27-06-2012 07:42

Suriye devleti ve Baas rejiminin kısa geçmişi

Baas kelime anlamı ile yeniden diriliş anlamına gelmekteydi.Baas’ın Suriye’deki işlevi ise farklı dini,mezhebi unsurları Arap milliyetçiliği,sosyalizm ve yine buna bağlı olarak seküler-laik bir anlayış altında kaynaştırma hedefini içermekteydi.

Suriye devleti ve Baas rejiminin kısa geçmişi

Yavuz Sultan Selimin 1517 yılındaki Mısır seferi sırasında fethedilerek Osmanlı Devletine dahil edilen Suriye toprakları 403 yıl boyunca Osmanlı hakimiyetinde kalarak tarihinin en sakin ve güvenli dönemini yaşadı. Bu durum bölgenin ekonomik ve sosyal anlamda kalkınmasını da beraberinde getirdi. Yaklaşık 300 yıllık süren bu sakin dönem Batılı devletlerinin bölgeye yönelik politikaları ve 19.yyda Osmanlı Devletinin güç kaybı ile sona erdi. Özellikle Beyrut- Şam çevresinde Fransızların etkisi artmaya başladı. Özellikle İngiltere ve Fransa çeşitli bahanelerle -ki bu bahanelerin büyük kısmı bölgede yaşayan gayrimüslim nüfusun haklarını-çıkarlarını korumak iddiasıydı- bölgeye siyasi ve askeri anlamda müdahalelerde bulundular.

Osmanlı Devletinin güç kaybettiği 19.yyda, Batılı devletlerin bölgeye müdahalelerinin dışında ayrıca yine Beyrut ve Şam merkezli Arap milliyetçiliği fikri de ortaya çıkmaya başlamıştı. Birleşik bir Arap krallığı kurulması hedefiyle yola çıkan Lübnanlı ve Suriyeli bazı aydınlar bu yolda önemli çalışmalar yaptılar. Kulüpler kurdular, gizli faaliyetler yürüttüler. Arapların tarihteki gibi güçlü bir konuma gelebilmeleri için “ Türkün boyunduruğundan kurtulmak” gerektiği şeklinde ayrılıkçı politikalar izlediler. Bu yöndeki faaliyetler her ne kadar Arap toplumunda önemli bir karşılık bulmuş olmasa da özellikle toplumun üst tabakasından destek buldu.

Fransız mandaterliğinde Suriye

Suriye-Lübnan coğrafyasındaki bu durum I.Dünya savaşının sonuna kadar devam etti. Osmanlı Devletinin Suriye cephesinde Fransızlara karşı aldığı mağlubiyetlerin ardından Osmanlı ordusu  Halep’e kadar çekilmek zorunda kalınca bölge Fransızların eline geçti. Böylece bölgede Fransız mandaterliği altında yeni bir dönem başladı. Fransa Lübnan- Suriye coğrafyasına hakim olduktan sonra bölgede böl ve yönet şeklinde bir politika izlemeye başladı. Gayrimüslim azınlıkları devlet yönetiminde ve ordu içerisinde güçlendirerek nüfusun çoğunluğunu oluşturan Sünnilere karşı azınlıkları destekledi.  Fransızlar bölgenin idari yapılanmasında bu hususa özellikle dikkat ettiler. Fransa öncelikle Lübnan'ı Suriye’den ayırdı ve Beyrut başkent olmak üzere Lübnan devletini kurdu. Lübnan’ın dışında kalan Suriye topraklarında ise Şam ve Halep merkezli iki devlet kuran Fransızlar ayrıca birer Nusayri ( Arap Alevisi ) ve Dürzi devleti kurdu. Böyle bir idari yapılanmayı gerçekleştiren Fransa daha sonra bu devletleri Suriye Federasyonu olarak tek devlet haline getirildi. 1925 yılında ise devletin ismi Suriye devleti olarak belirlendi.

Fransa bölgede dini ve mezhebi durumu değerlendirerek kurduğu Suriye devletini ( Manda yönetimi)  1946 yılına kadar fiilen yönetti. 1946 yılında Suriye’nin Fransa’dan bağımsızlığını kazanması ile Suriye için yeni bir dönem başladı. Ancak bu yeni dönem istikrar dönemi değil tersine siyasi çalkantıların ve askeri darbelerin yaşandığı bir dönem oldu.

1800’lü yılların sonunda filizlenmiş olan Arap milliyetçiliği fikri Suriye’nin bağımsızlığına kavuştuğu tarihlerde önemli bir aşamaya ulaşmıştı. Osmanlı egemenliğinin ardından Arap topraklarındaki İngiliz, Fransız idaresi, yapay olarak çizilmiş olan sınırlar ve yeni bir aşamaya ulaşmış olan Filistin meselesi Arap milliyetçiliğini kamçılamıştı. Mısır,Irak,Suriye,Lübnan da güçlenen milliyetçilik ve yine bununla eklemlenen sosyalizm bölgede yeni bir dönemi  başlattı.

 Baas iktidarı 

Arapların tek bir sosyalist devlet çatısı altında  birleşmesini amaçlayan milliyetçi ve sol ideolojiye dayanan Baas partilerinin de ilki 1940 yılında Şam’da kuruldu. Baas kelime anlamı ile yeniden diriliş anlamına gelmekteydi. Arapların yeniden dirilişinin birlik, özgürlük ve sosyalizm ile mümkün olacağını savunan bu hareket kısa süre içerisinde birçok Arap ülkesinde taraftar buldu ve yaygınlaştı. Baas’ın Suriye’deki işlevi ise  farklı dini,mezhebi unsurları Arap milliyetçiliği,sosyalizm ve yine buna bağlı olarak seküler-laik bir anlayış altında kaynaştırma hedefini içermekteydi.

Baas partisinin etkisinin arttığı yıllar aynı zamanda Suriye’nin önemli karışıklar yaşadığı yıllardı. Suriye’nin bağımsızlığını sağlamasının ardından ülkede birbiri ardına yaşanan askeri darbeler ülkeyi tam bir kargaşa ortamına sürüklemişti. İşte bu karışık ortamdan yaralanan Baas partisi de 1963 yılında askeri darbe ile yönetimi ele geçirdi. Böylece Suriye’de Baas rejimi başlamış oldu. 1970 yılına kadar gücünü artıran rejim 1970 yılına gelindiğinde farklı bir evreye ulaştı. Suriye bu tarihte son askeri darbesini yaşadı. Milli Savunma Bakanlığı görevinde bulunan Hafız Esad gerçekleştirdiği bir darbe ile iktidarı tümüyle ele geçirdi ve kendi diktatöryasını kurdu.

(Ömer Aymalı / Dünya Bülteni)
 

YORUMLAR
Henüz Yorum Yok !