Suriye zindanlarında hasta mahkum katliamları
Suriye Muhalefet ve Devrimci Güçler Koalisyonu Genel Sekreteri Nasr Hariri, rejim güvenlik güçlerinin bir hapishanede akciğer hastalığına yakalanan 131 tutukluyu katlettiğini söyledi.
SMDK, Hariri, Şam'daki askeri istihbarata bağlı 215. Güvenlik Birimi'nin içerisinde bulunan hapishanede hasta mahkumlara yönelik bu muameleyi 'affedilemez iğrenç bir katliam' olarak niteledi.
Hariri, akciğer hastalığına yakalanan 131 mahkum söz konusu hapishanede güvenlik güçleri tarafından katledildiğini söyledi.
Nasr Hariri, uluslararası toplum ve insan hakları kuruluşlarına, Beşşar Esed rejimi tarafından tutuklulara karşı uygulanan suçlara son verilmesi için harekete geçme çağrısı yaptı.
Hariri, hapishanelere yönelik acil sağlık kontrolleri de yapılması talebinde bulundu.
'Uluslararası toplum suçlara ortak'
SMDK Genel Sekreteri, uluslararası toplumun Esed’in güvenlik güçlerini durdurmak için acil adımlar atma konusunda başarısız olmasının, dolaylı olarak işlenen suçlara ortak olmak anlamı taşıdığını belirterek, ‘Bu korkunç katliam Esed rejiminin gizli hapishanelerinde işkence altında ölen ve eski bir ordu mensubu tarafından çekilen 55 bin fotoğrafla belgelenen 11 bin tutukluya uygulanan katliamı akla getiriyor’ ifadelerini kullandı.
'60 binden fazla vakıa belgelendi'
Suriye Geçiş Dönemi Adalet Komisyonu Direktörü ve 'Zorla Ortadan Kaldırılanlar' dosyasının sorumlusu Ammar Tebbab, ‘Komisyon Suriye’de 60 binden fazla zorla ortadan kaldırma vakasını belgeledi’ dedi.
Tebbab, Suriye rejimin İdlib’in Vadi Dayf bölgesinin civarındaki bazı yerleşim birimlerinde uyguladığı sıkı kuşatma ve katliamlara atıfta bulunarak, ‘Suriye zorla ortadan kaldırılmaların belgelendiği ilk ülke değil, ama bir topluluğun tamamen ortadan kaldırıldığı tek ülkedir. Buradan kurtulabilenler yakınlarının kaderini öğrenme fırsatı bulamadı’ şeklinde konuştu.
Tebbab sözlerini şöyle sürdürdü:
"Zorla ortadan kaldırılan vakıaların örneği olarak sızdırılan 55 bin fotoğraf, hiçbir şüpheye yer bırakmayacak şekilde rejimin sorumluluğunu ortaya koymaktadır. Buna rağmen dünya politik nedenlerle insan hayatının hiçe sayılması karşısında sessiz kalmayı seçti. Buna karşın uluslararası toplum IŞİD’e karşı savaş ilan etme konusunda zaman kaybetmedi. Bu da asıl suçluya göz yumarak, suçları Esed rejiminin işlediği suçların bir yansıması ve uzantısı olan IŞİD’e karşı mücadeleyi seçen uluslararası toplumun çifte standardını gösteriyor."
(Al Jazeera)