Siyonist işgal rejiminin Gazze`ye diz çöktürme planları üzerine
İşgale karşı her türlü direniş yolunu deneyen Gazze önce direniş, ardından silahlı mukavemet gösterirken, şimdi de işgalcinin kirli çamaşırlarını bütün dünyaya gösteren ve Filistin davasını olması gereken merkezi noktaya taşıyan barışçıl halk direnişini sürdürüyor.
Siyonist işgal rejimi uzun yıllar Batı Yaka ve Gazze’deki savaşı idare etme politikasını planlı bir şekilde sürdürdü. Bu süre içinde yerleşke alanlarını genişletti ve daha fazla toprak gasp etti. Bütün bunları zaman zaman barış görüşmeleri, zaman zaman da siyasi dosyaların tıkandığı süreçlerin gölgesinde yaptı.Bu konuda İsrail eski Başbakanı Şamir’in hatıralarına baktığımızda bu politikayı görmek mümkündür. Şamir hatıralarında, İsrail’in barış görüşmeleri sürecini başlattığında Amerika’dan bunun başlangıcının olduğunu ancak sonunun gelmeyeceği konusunda taahhüt aldıklarını ifade ediyor. Bu sözlerin sonucunu bugün pratikte görmek mümkündür. Zira İsrail Filistinlilerle barış anlaşmasını – ki bu konuda Filistinliler anlaşmadan dolayı büyük bir mazlumiyet yaşadılar- mezara koydu.Kısa bir süre önce Siyonist işgal rejimindeki Ulusal Güvenlik Araştırmaları Enstitüsü düzenlediği bir günlük çalıştayda Filistin-İsrail ilişkilerinin geleceğini masaya yatırdı. Tartışmanın odak noktası Batı Yaka idi. Genel görüş, İsrail’in Batı Yaka’yı tamamıyla topraklarına ilhak etmek istediği yönündeydi. Katılımcılar bunun yerine, Filistin Yönetimi’nin İsrail’in rahat hareket etmesini sağlayacak şekilde Batı Yaka’daki noktaları idare etmesi için yerinde kalmasını, Tel Aviv’in ortağı olarak çalışmasını önerdiler.Katılımcılar özet olarak şunu ifade ettiler:“İsrail’in ekonomik barışın sağlanması umudu ve Filistin Yönetimi’nin olmaması durumunda İsrail’in boşluğu doldurmak için Batı Yaka’daki Filistinlilerin ekonomik durumlarını iyileştirmesi gerekir.”Bu açıklamalar işgalci İsrail’in şu anda pratikte uyguladığı senaryoyu özetliyor.Toplantıya katılanlar, İsrail toplumunun çoğunluğunun iki devletli çözümü desteklediğini belirterek, yine çoğunluğun Filistinlilerin kuracağı bu devletin egemenliği dar, silahsız ve Batı Yaka’nın sadece %40’ına hükmeden bir devlet kurmasını desteklediğini ifade ettiler.Batı Yaka’da aşamalı olarak uygulanan politika amacına uygun olarak yürüyor. İster bütün bölgenin ilhakı şeklinde olsun ve ister var olan durumun olduğu şekliyle muhafazası şekliyle olsun, gelişmeler işgal rejiminin stratejisine göre şekillendiğini gösteriyor.İşgal rejiminin tercih ettiği senaryo, durumun şimdiki hal üzere devam etmesidir.Batı Yaka’da durum böyleyken akla şu soru geliyor. Acaba işgalci İsrail, Gazze’nin geleceğini nasıl görüyor? Ve Batı Yaka’dan tamamıyla kopmuş olan bu coğrafyanın geleceğini nasıl değerlendiriyor?Denizin yutamadığı Gazze…İsrail’in kendisine karşı en büyük tehlike olarak gördüğü, silahsızlandırmanın ve direnişini yok etmenin imkansız olduğunu itiraf ettiği Gazze…İsrail’in siyasi ve güvenlik düşüncesine hâkim konunun Gazze olduğunu söylersem sanırım abartmış olmam. İşgale karşı her türlü direniş yolunu deneyen Gazze önce direniş, ardından silahlı mukavemet gösterirken, şimdi de işgalcinin kirli çamaşırlarını bütün dünyaya gösteren ve Filistin davasını olması gereken merkezi noktaya taşıyan barışçıl halk direnişini sürdürüyor.Siyonist işgal rejiminin Gazze’ye yönelik seçenek ve stratejileri son günlerde daha da belirginleşmeye başladı. Tablo bunlardan bazılarının daha şimdiden başarısız olduğunu gösteriyor.İşgal rejiminin Gazze’nin geleceğiyle ilgili senaryoları ve seçenekleri:Bir: Bölge halkının Hamas yönetimine başkaldırmasını sağlamak için Gazze’yi boğmaya devam etmek. Bu seçenek başarısız oldu. İsrail bunun niçin başarısız olduğunu gördü ve sebeplerini biliyor. Gazze’deki yönetimde bazı hatalar olmasına rağmen, yolsuzluk olmadığı için halkın başkaldırmasına zemin hazırlayamadılar.İki: Son zamanlarda patlak veren Filistin uzlaşısını kendi lehine kullanmak. Filistin Yönetimi’nin Gazze’ye hâkim olmasını, bunun için de iç çatışmayı yeniden başlatmayı sağlamak. Tabi bununla direnişin silahını bitirmek, azaltmak, gelişmesini engellemek ve en sonunda İsrail tarafından tamamıyla yok edilmesine yol aralamak.Üç: Gazze’ye yönelik askeri seçenek. Bu seçenek tartışma masalarında eksik olmuyorsa da İsrail’deki genel kanı, Tel Aviv’in yeni bir savaşta kesin zafer kanamayacağı yönündedir. Sadece bu değil, olası bir savaş yeni ve büyük sürprizleri de beraberinde getirebilir. Mesela böyle bir savaş Ulusal Güvenlik Araştırmaları Enstitüsü Başkanı Amos Yadlin’in dediği gibi direniş güçlerinin Gazze çevresindeki yerleşkeleri ele geçirmesine neden olabilir. Dolayısıyla işgal rejimindeki birçok siyasi Gazze’ye karşı yeni bir savaş açmanın öncelikli olmadığını böyle bir savaşın birçok tehlikeyi içinde barındırdığını savunmaktadır.Dört: Gazze’yi Filistin devletinin kalbi kabul eden ve Sina’ya açılmasını ön gören Yüzyılın Anlaşması’nın hayat bulması için yapılan çalışmalara hız verilmesi. Ancak bu senaryonun da Gazze halkının son hamlesiyle başarısız kalacağı görünüyor. Yakında mezara konulacağının işaretlerini veriyor. Gazze halkının başlattığı sivil direniş başka bölgelere sıçrarsa bu seçenek tamamıyla mezara gömülecektir.Beş: İsrail açısından en fazla tercih edilen senaryo. İsrail’in uzun süre Hamas’a karşı isyana teşvik ettiği halkın kendi yüzüne karşı yapacağı patlamayı durdurmak için çözüm yollarını bulmasıdır. Bu konudaki öneri ve stratejilerin işgal hükümeti içinde tartışıldığı ve bunu savunanların sayısının her geçen gün artmaya başladığı görülüyor.Siyonist işgal yönetimi Ulaştırma Bakanının daha önce kontrol altında olması kaydıyla Gazze’de liman ve havaalanı inşa edilmesi önerisine birçok yetkili gülüp geçerken, Gazze’deki güvenlik tehdidini aşamalı da olsa bertaraf etmek için şu anda en iyi seçenek olarak görülüyor.Beşinci senaryo uygulanmadan önce birkaç çatışma yaşanabilir. Tabi yaşanmayabilir de. Ancak şunu söylemek gerekir ki ambargo altında yaşayan Gazze’nin kendi geleceğini kendisinin belirlemesi gerekir. İsrail artık Gazze’yi egemenliği altına aldığı tarihi Filistin topraklarından saymıyor. Çünkü bir daha dönmemek üzere Gazze’den çıkmıştır.Siyonist işgal rejimi beşinci seçeneği hayata geçirse bile Gazze verdiği ağır bedeller nedeniyle Filistin davasında ağırlık oluşturmaya devam edecektir.Bedel ödeme ve fedakârlık tabloları burada somutlaştı. Yine Filistin halkının ortaya koyduğu bedelin semeresi güçlü bir direniş şeklinde burada ortaya çıktı. Bu direniş, Filistin halkının bağımsızlık ve özgürlük rüyasını yansıtıyor.(İmad Ebu Avvad / turkish.palinfo.com)
YORUMLAR
Henüz Yorum Yok !