17-03-2014 18:56

Suriye`de 3 yılın acı tablosu

Suriye`de yönetim karşıtı protestolarda ilk can kaybının meydana geldiği 18 Mart 2011 tarihinden bu yana 124 bin 927 Suriyelinin hayatını kaybettiği bildirildi.

Suriye`de 3 yılın acı tablosu
Suriye'de yönetim karşıtı protestolarda ilk can kaybının meydana geldiği 18 Mart 2011 tarihinden bu yana 124 bin 927 Suriyelinin hayatını kaybettiği, 2 milyon 553 kişinin komşu ülkelere göç ettiği, 2 milyon 945 bin binanın yıkıldığı veya hasar gördüğü bildirildi. 
 
Suriye İnsan Hakları Örgütü (SNHR) tarafından yayımlanan raporda, geçen üç yıl zarfında rejim güçlerinin muhaliflerin denetiminde olan bölgelere ağır silahlarla saldırması sonucunda 105 bin 721 sivilin hayatını kaybettiği, bunların da 14 bin 144'ünün çocuk, 12 bin 935'inin kadın olduğu belirtildi. 
 
Saatte ortalama 6 Suriyelinin rejime bağlı güçler tarafından öldürüldüğü kaydedilen raporda, her iki saatte bir çocuk, her üç saatte de bir kadının hayatını kaybettiği ifade edildi.
 
Söz konusu dönemde El-Kaide ile bağlantılı gruplar tarafından öldürülen kişi sayısının da 1037 olduğuna işaret edilen raporda, bunların da 41'i çocuk, 32'si kadın olmak üzere 386'sını sivillerin oluşturduğu kaydedildi.
 
Yermuk bölgesinde 128 kişi açlıktan öldü 
 
Suriye Genel Devrim Konseyi'nin (SRGC) verilerine göre, Şam'ın güneyinde yer alan ve hükümete bağlı güçlerin kuşatması altında bulundan Yermuk kampında Temmuz 2013'ten bu yana kampta yaklaşık 200 sivilin yaşamını yitirdiği, bunlardan 128'inin açlıktan öldüğü kaydedildi. 
 
2 bin 500 varil bombası atıldı
 
Suriye’de rejim güçleri tarafından muhaliflerin bulunduğu bölgelere yaklaşık 2 bin 500 varil bombası atıldığı, bu saldırılarda en az 4 bin kişinin yaşamını yitirdiği belirlendi. 
 
 SNHR'nin açıkladığı rapora göre, varil bombaları en fazla Halep'te muhaliflerin bulunduğu bölgeler, Şam'ın Dareya ve Yebrud bölgesi, Humus, Lazkiye, Dera ve İdlib gibi muhaliflerin denetiminde bulunan bölgelere atıldı. 
 
2 milyon 945 bin bina yıkıldı veya hasar gördü
 
SNHR’nin hazırladığı rapora göre, ülkede rejim güçlerinin saldırıları sonucu aralarında konut, hastane, cami, okul ve kilise bulanan 2 milyon 945 bin bina yıkıldı veya hasar gördü.
 
Raporda, binaların 589 bininin tamamen yıkıldığı, bu sayının ülkedeki tüm yapıların yaklaşık yüzde 20'sine karşılık geldiği belirtildi. Hasar gören 736 bin binanın ise ayakta kalanların yüzde 25'ine tekabül ettiği kaydedildi.
 
Hasar gören binalar arasında 3 bin 872 okul, 451 cami, 194 hastane ve 36 kilise bulunuyor.
 
Humus'ta 875 bin, Halep'te 762 bin, Şam'da 625 bin, İdlib'te 520 bin, Dera'da 380 bin, Humus'ta 185 bin, Deyruz-Zor'da 135 bin, Lazkiye, Rakka ve Haseke'de 200 bin binanın ya tamamen yıkıldığı ya da hasar gördüğü belirtilen raporda, yıkılan veya hasar gören yapıların onarımı için 165 milyar dolara ihtiyaç duyulduğu ifade edildi.
 
2 milyon 553 bin kişi göç etti
 
SNHR'nin yayımladığı raporda ayrıca Suriye'de üç yılı geride bırakan iç savaş nedeniyle yaklaşık 2 milyon 553 bin kişi vatanını terk ederek komşu ülkelere sığınmak zorunda kaldı.
 
Vatanını terk etmek zorunda kalan Suriyelilerin komşu ülkelere dağılımı, Lübnan’da 962 bin 385, Irak’ta 584 bin 500, Türkiye’de 634 bin, en az mültecinin sığındığı Mısır’da 300 bin olduğu ifade edildi. 
 
1,2 milyon çocuk komşu ülkelerde mülteci durumuna düştü
 
"Save the children" (Çocukları kurtarın) örgütünün yayımladığı rapora göre, iç savaştan kaçan 1,2 milyon çocuk Suriye’nin komşu ülkelerinde mülteci durumuna düştü. Aynı zamanda 4,3 milyon çocuk, Suriye sınırları içerisinde insani yardıma muhtaç durumda.
 
Raporda yer alan bilgiye göre, çocuklar şiddet tanığı haline gelirken, 10 binden fazla çocuk savaşın doğrudan etkisi altında hayatını kaybetti.
 
(AA)
YORUMLAR
  • huzeyfe   21-03-2014 12:16

    Bir mücahidin gözünden Suriye cihadının temel esasları Daha önce “Bir mücahidin gözünden Suriye” röportajı ile görüşlerini aktardığımız Diyarbakırlı mücahid, Suriye’deki cihadın genel esaslarını anlatıyor. Mücahitleri aşırılıktan uzak ve dengeli bir tavra çağıran bu daveti sizinle paylaşıyoruz. Rahman-Rahîm olan Allah’ın Adıyla. Allah’ın selamı ve rahmeti üzerinize olsun! Kendisinden başka hak hiçbir ilahın bulunmadığı Allah’a hamd ederim! Nebilerin ve resullerin sonuncusu, âlemlere rahmet olarak gönderilmiş olana salat ve selam ederim! 1. Bu Cihadın iki boyutu vardır. Birincisi askeri, ikincisi tebliğ ve propaganda boyutudur. 2. Askeri çalışmalar öncelikle Suriye’de zulmün başı olan B.Esed ve müttefiklerini sonrasında ise İsrail’i hedef alır. 3. Tebliğ ve propaganda faaliyetleri bunlar tağut rejimi olan Baas ve Nusayri zihniyeti hakkında Suriye halkını bilinçlendirmek, hüküm ve idarenin yalnızca Allah’a ait olduğu bağlamında tevhidin gerçek manasını anlatmak, İslam kardeşliğinin önemi ve Müslüman topraklarının bütünlüğünü vurgulamaktır. 4. Ehl-i Sünnet’le savaşmadıkları takdirde Şii Rafiziler, Nusayriler gibi farklı mezhep mensupları ile savaşmaktan kaçınılması. Ehl-i Sünnet’le savaşsalar bile verilen cevap doğrudan savaşa katılanlarla sınırlı olmasıdır. Suriye’de Mücahitlerin kontrolleri altındaki alanlarda bu mezheplere hikmetle muamele etmek, tevhide davet etmek, varsa şüpheleri yok edilerek bilinçlendirmek ve daha büyük bir zarara yol açmayacak şekilde iyiliği emredip kötülük nehyetmek. 5. Suriye topraklarında yaşayan Hrıstiyan, ve diğer topluluklara zulmetmekten kaçınmak. Eğer hadlerini aşarlarsa buna mukabil haddi aşmaları ile orantılı bir ceza vermek. 6. Genel olarak Suriye direnişine karşı silaha sarılmamış veya düşmanca bir faaliyete yardım etmemiş kişilerle savaşmamak. Bizimle şuan savaşanların aileleri olsalar bile muharip olmayan kadın ve çocuklarla savaşmaktan ve onları öldürmekten kaçınmak. Mümkün olduğu kadar onları hedef almamak. 7. İki taraftan birinin Müslüman yahut gayri müslim olduğuna bakılmaksızın zalime karşı zulme uğrayanı desteklemek bu Şeriat’ın bir zorunluluğu olduğu için Suriye’de zulme uğrayan desteklenir. Zalime karşı mazlumu savunmak bizlere farz kılınan iyiliği emretmek ve kötülükten nehyetmenin bir parçası olduğu için zulme uğrayanı savunmak. 8. Zulme uğrayan Müslümanların hakkını savunan sözleri, faaliyetleri ve fikirleri ile haddi aşan zalimlerin karşısına çıkan herkesi desteklemek ve cesaretlendirmek. Destek vermeye devam ettikleri müddetçe bu kişilere sözlü yahut fiziksel saldırıda bulunmaktan kaçınmak ve Müslümanlara düşmanlık göstermemek. 9. Mücahitler kendilerine yapılan yanlış ve adaletsiz her ithamı çürütmek için çaba göstermeli ve bu ithamlarla alakalı hakikatleri açığa kavuşturmalıdır. Eğer diğer mücahitlerin bir hata yaptıkları belli olursa mücahitler hatalarından dolayı Allah’tan bağışlanma dilemeli, kendilerinin hataya düşen şahsın yaptığı yanlıştan beri olduklarını ilan etmeli, Şeriat’ın kuralları çerçevesinde ve güçlerinin azami miktarınca zarar gören kişilere yardım etmeye çalışmalıdırlar. 10. Suriye kıyam cephesini destekleyen Suriye’deki tüm grupların liderlerine, sorumluluk ve vazife sahibi kişiler olsun sıradan insanlar olsun tüm destekçi ve sempatizanlarına bu maddeler ve esaslara riayet etmeyi mücahidler arasında yaymaları çağrısında bulunuyorum. Amaç sadece Şeriat’ın getirdiği kuralları korumak ve İslami cihad çalışmasının bu aşamasında Şeriat’ın kuralları ile çelişmeyen ve prensipleri ile cihad ahkamına zıt muhtemel zararların önüne geçmektir. Ayırt etmeksizin bütün mücahit gruplara! Yüce Rabbimiz şöyle buyurmaktadır: “Ey iman edenler! Allah’tan, O’na yaraşır şekilde korkun ve ancak Müslümanlar olarak can verin. Hep birlikte Allah’ın ipine (İslâm’a) sımsıkı yapışın; parçalanmayın. Allah’ın size olan nimetini hatırlayın: Hani siz birbirinize düşman kişiler idiniz de O, gönüllerinizi birleştirmişti ve O’nun nimeti sayesinde kardeş kimseler olmuştunuz. Yine siz bir ateş çukurunun tam kenarında iken oradan da sizi O kurtarmıştı. İşte Allah size ayetlerini böyle açıklar ki doğru yolu bulasınız.”[3/102-103] Suriye’deki mücahit grupların aralarında meydana gelen çatışmalar özelde hem Suriye mazlumlarına genelde ise ümmete elem verdi. Silahlarını ve ateşlerini mücrim zalimlerden çevirip Müslüman kardeşlerimize çevrilmesi ayrıca herkesi üzdü. Bazı grupların ABD ajanlarıyla beraber hareket etmek iddiası ile başlayan bu çatışma ortamı ki bu gruplar münafık olarak kabul edilse bile önceliğimiz peygamber metodu olmalıydı. Rasulullah(sav) münafıklarla beraber hareket etti, onları idare etti ve onları affetti. Bilakis müşriklerle, puta tapanlarla, Yahudilerle ve diğerleriyle bile böylece muamele etti. Nitekim bu, O’nun (SAV) siretinde kabul edilmiş bir durumdur. Bu gibi durumlarda kanı helal kılan şey nerede? Rasulullah (SAV)’in hacda şeytan taşlama esnasında aşırılıktan sakındırırken şöyle buyurmuştur: “Dinde aşırılıktan sizi sakındırıyorum. Sizden öncekiler ancak dinde aşırı gitmeleri sebebi ile helak oldular.”[Ahmed b. Hanbel] “De ki: Size, (yaptıkları) işler bakımından en çok ziyana uğrayanları bildirelim mi? İyi işler yaptıklarını sandıkları halde, dünya hayatında çabaları boşa giden kimselerdir”[18/103-104]. İnsanların en çok ziyanda olanı, davetinde, cihadında ve ibadetinde güzel yapıp hidayet üzere olduğunu sanan kimsedir. Kıyamet gününde, kendisinin sapıklardan olduğu ortaya çıktığında anlar. Bundan daha ziyade hüsranda olan ise Yüce Rabbimizin hakkında şöyle dediği kimsedir: “Hiç şüphesiz bunlar, ahirette en çok hüsrana uğrayanlardır.”[11/22] Allah onlardaki hüsran vasfını daha da artırmıştır. Çünkü onlar bir önceki ayette olduğu gibi, gerek fiille gerekse de sözle haktan saptırmaları, Allah’ın yolundan alıkoymaları, hak yolu tahrif etmeleri ve eğri göstermeleri sebebiyle dalaletlerini artırmışlardır. Kafkasya’daki Rus işgaline karşı sürdürülen direnişin lideri Dokko Umarov Rus askerleriyle girdiği çatışmada şehid oldu. İmam Şamil ve İmam Mansur gibi tüm Kafkasya halklarının savaşı haline getiren Umarov’u Rabbimize uğurlarken, onun kutlu davasını selamlıyoruz! Biz yalnızca Allah’ın rızasını isteriz ve doğru yola ileten yalnızca O’dur. Salat ve selam Muhammed’in, ailesinin ve ashabının üzerine olsun. Son duamız şudur ki tüm hamd ve senalar âlemlerin rabbi olan Allah’adır. EBUZER EL KURDİ