Muhbirci Hürriyet’in ‘Kutlu Doğum’ karnesi: Pekiyi!
Gazetecilikle gammazcılığı, muhabirlikle muhbirliği her daim birbirine karıştıran Hürriyet, misyonunu layıkıyla yerine getirmeye devam ediyor.
Gazetecilikle gammazcılığı, muhabirlikle muhbirliği her daim birbirine karıştıran Hürriyet, misyonunu layıkıyla yerine getirmeye devam ediyor. Hürriyet, bu yıl da "kutlu doğum etkinlikleri"ni yakından takip ederek nerede başörtülülerin ‘ortaya çıktığını’, nerede seyircilerin ‘haremlik-selamlık’ oturduğunu tespit ederek, ek iddianameye ve muhtemel muhtıralara delil topladı.
Jurnalci gazeteciliğin amiral gemisi Hürriyet; Kutlu Doğum Haftası münasebetiyle düzenlenen etkinlikleri bu yıl da çok yakından takip ederek, vazifesini layıkıyla yerine getirdi. “Genelkurmay Başkanlığı’nın 27 Nisan 2007’deki tepkisine yol açan yeşil kıyafetli türbanlı kız çocuklarından oluşan grubun bu yıl Şanlıurfa’nın Ceylanpınar İlçesi’nde ortaya çıktığını” yerinde tespit etti. Şanlıurfa İl Müftülüğü’nce düzenlenen şiir ve hadis yarışmasında dereceye giren Kuran kursu öğrencilerinden birinin başı açık, dokuzunun başörtülü olduğunu gözünden kaçırmadı. Konya Müftülüğü’nce düzenlenen ’İmam Hatip Liseleri Arası Siyer Bilgi Yarışması’nda kız öğrencilerin “türbanlarıyla katıldığını” ve üstelik öğrencilerin konferans salonunda harem-selamlık şeklinde oturduğunu fotoğraflarıyla belgeledi. Muhtemelen gazete küpürleri; ilgili mercilere ek delil olarak ulaştırılmıştır.
Hürriyet’in bu ihbarları sunduğu haber dili ise merkez medyanın pespayeliğini gösteriyor. Örneğin “Başları örtülü olan ve yeşil renkte tek tip kıyafet giymiş kızlar” tamlamasıyla sanki bir suç şebekesinin aranan sabıkalılarından bahsediliyor! Birçok haberde şuna benzer ifadeler özellikle yer alıyor: “İsimleri anons edilerek Atatürk posteri ve Türk Bayrağı'nın bulunduğu sahneye çağırılan öğrencilerden sadece ilköğretim okulu öğrencisi Selma Yılmaz’ın başının açık olduğu dikkat çekti...” ya da “Türbanlı Kuran kursu öğrencisi kızlar Atatürk posteri ve Türk Bayrağı önünde ilahiler ve kuran okudu.” Bu detaycı jurnalciliğin kime/neye hizmet etmek maksadıyla yapıldığı ise yine konuyla ilgili bir haberin sonundaki ifadelerden rahatlıkla anlaşılıyordu: “22 Nisan gecesi Şanlıurfa’nın Atatürk Spor Salonu’nda düzenlenen ve yaklaşık 2 bin kişinin katıldığı Kutlu Doğum Konferansı’nda, yaşları 5 ile 12 arasında değişen yeşil renkte giyinmiş, başları örtülü 8 kız çocuğu arkalarında Atatürk posteri ve Türk Bayrağı önünde ilahi okumuştu... Genelkurmay Başkanlığı, 27 Nisan 2007’de gece yarısı internet sitesine koyduğu bildiride yaşananlara tepki göstermişti.”
Hürriyet, bir yandan jurnalcilik yaparken, diğer yandan ne tür demeç ve etkinliklerin merkez medya tarafından takdirle karşılanacağına ortaya koymayı ihmal etmedi. Örneğin Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Bardakoğlu’nun “Diyanet İşleri olarak demokrasi ve laikliği önemsiyor ve bir arada yaşamanın önemli bir ayağı olarak görüyoruz” açıklamalarını büyük puntolu başlıklarda öne çıkardı. “Davul zurna ilahili Kutlu Doğum” haberinde İzmir Müftülüğü’nün düzenlediği birinci İzmir Yağlı Güreşleri etkinliğinden hoşnut bir dil kullandı. Hatta “güreşlerin her yaştan vatandaş tarafından büyük ilgi görmesini,” etkinliği haklı olarak eleştiren Milli Gazete’ye verilen bir cevap olarak değerlendirdi. Hangi etkinlikte kim ne derse desin, Hürriyet hep aynı demeç verilmiş gibi yaptı: “Peygamberimizin sünneti baştan sona sevgiyi ve hoşgörüyü işliyor. Bizim medeniyetimiz hoşgörü medeniyetidir.”
23 Nisan geliyor. Bayram dedikleri günün çocuklar için tören eziyetine dönüştürülmesine karşı ‘pedagojik’ bir ilgi, alaka olacak mı dersiniz? Bakalım Hürriyet’te “tek tip kıyafet giymiş kızlar” ile ilgili tek bir haber görebilecek miyiz? Sormak bile abes geliyor değil mi? (Kontrmedya)