Suriye`de katliam sürüyor: 73 ölü
Suriye`de 5 Temmuz 2012 tarihli Baas rejiminin hava destekli saldırılarında 73 kişi katledildi.
Suriye’de katliam sürüyor.
Suriye İnsan Hakları İzleme Örgütü, ülkenin kuzeyinde yer alan İdlib ve çevresinde 29, başkent Şam'ın banliyölerinde 17, Halep'te 10, Humus'ta 7, Hama'da 5, Dera ile Deyr Ez Zor kentinde ikişer ve Suveyda'da bir olmak üzere ülke genelinde Esed’e bağlı güvenlik güçlerince açılan ateşte ölenlerin sayısının 73'e ulaştığını duyurdu.
Rastan'da bombalanan bir cami:
***
Cumhuriyet Muhafızı Birliği Dağılıyor
Öte yandan Suriye Cumhuriyet Muhafız Birliği 105'inci Alay Komutanı Tuğgeneral Menaf Tlas'ın, birliğinden ayrılarak ülkeyi terk ettiği bildirildi.
Muhalif kaynaklar, Hafız Esed döneminin Savunma Bakanı Mustafa Abdulkadir Tlas'ın oğlu Cumhuriyet Muhafız Birliği'nin 105'inci Alay Komutanı Tuğgeneral Menaf Tlas'ın ülkeden ayrılarak Avrupa'ya veya başka bir ülkeye kaçtığını belirtti.
Tlas, Şam'ın banliyölerinde sivillerin zarar görmemesi için Harasta ve Duma'da rejim güçleri ve muhalifler arasında arabuluculuk yaparak her iki silahlı gücün bölgeden ayrılmasını sağlamıştı.
Tlas'ın ağabeyinin aylar önce Dubai'ye, babasının ise Fransa'ya gittiği ileri sürülüyor.
Humus yakınlarındaki El- Rastanlı olan Menaf Tlas, Esed ailesinin en yakın çevresindeki birkaç Sünni isimden biri olarak biliniyor.
(Kaynak: Haksöz Haber)
-
HUSEYIN SASMAZ 08-07-2012 19:33
Ey Suriye ve Tüm İslam Dünyasındaki Müslümanlar! Hizb-ut Tahrir Müslümanları, önlerine Rablerinin rızasını ve O'nun şeriatını koymaya çağırmaktadır. Yine o, Müslümanları özellikle de onlardan muhlis olanları, tedriciliğe çağırmak gibi kafir Batı'nın çağrılarının tuzağına düşmeye karşı uyarmaktadır. Hizb-ut Tahrir, Suriye halkına ve onların arkasında olan bütün Müslümanlara, tüm içtenlikle ve Allah'ın yardımıyla bu sürece liderlik edebileceğini ilan eder. Elbette buda anlayışta, tatbikte, davette ve İslam'ın yayılmasında sahih İslam metoduna göre olacağı gibi muhlislerden bu davetten geri kalanların hepsi de Allahu [Subhânehu ve Te'âla]'ya karşı sorumluluk taşıyacağı gibi ellerini Batı'ya uzatmayı ve İslam'ı anlamada Batı metoduna göre yürümeyi kabul etmiş olmasının yanı sıra sahih anlayış ile ona destek verenleri de terk etmiş olacaklardır. Hizb-ut Tahrir, Raşidi Hilafet'e davetin lideri olarak kalmaya devam edeceği gibi Resulullah'ın Ahmed'in rivayet etmiş olduğu sahih hadisindeki vaadinin sahibi olmayı da arzulamaktadır. Ki buda son merhalesine şahit olduğumuz bu zorba diktatörlükten sonra: ثُمَّ تَكُونُ خِلَافَةً عَلَى مِنْهَاجِ النُّبُوَّةِ "Sonra (yeniden) Nübüvvet Minhacı üzere [Raşidi] Hilafet olacaktır." Hadisidir. Yine o Müslümanları, kendilerini sahih bir kalkınmayla kalkındıracak ve Allahu Subhânehu'nun muhkem ayetinde olmalarını istediği gibi insanlık için çıkarılmış en hayırlı ümmet yapacak hak bir davet olan bu mübarek davette kendisiyle birlikte olmaya davet etmektedir. كُنْتُمْ خَيْرَ أُمَّةٍ أُخْرِجَتْ لِلنَّاسِ تَأْمُرُونَ بِالْمَعْرُوفِ وَتَنْهَوْنَ عَنِ الْمُنْكَرِ وَتُؤْمِنُونَ بِاللَّهِ "Sizler, insanlar için çıkartılmış en hayırlı ümmetsiniz. Marufu emreder, münkerden nehyeder ve Allah'a iman edersiniz." [Âl-i İmrân 110]