Tasfiye yine dopdolu
Edebiyatın, hayatın ve inancın içinden akan damarı Tasfiye Dergisi`nin 12. sayısı çıktı. Bu sayıyla Tasfiye, 3. yılını tamamlamış oldu.
Geçen sayıdaki Sezai Karakoç portresinden sonra, bu sayıda da Ahmet Örs, Necip Fazıl’ı değerlendiriyor. “Necip Fazıl: Karizma ve Gerçek” başlıklı yazısında Ahmet Örs, N. Fazıl’ı inanç, ideoloji ve takipçiler bağlamında tartışıyor ve vahiyle sistematik bir biçimde buluşamayan edebiyat ve düşünce damarının mutlaka eksik kalacağını vurguluyor.
Asım Öz, nitelikli eleştirileriyle edebiyatımızın seçkin eleştiricilerinden biri olma yolunda emin adımlarla ilerliyor. Yazar, “Mevlana’dan Sonra Mevlana” başlıklı yazısıyla Mevlana fenomeninin tüketim alanına sunuluşunu çarpıcı tespitlerle irdeliyor.
Mustafa Kıyak, küresel kapitalizmin ecel tezgahlarını “Sweatshops: Ecel Tezgahları” adlı makalesiyle açığa çıkararak emperyalizmin, marka propagandalarının gerçek yüzünü göteriyor..
Tasfiye’nin serüveninde mesafe kat eden yazarlardan Süleyman Ceran, “Çocuk Edebiyatının Öncü Eseri: Nils Holgersson’un Serüvenleri” adlı yazısıyla İsveçli yazar Selma Lagerlöf’ün meşhur eserini tahlil ediyor.
Murat Kayacan Tasfiye’deki ilk yazısında “Oksidentalizm Bir Alternatif Olabilir mi?” sorusuna cevap ararken, Beytullah Önce muhtıra sürecini “Ne Mutlu Umutluyum Diyene” adlı yazısıyla değerlendiriyor. Cemil Arslan da bu çerçevede “Hangi Toplumsal Mutabakat” sorusunu dillendirdiği yazısında karşılığı olmayan taleplerin ve toplumsal çatışmaların kökenlerini irdeliyor.
Serim Düğüm’ün “Onaran” hikayesi bireysel ve toplumsal dönüşümün işaretlerini göstermeye çalışırken Neşe Gürer’in “Özgür Kılan” hikayesi imanın yasaklara muhatap olan başörtülü bir üniversite adayı genç kızdaki karşılığını bizlere gösteriyor ve gündemleşmeyi hak ediyor. Mehmet Sacit “Bilincimizi Dokuyan Kitaplar-II” adlı yazısıyla anılarını kaleme almayı sürdürürken doksanlı yıllardaki İslam düşüncesinin seyrini kitaplar ve üniversite kuşağı ölçeğinde fotoğraflamaya çalışıyor.
Şule Yüksel Gökyar’ın “Ay Yarıldı”, Yeşim Alkan’ın “Arınmak”, ve Emine Şimşek’in “Kalbimin En Bahar Olan Yerinden Tut Beni” adlı denemeleri hanımların yüreklerindeki duyarlılıkları kalemlerinden okuyuculara ulaştırmaları bakımından ayrı bir değere sahip.
Orhan Güdek, Herman Krückberg ve Yeşim Alkan şiirleriyle bu sayıda Tasfiye’nin hayata ayna tutan, duruşunu belli etmekten kaçınmayan edebiyat yelkenine nefes verenleri…
12 sayı boyunca “tedirgin” etmekten usanmayan Tasfiye, Kudüs’ün esir edilişinin kırkıncı yılında işgali tüm boyutlarıyla açığa çıkaran tedirgin edici uyarısıyla okuyucularına ‘dikkat’ çekiyor.
Bir dönemi geride bırakan Tasfiye, eylül ayından itibaren iki aylık periyodunu kesintiye uğratmadan yeni bir kapak, sayfa tasarımı ve sayfa sayısını artırmış olarak çıkmaya çalışacak. Tasfiye, duyarlı yüreklerin katkılarını bekliyor.
e-mektup: [email protected]
İrtibat Tel: (0505) 259 07 15
-
evden eve nakliyat 17-10-2010 08:39
Tasfiye gündeme ve gelişmelere vahyin temel alındığı bir edebiyat gözüyle bakmaya devam ediyor.Yeni sayısını okumuş bulunmaktayım, özgün bakışıyla ve sorumluluk bilinciyle okuyucularına derin bir sorgulama kapısı açan ve hayata karşı duruşumuzda müslüman kimliğini önceleyen zengin içeriğiyle yeni sayısındada iz bırakmaya namzet, hayırlı okumalar.Allah a emanet olun.
-
evvenakliyat 15-10-2010 17:44
obenelık için ne yapmamız gerekiyor
-
alaattin uras 25-06-2007 14:09
Tasfiye gündeme ve gelişmelere vahyin temel alındığı bir edebiyat gözüyle bakmaya devam ediyor.Yeni sayısını okumuş bulunmaktayım, özgün bakışıyla ve sorumluluk bilinciyle okuyucularına derin bir sorgulama kapısı açan ve hayata karşı duruşumuzda müslüman kimliğini önceleyen zengin içeriğiyle yeni sayısındada iz bırakmaya namzet, hayırlı okumalar.Allah a emanet olun.
-
Ahmet Örs 16-06-2007 18:17
Tasfiye yolunu kararlılıkla sürdürüyor hamdolsun. İslam düşüncesi temelli bir edebiyat duruşu olacağını gösterdi. Sorumluluklarından kaçmayan, güllük gülistanlık bir dünya zehabını üretmeyen ve ahlaksızlığın çukuruna düşmeyen mütevazi yolculuğunu gücü yettiğince sürdürecek.