Mehmed MAKSUT
MESAJ KIVILCIMLARI
Yoğun bir atmosferde yaşadığımız Ramazan ayı, gerçekten bereketli şekilde geçmektedir. Bu bereketli ayda insan ister istemez yoğun oluyor. Bizler de bu yoğunluktan nasibimizi aldığımız için yazımızı aksattık. Onun yerine özellikle Mehmet Alagaş'ın, kendimizce önemli ve gerekli gördüğümüz bazı tespitlerini paylaşmak istedik. Günümüzle ve bizimle ilgili, yerinde tespitleri olan Alagaş'ın bazı cümlelerini birlikte okuyalım istedik…
-İnsanlık hayatında adalet, ancak Allah'ın kitabı ve resulünün sünnetinin uygulanması ile gerçekleşir.
-Müslümanlar veya Müslüman olmak isteyenler hak olan gerçeği meçhul bir geleceğe erteleyerek batılın değişik versiyonları, değişik seçenekleri üzerinde düşünüp bunlardan birini tercih etme yoluna gidemezler.
-Dünyevi kaygılar veya İslami (!) beklentiler ile batıl seçeneklerden herhangi birisini ehven mantığı ile tercih etmek, hakkı ve hak olan islamı tercih dışı bırakmak demektir
-Arzuladığımız İslami kimlik ve İslami kişilik, hem aklımızı hem de kalbimizi muhatap alan ilahi vahye, hem aklımızla hem de kalbimizle yönelmemiz neticesinde meydana gelebilecektir.
-Hak elbette üstündür, ona üstün gelecek yoktur. Ancak hakkı, hakça, haklı bir üslupla, hak niyetle, hakka yaraşır bir biçimde savunamayanları zilleti, hakkın üstünlüğüne hiçbir halel getirmez.
-Hakka küfredenler, hakkı gasp edenler, hakkı yiyenler aynı zamanda gücü elinde bulunduran zümrelerse bu durumda güç haklının oluncaya kadar ya da hak güçleninceye dek insana, yalnızca insana yatırım yapmak ve onun dışında hiçbir yönteme bek bağlamamak her akıl sahibi müminin şiarı olmalıdır.
-İslami tebliği kabul edilebilir hale getirmeye çalışmakla değil, tebliğe muhatap olan insanları İslami tebliği kabul edebilir hale getirmeye çalışmamız gerekir çünkü değişmesi gereken ve değişecek olan İslami tebliğin kendine özgü keyfiyeti değil bu tebliğe muhatap olan kişilerin zihniyetidir.
-İlahi vahiye göre bozmakla ve deşifre etmekle yükümlü olduğumuz şeytani kavramlar varsa: Şer odağı olan bu kavramları içini dışına çıkarmak ve ifşa etmek durumundayız.
-İslama göre cahillik, günümüz üniversitelerinde mezun olup olmamakla ilgili bir hadise değil, bir insanın yaratılış hikmetini ve kulluk ödevlerini bilmemesidir.
-Yaşadığımız coğrafyada İslam'ı ihya etmek isteyenler de İslam'ı imha etmek isteyenler de ben müslümanım demektedirler. Müslümanların karşısında ben Müslüman değilim diyen bir cümle ben Müslüman değilim diyen bir grup yoktur. Ne garip değil mi?
Umud etmek ile hayal etmek arasında önemli bir fark vardır. Şartları ve gereği yerine getirilmeyen umudlar, gerçekleşmesi mümkün olmayan hayallerdir. Yarınlarda Müslümanların bir ve beraber olmalarını umud edebilmemiz için taşıdığımız umudun gereği olarak bu Müslümanların ortak kimlik ve kişiliğe kavuşmalarına gayret sarf etmemiz gerekir. Tarlayı zararlı maddelerden temizlemeden, ekilmesi gerekeni ekmeden yağmur duasına çıkmamız ve bereketli mahsuller beklememiz tabi ki abes olacaktır.
Bu paylaştıklarımızı “Kıvılcımdan Mesajlar” adlı eserden alıntı olarak aldık.
DUAMIZ:
Rabbim! Müslümanları dinlerinden haberdar et. Âlemi saran karanlıkları İslam’ın nuru ile aydınlat.
Rabbim! Bana, ahirette senin rahmetinden uzaklaştıracak bir dünya nimeti verme.(Ömer b. Abdulaziz)
Rabbim! Dinini muzaffer kıl, Şeriatını yücelt, Mü'minleri güçlendir.
Rabbim!Dünya hayatımızda dinin olan İslam'a yapışmayı bize nasip et, o büyük günde sana dönüşümüzü kolaylaştır, fazlın ve kereminle bizi azabından koru zira bütün âlemlerin rabbi sensin. Senin gücün her şeye yeter.
Rabbim! Yolunda yaşamayı bize nasip etki yolunda ölmeye yüzümüz ye umudumuz olsun.
Rabbim! Resulünün ve şehitlerin yolunu sürdürmek için bize direniş ve şehadet ruhunu lütfet.