12-03-2012 21:05

Suriye`den korkunç katliam görüntüleri (HABER - FOTO)

Yerel kaynaklar, Şebbiha güçlerinin evleri basıp, aileleri topluca katlettiğini bildiriyor. El-Cezire televizyonu da Suriye genelinde çoğu kadın ve çocuk 140 kişinin katledildiğini duyurdu.

Suriye`den korkunç katliam görüntüleri (HABER - FOTO)
Baas ordusu muhaliflerin güçlü olduğu semtlerde yaşayan halkın üzerine bomba yağdırırken Şebbiha milisleri de girdikleri evlerde çocuklara, kadınlara tecavüz ediyor; bıçaklarla doğrayıp insanları yakıyorlar.
 
Yerel kaynaklar, Şebbiha güçlerinin evleri basıp, aileleri topluca katlettiğini bildiriyor. El-Cezire televizyonu da Suriye genelinde çoğu kadın ve çocuk 140 kişinin katledildiğini duyurdu. 
 
TAM BİR VAHŞET
 
Suriye’nin İdlib kentinde yeni bir katliam daha yaşandı. Suriye ordusu tarafından kuşatılan İdlib kentinde, atılan top atışlarından korunmak için evlerinden ayrılmaya çalışan 24 kişinin öldürüldüğü bildirildi. Gelen haberler arasında Der'a'da, İdlib’in Mearratu Mısrin, Humus’un Kerem ez-Zeytun, Aşira ve Bab-ı Derib mahallelerinde şiddetli top atışlarının olduğu bildiriliyor.
 
30 AİLENİN KATLEDİLDİĞİ BELİRTİLİYOR
 
Muhalifler, Humus'un Kerem Zeytun semtinde yaşanan katliam görüntülerini sosyal paylaşım sitelerinde kamuoyu ile paylaştı. Aralarında yaklaşık 30 ailenin bulunduğu 60 sivilin bıçaklanarak katledildiği, sivillerin 25'inin çocuk ve 20'sinin kadın olduğu da gelen bilgiler arasında.
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
YORUMLAR
  • HUSEYIN SASMAZ   13-03-2012 19:42

    Ey Muhlis Subaylar... Çağrıya İcabet Edenlerin En Hayırlısı Olunuz: Kardeşleriniz Katledilmektedir; O halde Onlara, Hilafet Devleti'nin Kurulacağını Gösteriniz Suriye rejiminin vahşetine, sabırlı mümin Suriye halkına karşı günlük katliamlarını artırmasına, yaklaşık on bin kişinin şehit edilmesine, on binlerce kişinin de yaralanmasına, tutuklanmasına ve aşırı trajik koşullarda dünyanın çeşitli yerlerine göç etmesine rağmen Mübarek Şam ayaklanması, iki hafta önce ilk yılını tamamlamıştır... Nitekim muhalefetin ve özgür Suriye ordusunun silahlandırılmasına dönük çağrı seslerinin tonu artınca, başta Suudi Arabistan ve Katar olmak üzere Körfez ülkeleri, muhalefetin kesinlikle silahlandırılması çağrısında bulunmuşlardır. Bu arada Suriye Ulusal Konseyi Başkanı Galyon, 01.03.2012'de Paris'te düzenlenen bir basın toplantısında, "Çeşitli silahlı direnişçi kuvvetlerin işlerini takip edecek, bunların saflarını organize edecek ve kuvvetlerini tek bir merkezî liderlik altında birleştirecek... Askerî İstişare Bürosu'nun" oluşturulacağını açıklamış ve şöyle demiştir: "Muhalefetin silahlandırılması, silahlanma sürecinin siyasî yada taifecilik ajandalarına hizmet etmeye dönüşmemesi için sadece Ulusal Konsey ve onun Askerî İstişare Bürosu aracılığıyla olacaktır." Aynı bağlamda geçen Cuma da "Özgür Ordunun Silahlanması Cuması" adlandırması gelmiştir. Bu çeşitli silahlandırma çağrılarının hakikatini anlamak için aşağıdaki gerçekler üzerinde durmak kaçınılmazdır: Birincisi: Bu çeşitli silahlandırma çağrıları, mümin Suriye halkının gösterdiği efsanevî sebatının ve mücrim Suriye rejiminin dayattığı güvenlik ve askerî çözümünün başarısızlığının tam ortasında gelmiştir. Dolayısıyla Suriye halkı silahsızken, Suriye rejimi hala halkına karşı cürümsel operasyonlarına devam ederken ve Amerika da çözümü ertelemişken; Avrupa devletleri, Körfez ülkelerindeki ajanları yoluyla iç muhalefetin silahlandırılmasına çağrıda bulunmak için uygun bir fırsat yakalamıştır. Onların bu çağrısının hedefi ise kendisini silahlandıranlara bağlı kalacak silahlı bir muhalefet oluşturmaktır. Bunu da alternatif iktidarın kendilerine bağlı olması için çalışmak yoluyla yapmaktadırlar. İkincisi: Amerika şu ana kadar mevcut mücrim Suriye rejiminin alternatifini olgunlaştırmada başarısız olmuştur. Zira o, türettiği dış muhalefetin zayıf olup Suriye gibi bir ülkeye liderlik edemeyeceğini ve laikliğin, "Lebbeyk Ya Allah... Lebbeyk, Lebbeyk" çığlıkları atarak ayaklanan Suriye halkının eğilimiyle örtüşmediğini bilmektedir. Zira Amerika Genelkurmay Başkanı Martin Dempsey 19.02.2012'de, "Kendisi için, mevcut Suriye muhalefetinin kimliği açıkça belli olmuş hangi insan meydan okuyabilir ki" diyerek dikkat çekici bir açıklama yapmış ve "Ülkesinin, bu muhalefet hakkında net bir resim ortaya çıkıncaya kadar bekleyeceğine" işaret etmiş ve şöyle demiştir: "Muhalefeti silahlandırma kararının alınması için gerçekten çok erken." Clinton ise 28.02.2012'de, erteleme politikasının devem ettiğinin vurgulandığını belirterek şöyle demiştir: "Esad, eninde sonunda istifa etmek zorunda kalacaktır..." Ancak o, "Eninde sonunda kelimesinin tarihini belirlemenin" nasıl olacağını bildirmemiştir. Üçüncüsü: Galyon'a gelince; onun "Askerî İstişare Bürosu" hakkındaki açıklamaları, Amerika'nın yaklaşımı ile tamamen uyumlu ve uygun bir şekilde gelmiştir. Bu ise hem özellikle İngiltere olmak üzere Avrupa politikası yanlısı olan Körfez ülkeleri yöneticileri tarafından yükselen çağrıları sarmalamak hem de bu "Askerî İstişare Bürosu" kapsamındaki her türlü silahlı hareketi çevrelemek içindir. Zaten bu, "Silahlanma sürecinin siyasî yada taifecilik ajandalarına hizmet etmeye dönüşmemesi için sadece Ulusal Konsey ve onun Askerî İstişare Bürosu aracılığıyla olacaktır" şeklindeki sözünde gayet açıktır. Ayrıca Beyaz Saray 25.02.2012'de, "Suriye muhalefetinin silahlanması, bu zaman diliminde akıllıca olmaz" şeklinde bir açıklamada bulunmuştur. Aynı şekilde Amerikan idaresinin gündemine, muhalefetin silahla donatılmasının dahil olmadığını vurgulamıştır. Ey İslam Dârı'nın Merkezi Nusret ve Zafer Şam'ındaki Müslümanlar... Tagutlara Rağmen... Amerika ve Avrupa, sizin hayrınızı ve ıslahınızı istememektedirler. Bilakis sizleri köleleştirmek ve mücrim Beşar'ın uyguladığı katliam eylemlerini artırmak istemektedirler. O halde onlara meyletmeyiniz ve kendi yaklaşımınız üzerinde devam ediniz. Zira gösterdiğiniz sabır sayesinde uluslararasının sizi kuşatan bütün komplolarına galip geldiniz. Artık gerçek şeri değişimin, sizin tertemiz elleriniz ve aranızdaki muhlis subayların ve ordunun elleriyle olacağını yakinen fark etmenizin zamanı gelmiştir. O halde İslam'ın izzeti ve imanın gücü için onlardan yardım talep ediniz ve onları harekete geçiriniz... Nitekim hedefiniz olan rejimin devrilmesini gerçekleştirmek için sebat ettiniz, sabrettiniz ve sarsılmaz dağların bile yüklenemeyeceği şeyleri yüklendiniz. O halde bunu zayi etmeyiniz ve bunu samimiyetle ilan ettiğiniz gibi "Bu Allah İçindir... Bu Allah İçindir" şeklinde sonlandırınız ve buna bir de "Resulullah'ın Yolunda" şeklindeki ilanı ekleyiniz. Ey Muhlis Subaylar... Çağrıya İcabet Edenlerin En Hayırlısı Olunuz! Mücrim Suriye rejimi halkınızın kanına girmiştir. O halde Allah'tan sonra onların en hayırlı yardımcıları olunuz. Zira arzu ve umut sizdedir. O halde onların kanlarını, Allah'ın, resulünün ve İslam Dârı'nın merkezi mübarek Şam'daki kararlı müminlerin yanında yer almak için duranlara enjekte ediniz, zaten uçurumun kenarında olan facir rejimin kirli köklerini söküp atınız ve onun yerine Nübüvvet Minhacı Üzere Raşidi Hilafet'in ... olduğu Allah'ın hükmü getiriniz. Böylece çağrıya icabet edenlerin en hayırlısı olmakla birlikte S'ad İbn-u Muaz'ın torunlarının yeni ensarları olursunuz. Böyelece de Allah, sizinle İslam'ı ve ehlini izzetlendirir ve İnşaAllahu teala dünyanın ve ahiretin sevabına nail olursunuz. Allah Subhânehu ve Te'alâ şöyle buyurmuştur: الَّذِينَ اسْتَجَابُواْ لِلّهِ وَالرَّسُولِ مِن بَعْدِ مَا أَصَابَهُمُ الْقَرْحُ لِلَّذِينَ أَحْسَنُواْ مِنْهُمْ وَاتَّقَواْ أَجْرٌ عَظِيمٌ "Yara aldıktan sonra yine Allah'ın ve Resulü'nün (çağrısına) icabet edenler (özellikle de) bunların içlerinden iyilik yapanlar ve ittika edenler için büyük bir ecir vardır." [Âli İmrân 172]