayı istemiyorsak Allah’ın bu konudaki uyarılarına gelin hep birlikte kulak verelim:

1) İnsanın zarara ve hüsrana düşmesindeki en büyük etken, insanın Allah’ı ve emirlerini bırakıp şeytanın ve onun yolunda giden kişileri dost edinmesidir. Çünkü insan Rabbinin emirlerini bıraktığı an zarar etmeye başlamıştır( Hz âdem kıssasını hatırla! Araf 23). Ki akıl sahipleri için bu zarar gerçek bir iflastır. Bu konuda Kuran’ı Kerim’de şöyle buyurulur: ‘Kim Allah’ı bırakıp da şeytanı dost edinirse, şüphesiz o apaçık bir ziyana uğramış olur’(NİSA 119). Bu ayette insanın zarara düşmesinde iki temel unsurdan bahsedilmektedir. O zaman bu ayetten şunu çok iyi anlıyoruz ki insan Allah ile birlikte bir hayat geçirdiği zaman, her ne kadar dünyevi anlamda sıkıntıda da olsa o zararda değildir. Yine insan eğer şeytan ve dostlarının memnuniyetiyle hayatını yaşayıp; dünyevi anlamda maddi gücü ne kadar güçlü olursa olsun o insan zarardadır.

2) İnsanın zarar ve hüsrana düşmesindeki bir diğer etmen, insanın Kuran’ı Mübini gereği gibi okumaması; Onu anlayıp yaşamamasıdır. Kuran’dan yoksun hayat ve ilişkilerin Rabbimizin katında ve ahiret yurdunda bir değeri olmadığı gibi dünyevi anlamda Müslümanlar için bir anlamı olmamalıdır. Kuran’ın inkâr edildiği, geri plana atıldığı ve uygulanmadığı toplum ve sistemlerin hüsranda olduklarını rahatlıkla söyleyebiliriz. Bir ayet-i kerime de yüce Allah bu durumu şöyle ifade etmektedir:’ Kendilerine verdiğimiz kitabı gereği gibi okuyanlar, işte ona iman edenler bunlardır. Kim onu inkâr ederse, artık onlar zarara uğrayanların ta kendileridir.’(bakara 121) Bu ayetten de anlıyoruz ki insanlar ve toplumlar Kuran’ı hakkıyla okuyup yaşamadıkları zaman, dünyevi büyük imkânlar içinde dahi olsalar onlar bu imkânlarıyla hüsrandan kurtulamazlar.

3) Allahın ayetlerini yok saymak, onlarla hükmetmemek, onları alaya alıp küçüksemek, onlar hayattan uzaklaştırmak da insanı zarara ve hüsrana uğratır. Allahın ayetlerine muhalif hareket eden toplumlar, en zararlı toplumlar olduğu gibi; bu ayetlere haksızlık yapan insanlarda insanların en zararlılarıdır: ‘Kimin tartıları hafif gelirse işte onlar da ayetlerimize haksızlık etmelerinden ötürü kendilerini zarara sokanlardır.’(araf 9) Göklerin ve yerin anahtarı O’nun elindedir. Allahın ayetlerini inkâr edenler ise işte onlar hüsrana uğrayanlardandır.’(zümer 63)

4) Allahın ayetlerini hayatlarında söküp atanlar ve hayatlarıyla ayetleri inkâr edenler de hüsrandadır:’Sakın Allahın ayetlerini inkâr etme, sonra hüsrana uğrayanlardan olursun’(yunus 95). Bu ayettin ışığında Allahın ayetlerini hayatlarından silmiş idareciler, zenginler, sanatçılar vb kişiler de zararda olduklarına göre biz Müslümanlar böyle zarar içinde ki insanlara özenip onları örnek almamalıyız.

5) Her şeyi bu dünyadan ibaret sayıp ahireti yok sayma düşüncesi de insanı hüsrana düşüren faktörlerdendir. Ahireti inkâr etmek insanı dünyaya baglar. Her şeyiyle dünyaya bağımlı yaşayan biri, dünyanın kar ve zarar hesapları içinde kendini iflasa sürükleyebilir: ‘Allaha kavuşmayı yalanlayanlar gerçekten hüsrana uğramışlardır. Onlar hidayete ermiş kimseler değillerdir.’ (yunus 45)

6) Allaha kulluk ve itaat için yaratılan insanın Allahtan başka bazı insan, kurum ve mercilere mutlak manada itaat etmesi; hayatını, bunların çıkardığı, Kuran’a ters kurallarla sürdürmekte insanı hüsrana düşürür:’ Eğer benzeriniz olan bir beşere boyun eğecek olursanız, andolsun, hüsrana uğrayanlardan olursunuz.’ ( müminun 34 ) Ey iman edenler! Siz eğer kâfir topluluklara uyacak olursanız sizi topuklarınız üzeri gerisin geriye çevirirler. O zaman büsbütün büyük hüsrana uğrayanlardan olursunuz.’(âli İmran 149)

7) Allah tarafından, insanlığın kurtuluşu için gönderilen mesajları anlatmak ve yaymak için mücadele eden peygamberlere, davetçilere ve müminlere komplolar kurup Allahın ilkelerinin dünyaya yayılmamasına engel olmak da insanı hüsrana uğratır. Allahın ayetlerinin engellenmesi ve Allahın istediği ilahi düzenin kurulmaması için bir mücadeleye girmek toplumu hüsrana uğratmaktan başka bir şey değildir:’ Biz de dedik ki: ey ateş İbrahim karşı serin ve selamet ol. Ona ( İbrahim’e ) bir tuzak kurdular. Fakat biz kendilerini daha çok hüsrana uğrayanlardan kıldık.’ (enbiya 69–70)

8) Hak ve gerçek olan İslam’ın/Kuran’ın/Peygamberlerin davasını bırakıp heva ve heves temeli üzerinde kurulan batıl davalara inanıp, hakkı inkâr etmek de insanı hüsrana uğratır. Batıl davalar Allahın dışındaki tüm davalardır. Çünkü Allah katında din /dava birdir o İslam’dır: ‘ O göklerde ve yerde olanları bilir. Batıla inanıp hakkı inkâr edenler ise, işte onlar hüsrana uğrayacak olanlardır.’( ankebut 52) ‘Allah’ın emri geldiğimde hak ile hükmolunur ve orada batıl bir dava peşinden koşanlar, işte bu noktada hüsrana uğradılar.’(mümin 78) ‘Göklerin ve yerin mülkü sadece Allah’ındır. Kıyamet günü geldiği gün batılın peşinden giden / hakkı iptal etmeye çalışanlar hüsrana uğrayacaklardır.’(casiye 27)

9) Allahtan başkasına kulluk etmek ve Allaha ortaklar isnat etmek yani şirk koşmak, insanın hüsrana uğramasına neden olur. Şirk Allahın asla affetmediği bir günahtır ve Şirke bulaşmış kişi ve toplumlar da en zararlı toplumlardır: ‘Andolsun sana ve senden öncekilere vahyolundu eğer şirk koşacak olursan şüphesiz amallerin boşa gider ve elbette sen hüsrana uğrayanlardan olursun.’( zümer 65) Şirk koşmak insanın yaptığı tüm iyi amelleri yok ettiği için; iflasın en büyük sebebi olan şirke karşı Müslümanlar olarak teyakkuz halinde olmalıyız.

10) Dünyada iken şeytanın yolunda gitmek; hayatında ve eylerinde Allah’ı unutmakta insanı zarara/hüsrana uğratır. Hayatta iken Allahın unutulması hayatın zarara dönüşmesinin bir diğer adıdır: ‘ Şeytan onları kuşattı da onlara Allah’ı hatırlamayı unutturdu. İşte onlar, şeytanın taraftarlarıdır. Onlar hüsrana uğrayanların ta kendileridir.’( mücadele 19 ) Bu ayetten anlıyoruz ki bize Allah’ı hatırlatmayan sistemler, eğitim kurumları, idareciler hep bizi dolaylı ve direk olarak hüsrana davet ediyorlar.

11) İnsanların hüsran içerisinde zarar etmelerinin bir diğer nedeni de mal/ mülk/ aile/ çocuk vb gibi etkenlerin insanı Allah’ı anmaktan alıkoymasıdır. İnsanı Allah’ı anmaktan alıkoyan her şey insanın hüsranını artırır: ‘ Ey inananlar! Mallarınız ve çocuklarınız sizi Allah’ı anmaktan alıkoymasın. Kim bunu yaparsa işte onlar zarara uğrayanlardır.’(münafıkun 9)

Yukarıda zikrettiğimiz vasıflar ve bu vasıfları üzerinde taşıyan insanlar Allahın katında zarara uğrayanlardır. Dilerim Rabbim bizi ve tüm kardeşlerimizi bu zararlardan muhafaza eder.

Her zarar bazı sıkıntılar getirir insana. Bundan dolayı maddi anlamda belki karlı olan bazı günümüz insanlarının aslında ayetler ışığında ne kadar zararda olduklarını biraz olsun anlamaya çalıştık. Bu insanların ahiretteki durumlarını Kuran-ı Kerim şöyle ifadelendiriyor: ’’Onları görürsün; zilletten başları önlerine düşmüş bir halde, ateşe sunulur iken göz ucuyla sezdirmeden bakarlar. İman edenler de :’gerçekten zarara uğrayanlar hem kendilerine hem de ailelerine kıyamet günü yazık etmiş olan kimselerdir ’ diyeceklerdir. İyi bilin ki zalimler devamlı bir azap içerisindedir.’’(şura 45)

Tüm bu zararlardan kurtulmak için aslında Asr suresi bize bir kurtuluş reçetesi veriyor: Asra andolsun ki insanlar hüsrandadır / zarardadır. Ancak gerçek manada İMAN edenler, imanlarının emrettiği şekilde SALİH AMELLER işleyenler, batıl olanlara karşı HAK olanı söyleyip bunun mücadelesini verenler ve hakkın mücadelesini verirken karşılaşılan her türlü durumlara karşı SABREDENLER müstesnadır. İşte bu vasıflara sahip olanlar Allahın katında zararda olmayanlardır. Bu da gösteriyor ki Müslümanlar hesaplarını yaparken salt madde üzerinden yapmamalıdırlar. Zira yukarıdaki ayetlerde hiç maddeden /paradan/puldan /makamdan bahsetmiyor. Yani bunlar üzerinden kâr-zarar hesabı yapılmıyor.

Son olarak hüsrandan kurtulmak ve böyle sonucu ağır olan bir iflasa düşmemek için Allaha sürekli dua edelim. Zira dua insanın sıkıntılarını ve kaygılarını Allaha iletmesidir. Bizler de bu kaygılarımızı Allah’a iletelim ki zarara düşmeyelim: ‘Dediler ki (Hz. Âdem ve eşi ): ‘Rabbimiz, biz nefsimize zulmettik, eğer bizi bağışlamaz ve esirgemezsen, gerçekten hüsrana uğrayanlardan oluruz.’( Araf 23) Hz Musa’nın kavmi ‘Rabbimiz eğer bize merhamet etmez ve esirgemez isen kesin olarak hüsrana uğrayanlardan olacağız.’( Araf 149) Hz Nuh dedi ki ‘ Ey Rabbim bilgim olmayan şeyi istemekten Sana sığınırım. Ve eğer beni bağışlamaz ve esirgemez isen hüsrana uğrayanlardan olurum.’(hud 42)

Yukarıdaki duaları yapanlar Allahın lütfu ve rahmeti olmasaydı herhalde zarara uğrayanlardan olurlardı.(bakara 64). Bizler Müslümanlar olarak hesabımızı bu Kur‘ani değerlerle yapalım ve eğer zararda isek yukarıdaki insanlar gibi, zararları rahmeti ve lütfu ile gideren Rabbimize dua edelim. O’dur bizi zarardan kurtaracak olan.

‘De ki davranış bakımından en çok hüsrana uğrayacak olanları size haber vereyim mi? Onların, dünyadaki bütün çabaları boşa gitmişken, kendilerini gerçekten güzel bir iş yaptıklarını zannediyorlar. İşte onlar, Rablerinin ayetlerini ve Ona kavuşmayı inkâr edenlerdir. Artık onların yapıp ettikleri boşa gitmiştir, kıyamet gününde onlar için bir tartı tutmayacaktır. İşte inkâr etmeleri, ayetlerimi ve elçilerimi alay konusu yapmalarından ötürü onların cezası cehennemdir.’ (kehf 103–106)

AKIBET MÜTTAKİLERİNDİR… VESSELAM…