Mehmed Durmuş`la “İnternet ve gündem” üzerine
İktibas Dergisi yazarlarından Mehmed Durmuş`la, internet ve güncel konularla ilgili bir söyleşi gerçekleştirdik.
Mehmet Maksud
İslam ve Hayatİnternet gündelik hayatımızda son yıllarda en fazla yer alan bir iletişim aracı oldu. İnternet üzerinden insanlar birçok şeye kolay ulaşma imkânına sahip olurken, maalesef bugün bu alandan toplum ciddi anlamda yaralar almakta ve önü alınamaz derecede sıkıntılar yaşanmaktadır. Bu sıkıntıların başında yanlış bilgilenme, her şeye emek vermeden ulaşma ve bunun getirdiği tembelliktir. Ayrıca ahlaki zafiyetlerine yenik düşen bireyler için bu alan tam bir girdaptır. Günümüz insanları internet sayesinde maalesef uzağa duyarlı, yakına duyarsız bir konuma gelmektedirler.
Yukarıda saydığımız veya dillendiremediğimiz birçok sıkıntıdan maalesef günümüz Müslümanları da artık kısmen nasibini almaktadır. Amaçlı yaratılıp kurallı yaşamayla mükellef olan Müslüman’ın, başkaları gibi bireyci ve benmerkezci bir zihin yapısıyla yaşaması doğru değildir. Dolayısıyla hayatımıza yön veren Kur’an’i ve Nebevi ilkeler, eşyayı kullanırken de bize yol gösterecektir. Bu durum tüm eşyalar gibi internet içinde geçerlidir.
Gündelik hayatımıza, özellikle gençleri kuşatan interneti Müslüman olarak konuşmayı uygun gördük. Bu minval üzere İktibas Dergisi yazarlarından Mehmed Durmuş ağabeyimize bu alanla ilgili bazı sorular sorduk. Bu sorulara verilen cevaplarla bu konuya dikkatleri çekmeyi düşünüyoruz. Rabbimden faydalı olmasını niyaz ediyorum.
Hocam sizi tanıyabilir miyiz?
1964 kayseri doğumluyum. Erzurum İslami İlimler Fakültesinde başlayan ilahiyat tahsilini Erciyes Üniversitesi İlahiyat Fakültesinde tamamladım. Atatürk Üniversitesi İlahiyat Fakültesinde hadis dalında yüksek lisans yaptım. Halen Kayseri’de öğretmenlik yapmakla birlikte, evli dört çocuk babasıyım. İktibas Dergisi’nde sürekli yazmakla birlikte ve çeşitli dergilerde zaman zaman yazılar yayınlamaktayım. “Haberlerin Ağında Mehdilik” ( Anlam Yayınları, Ankara, 2003) ve “Kur’an’a Göre Şefaat” (Anlam Yayınları, Ankara, 2010) adlı iki basılmış çalışmam var.
İNTERNETLE İMTİHANIMIZ
Hocam biz Müslümanlar olarak günümüzün yaygın iletişim ve ulaşım aracı olan İnterneti Müslüman’ca nasıl ve ne kadar kullanabiliriz?
Öncelikli olarak gayret ve çalışmalarınızdan dolayı sizleri tebrik eder, Rabbimden sizin gibi gençlerin İslam’i hizmetle ilahi rızaya muvaffak olmanızı yüce Rabbimden niyaz ederim. Rabbim sizleri ve sitenizi İslam’a her daim hizmet edenlerden eylesin.
İnterneti, benzeri basın-yayın organlarını kullandığımız/kullanabildiğimiz kadar ‘müslümanca’ kullanabiliriz. İnternetin ‘modern’ bir üretim olduğu malumdur. Birçok yönüyle, insanlığın sahip olduğu binlerce yıllık geleneksel iletişim vasıtalarından apayrı bir araçtır internet. Modern teknoloji devinin en önemli parçasını / beyin takımını oluşturan bilgisayar interneti doğurdu. Bilgisayar, dolayısıyla internet, binlerce yıllık geleneksel iletişim biçimini, hele de sohbeti bitirdi. Bilgisayar, bireyci, hazcı, bencil modern medeniyeti daha da körüklüyor. Bütün işler bilgisayarla yapılmaya adeta mahkûm ve mecbur edilmiş durumdadır.
Kişisel olarak hiç hazzetmememe rağmen, çağın bu ‘zoraki’ aracından yararlanmak da kaçınılmaz olmuştur. Birtakım şartlar, özel beğenilerimizi aşan durumlar ortaya çıkartmaktadır. Yazıyı, selüloz kokusu alarak kâğıttan okumak isteği, belki ‘yaşlı kesim’in nostaljisi gibi algılanmaya müsaitse de, kitaptan okumanın yine de tartışılmaz bir güzelliğinin olduğuna inanıyorum. Kâğıtla insan arasındaki ilişkinin doğallığını kimse yadsıyamaz.
‘Nasıl?’ sorusuna, “ölçülü, gerektiği kadar” diye cevap verebilirim. İnterneti öncelikle sahici işlerimiz için kullanmalıyız. İletişimdeki birtakım yararlarını göz ardı edemeyiz. Matbuattaki basım-yayım külfetleri, zaman kaybı internette yoktur. İnternet yayıncılığı daha ucuz ve daha kolaydır. Bir anda bütün dünyaya aynı mesajı ulaştırabiliyorsunuz. Dolayısıyla, söyleyecek sözü, iletecek mesajı olanların, internetin bu imkânlarından faydalanmaları gerekir.
Hocam peki size göre İnternetin İslamî davete yararları ve zararları nelerdir?
Yukarıda buna kısmen değinmiş olduk. Fakat bunun dışında internetin oldukça ciddi zararları bulunmaktadır. Maalesef bilgisayarı Samiri’nin buzağı tanrısı gibi algılayan uçarı bir neslin çılgınlığı ve teknolojinin faziletlerine iman etmiş ebeveynlerin duyarsızlığı nedeniyle internet fitne ve fesat saçmaya devam etmektedir. İnternetten neş’et eden bu fitne ve fesat, matbû basın-yayın organlarıyla da işlenmiyor mu diyecek olanlar tabi ki haklıdırlar. Bu itiraz yerindedir ama her ikisini karşılaştırdığımızda, aralarında kazma-küreğin yaptığı yıkım ile buldozerin yaptığı yıkım kadar fark vardır.
İnternet maalesef her türlü münkeri, fahşayı, her türlü iğrençliği sadece görünür hale getirmekle kalmamakta, alabildiğine teşhir etmekte, gözünü yummak isteyenlerin dahi gözünün içine sokmaktadır. İnternetin böyle bir özelliği var. Modern medeniyet, mahremiyet kavramına düşmandır. İnsan hayatında hiçbir mahrem alanın kalmaması istenmektedir. İnternet şu an böyle bir ortam (media) oluşturmaktadır. Başkalarına hareminin adını söylemekten sarf-ı nazar eden dedelerin torunları, maalesef internet üzerinden evli genç annelerin başka erkeklere kaçtıkları günleri yaşamaktadırlar.
İnternetin ikinci büyük tahribatı vakitle ilgilidir. Şu anda milyonlarca öğrenci, internetin zebunu olmuş, en kıymetli vakitlerini internet cehenneminde heba etmektedirler. İnternet başında sabahlayan gençlerin sayısı ciddi boyutlardadır. Bu esnada yakalandıkları bin bir türlü psikolojik ve bedensel hastalıklar da, internetin ikramiyesi gibidir. Asır suresini ve akıp giden, bir daha dönmeyecek olan en büyük sermayemiz olan ‘zaman’ı bu çocuklarımıza kavratamamanın ızdırabını yaşıyoruz.
İnternet ayrıca her şeyi görünürlüğe indirgenmektedir. ‘Görsellik’ her şeyin önüne geçmiştir. Kitab-ı Kerim’de ‘kalem’e, ‘kırtas’a, satır halindeki ‘yazı’ya yemin edilmesi boşuna değildir. Kalem ve kâğıt yazıyı, yazı ilmi, okumayı temsil etmektedir. İnternet kalem ve kâğıdın pabucunu dama atmıştır.
Bununla beraber, interneti hayatımızdan tamamen söküp atmak ya da internete tamamen bigâne kalmak mümkün olmadığına göre, ondan ‘islamî davet’ alanında olabildiği kadar yararlanmalıyız. İnternetin bilgiyi arşivlemek ve bilgiye kolay ulaşmak gibi yararları vardır. Bununla beraber, bilgiye kolay ulaşmanın, bir o kadar da ‘zarar’ı uhdesinde barındırdığına değinmeden geçmemek gerekir. Diğer bir yararı, en hızlı haberleşme, bilgiyi paylaşma vasıtası olmasıdır. Kitlelerin belki on yıllardır ilgisini çekmeyen, belki de varlığından bile haberdar olmadıkları kimi ‘davet’ seslerini internet, ‘Mısır’ın sağır sultanı’na bile ulaştırmakta başarılıdır. Mesajın anında, olabildiğince daha fazla insana, hem de etkin bir dille ulaştırılması internetle mümkün olabilmektedir. Bununla beraber internetin bu yararları, Müslümanları kitaba, hikmete, sohbete, yüz yüze ilişkilere karşı kör ve sağır yapmamalıdır. Ben, her şeye rağmen kitabın (matbu evrakın) yerini hiçbir şeyin dolduramayacağını düşünüyorum.
Hocam, gündemi ilkbahar bulutları gibi ani değişen Türkiye’de Müslümanlar gündeme nasıl yaklaşmalı ve gündemi nasıl okumalıdır?
Müslümanlar gündeme müslümanca yaklaşmalı ve müslümanca okumalı… Müslüman’ın namazı, ibadetleri, hayatı ve ölümü Allah için olduğuna göre, hayatı okuması da Allah için ve Allah adıyla olmalıdır. Allah'ın adından bağımsız bir gündem okuması, yani siyaset olamaz. Gündem dediğimiz şey, her gün cereyan eden, beldemizdeki ve dünyadaki hadiselerdir. Bu hadiseleri doğru okuyabilmek, öncelikle doğru bir din, doğru bir dünya, doğru bir siyaset algımızın olmasıyla mümkündür. Bu anlamda kavramlara çok dikkat etmeliyiz. Her kavram her ideolojiye uymaz. İslam bir ideoloji değildir ama İslam'ın ideolojik boyutunu sulandırıcı kavramsal çarpıtmalara karşı bilinçli olmak zorundayız. Bir örnek vermek gerekirse, Kur’an’ın “lekum dînukum ve liyedîn” ayetini kimileri, İslam'ın din ve vicdan özgürlüğüne verdiği değer olarak yorumlamaktadırlar. Oysa bu ayet tam da “din ve vicdan özgürlüğü” denilen şeyi reddetmenin açık belgesidir. Çünkü kelimenin tam anlamıyla bir ayrışmayı, imanla küfür, İslam'la diğer küfür sistemleri arasında çekilmesi gereken keskin hatları işaret etmektedir. Bu ayet böyle anlaşılmazsa, Kur’an algımız hastalıklı demektir.
İlave olarak Müslümanlar, ülkede ve dünyada olan olayları duygusallıktan uzak, aklıselim / kalbi selîm ile ilimle değerlendirmeli, olayların ardındaki gerçek sebepleri, her siyasî kararın ardında yatan siyasal aklı anlamaya çalışmalıdırlar. Peygamberimizin (sav) Hudeybiye’de, oradaki Müslümanların tamamının algısının aksine, Mekke kâfirleriyle on yıl sürecek bir anlaşmayı imzalamaya olan kesin kararlılığından alacağımız çok ders vardır. İyi bir siyasal okuma budur işte.
Türkiye’nin yeni bir demokratik seçime hazırlandığı şu günlerde, partilerin seçmen kitlesinin nasıl partizanca, duygusal ve fanatik biçimde hareket ettiklerine bakıp, bundan dersler çıkartabiliriz. Hiçbir durum, müslümanı adil olmaktan engellememelidir.
Hocam bizlere vakit ayırdığınız için can-u gönülden Allah razı olsun diyoruz…
Allah sizden de razı olsun ve sizlere hak yolda başarılar nasip eylesin…
(Haftaya: Hikmet Ertürk'le söyleşi)
-
AS.ÖZ 11-05-2011 23:43
s.a anlatımınzı güzel mehmet bey.interneti müslümanca kullanmanın faydalarına değinmiş ve öğrencilerin ve velilerin dikkatini umarım çekmişsinizdir.
-
i.metin 11-05-2011 17:04
mehmet kardeşin söylediklerine katılıyorum. bu konuda sükrü kardeşimizinde altaki linkdeki yazısı okunmalıdır. http://www.islamvehayat.com/kilavuz.php ebeveyn filtre programı kullanılırsa fazla sıkıntı yaşanmaz,kendim kullanıyorum tavsiye ederim. http://www.rtuk.org.tr/sayfalar/IcerikGoster.aspx?icerik_id=7d886e32-58ba-4e95-af95-5ac4efc38b9c