30-06-2008 08:38

Kemalizm ciddiyete manidir!

Orhan Ürgenç adlı şahsa göre, başörtülü Emine Hanım Türk`ü temsil etmiyor, fakat mini etekle gezen Mihriban Aliyev Türk`ü temsil ediyor! Şimdi başlıkta ne demek istediğimi anlamışsınızdır sanırım.

Kemalizm ciddiyete manidir!

Kadıtör yazıyor

Sizleri bir kez daha selamların en güzeliyle selamlıyorum kıymetli okuyucularım. Yüce Rabbimizin rahmet ve bereketinin biz Mü'minlerle olması niyazıyla yazıma başlamak istiyorum. 

Duyanınız, işiteniniz, konuyla ilgili haberleri takip edeniniz oldu mu bilmiyorum. Ak Partisi'ne bağlı (AKP ve Ak Parti'ye alternatif bir bu kısaltma kaldı, ben de onu kullanıyorum) Adana Büyükşehir Belediye Başkanı'nın danışmanı olarak görev yapan Orhan Ürgenç adlı bir şahıs, Çukurova Televizyonu'nda icra eylemekte olduğu "Arzın Merkezi" adlı programda Başbakan Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan Hanımı kastederek "Bunlar asla Türk'ü temsil etmiyorlar. Bunlar Sami kültürünü yaşıyorlar. Bir bizim Başbakanımızın eşine bakın, bir de Azerbaycan Cumhurbaşkanı'nın karısına" şeklinde sözler sarfetmiş. Bu sözleri söylerken de Emine Hanım ve İlham Aliyev'in eşi Mihriban Aliyev'in birlikte yer aldıkları bir fotoğraf karesini kameralara zumlatmayı da ihmal etmemiş.

Söz konusu kişiye göre, başörtülü Emine Hanım Türk'ü temsil etmiyor, fakat mini etekle gezen Mihriban Aliyev Türk'ü temsil ediyor! Şimdi başlıkta ne demek istediğimi anlamışsınızdır sanırım. Her ne kadar Ak Partisi'nden bir belediye başkanına danışmanlık yapıyor olsa da, bu kişinin Kemalist kafalı biri olduğunda şüphe yok. Zira böyle bir denklemi ancak bir Kemalist kurabilir. "Başı örtmek Sami kültürüdür ve Türk'ü temsil edemez. Türk'ü ancak mini etek giyip toplumun karşısına çıkan bir kadın temsil edebilir!" 

Bu kişi acaba programdan sonra, "Ben böyle konuştum, beni dinleyen ve ajite olmaya müsait insanları bu şekilde provoke etmeye çalıştım lakin ya birileri kalkıp da bana 'Eski Türklerde kadınlar mini etek giyip ortalıkta açık saçık mı dolaşırdı?" derse ne diyebilirim" diye sormuş mudur kendi kendine. Hiç sanmam. Zira bu tür tutarlı fikir yürütmeler ve özeleştiride bulunma gibi hasletleri bu jakoben kafalarda aramak beyhudedir. Tutarlı fikir yürütme, özleştiri gibi belli bir çaba gerektiren hasletleri geçtik, insanın fitri olarak beraberinde getirdiği ciddiyetten bile uzaklaşmış bir yaklaşımdan söz ediyoruz. Baksanıza şu ciddiyetsizliğe. Bir büyükşehir belediyesinde danışmanlık yapıyor lakin kendini cididye alıp söylediklerinde bir gram tutarlılık olup olmamasına bakmıyor. Alıyor eline bir gazete kupürü, ağzına ne geliyorsa sayıyor. 

Son zamanlarda hep bu mahiyetteki kafalardan yükselen ve aslında gürültüden başka bir anlamı olmayan seslerle muhatap oluyoruz. Söylediklerinde ne tutarlılık var, ne ciddiyet, ne de bir gram hikmet. Zira fikir adına, geleceğe dair bir plan ve proje üretmek adına ellerinde sermaye yok. Tek sermayeleri bu topluma batı kültürünün dayatılması ideolojisi olan Kemalizm. Batı kültürünün, latin alfabesi, frenk şapkası, gregoryen takvimi, moda ambalajlı çıplaklık gibi batıya ait ne varsa Kemalistlere göre "Tük kültürü" oluyor, İslami değerler ise Arap kültürü!

Bu tutarsızlık ve ciddiyetsizlik karşısında "Kemalizm ciddiyete manidir" demekte haksız mıyım? Olup bitenler, yaşanan süreçler tanıklık etmektedir ki, Kemalizm terakkiye olduğu gibi ciddiyete de manidir!

Yazımı, Cumhuriyet'in ilk yıllarında yaşamış olan düşünür Celal Yalınız'ın (Sakallı Celal) şu cümlesiyle noktalıyorum:

"Tanzimat ilan ettik olmadı, meşrutiyet ilan ettik olmadı, cumhuriyet ilan ettik olmadı. Keşke ciddiyet ilan etseydik!"

 

 

YORUMLAR
Henüz Yorum Yok !