Tunus`ta kapısına kilit vurulan camiler tek tek açılıyor
Bin Ali döneminde sadece namaz vakitlerinde açık olan camilerde artık cemaat sokağa taşıyor. Diktatörlük döneminde doğan gençlerin İslam`a ilgisi de dikkat çekiyor.
55 yıl boyunca dünyanın en sert laik rejimlerinden birinde yaşayan Tunuslular, 14 Ocak'ta diktatörlüğün sona ermesiyle birlikte İslam'la yeniden barışıyor. Zeynel Abidin bin Ali zamanında sadece namaz vakitlerinde açılan camiler bugün artık 24 saat açık. Kullanılmayan birçok cami de yeniden ibadete açılıyor. Ayrıca sokaklarda başörtülü kadın sayısı gözle görülür şekilde artıyor.
Başkent Tunus'un merkezindeki El Fetih Camii'nde cemaat cuma namazında sokaklara kadar taşıyor. Bin Ali döneminde polislerin namaz kılanları kameraya alması nedeniyle camiye gelmeye çekinen kesimler, yeniden cumalarda toplanmaya başlamış. Tarik Marzuki, "Eski rejim din üzerinde büyük baskı uyguladı. Camilerin girişlerinde yıllarca akıl almaz güvenlik kordonları oluşturuldu. Bu da insanların camiye gitmekten çekinmesine neden oldu. Bugün oluşan özgürlük rüzgârı, her siyasi kesimden insanın camilere akın etmesine neden oluyor." sözleriyle bu durumu açıklıyor.
Bin Ali, camileri muhalif güçlerin toplanmasından korktuğu için hep polis kontrolü altında bıraktı. Zira, halkın bugüne kadar Bin Ali'yi protesto ettiği tek yer cami olmuş. Üniversite öğrencisi Halid, "Eskiden cuma namazlarında imamlar, Bin Ali ve ailesinin sağlığı için de dua ederdi. Ancak kimse bu duaya 'amin' demezdi. İşte Bin Ali'nin halk tarafından sevilmediğini anlamanın tek yolu bu sessizlikti." ifadelerini kullanıyor.
Diktatörün imamları görevden alındı
Halkın vakit namazlarına ilgisi de büyük oranda artmış. Eskiden sadece namaz vakitlerinde açılan camiler büyük oranda boş kalırken, bugün özellikle gençler yoğun ilgi gösteriyor. Bin Ali rejimine yakın imamların tamamı devrimden sonra camilerden uzaklaştırılırken, yeni gelen imamlara sempati büyük. 24 saat açık camilerin büyük kısmında artık akşamları halka açık dini sohbetler, tefsir ve hadis dersleri yapılıyor. Bin Ali'nin gitmesiyle yaşanan en çarpıcı gelişmelerden birisi de sokaklarda başörtülü kadınların artması. Tunus'un kurucusu Habib Burgiba zamanında başörtüsüyle sokağa dahi çıkmanın yasaklandığı Tunus'ta, başörtülü kadınlar iş ve sosyal hayata katılımda büyük zorluklar yaşıyordu. Bin Ali döneminde sokakta başörtüsü yasağı kaldırılmış olsa da, şehir merkezinde nadiren başörtülü ya da peçeli kadın görülürdü. 23 yaşındaki üniversite öğrencisi Ömer Fahri, "Artık baskı kalktı ve önceden dindar da olsa başını örtmeye çekinen genç kadınlar artık örtündü. Gözle görülür biçimde başörtülülerin sayısında artış yaşanıyor. Her gün başka bir kız arkadaşımızı fakültede başörtüsüyle görüyoruz ve şaşırıyoruz." ifadeleriyle durumu özetliyor.
El Fetih Camii'nde cuma çıkışı konuştuğumuz Hadi Mancouf, "İnsanlar dininin gereklerini hiçbir kısıtlamaya gitmeden, gözetlemeye tabi tutmadan yerine getirebilmeli. Tunus'ta dine saygı duyulmasının ve halkın İslam'ın prensiplerini yerine getirebileceği imkanların sağlanmasının vakti gelmişti." diyor. Özellikle, din karşıtı laikliğin uygulandığı Bin Ali rejiminde doğan gençlerin İslam'a ilgisi dikkat çekiyor. Tunus'ta devlet bugüne kadar hiçbir dini yayın yapmamış. Ancak son 10 yılda uydu kanallarının yaygınlaşmasıyla dini programlara ilgi artmış.
Ennahda'nın genç yenilikçileri ile geleneksel yaşlıları bölündü
Kurulduktan 30 yıl sonra resmi bir partiye dönüşebilen İslami Ennahda hareketinin Tunus'un geleceğinde büyük rol oynaması bekleniyor. Ennahda, çoğu sol veya laik seçmene hitap eden 21 resmi partinin içinde, ülkenin iç kesimlerinde yaşayan muhafazakâr ve dar gelirli kesime seslenen tek parti olarak önce çıkıyor. 10 milyonluk Tunus nüfusunun turistik kıyı şehirlerinde yaşayan yaklaşık yüzde 20'lik kesimi eski rejimdeki Fransız modeli laik sistemin devam etmesini isteyen partileri desteklerken, yüzde 80'lik kesime hitap eden Raşid Gannuşi ve benzeri çok az sayıda siyasi lider bulunuyor.
Ancak 30 yıl boyunca büyük baskı altında yaşayan ve örgütlenmesine izin verilmeyen Ennahda, seçimlere 4 ay kala önemli çıkmazlarla karşı karşıya. Hareketin tarihi lideri Raşid Gannuşi, sık sık "laik ve demokratik rejimle İslam'ı barıştıran" AK Parti'yi model aldıklarını açıklıyor. Ancak parti içinde şimdiden AK Parti ile Saadet Partisi arasındaki benzer bir bölünme yaşanmış durumda. 1981'de kurulan hareketin yaşlı temsilcileri daha çok geleneksel söylemi benimserken, hareketin laikliği benimsemesine karşı çıkıyor. Başını Hamadi Cebali ve Sadık Şuru'nun çektiği genç nesil ise daha modern bir söylem benimsenmesini savunuyor. Partinin resmiyet kazanmasının ardından yapılan 2 günlük toplantıda bu ayrılma dikkat çekti. Partinin diğer önemli sorunu da küskünler. Yönetimde ağırlığı ele geçiren gençler, 20 yıldır sürgünde yaşayan hareketin önde gelen eski isimlerini unutmuş durumda. Ennahda'yı kuran iki isimden Raşid Gannuşi resmi bir görev istemezken, Abdüllatif Mourou şimdilik siyasetten uzak duruyor. Diğer yaşlıların ise ikinci bir İslami parti kurabileceği kaydediliyor.
Daha çok fakir bölgelerdeki Tunusluların oylarını alması beklenen Ennahda'nın 24 Temmuz'da yapılacak kurucu meclis seçimlerine büyük hazırlık yapması beklenmiyor. Partinin yöneticilerinin hedefi bir sonraki seçimlerde iktidara gelmek. Ennahda Genel Sekreteri Hamadi Cebali, özellikle devrimde başrolü oynayan diplomalı işsiz gençleri hedeflediklerini söylüyor. 30 yıl sonra resmi parti hüviyetini kazanan hareketin dün yapılan ilk toplantısında da çok sayıda genç var. Devrimde etkin rol oynayan öğrenci sendikaları başkanı Ecmi Lourimi'nin, aynı zamanda Gannuşi'nin korumalığını yapıyor. Ennahda'nın amacı, Lourimi gibi isimlerle gençleri kazanmak.
Ancak Tunus'ta laik kesimin hâlâ hareket hakkında endişeleri var. Ennahda'nın AK Parti'yi örnek almasını bütün siyasi kesimler 'olumlu' karşılasa da, bunun sadece söylemde kalmasından endişe ediyor. Tunus siyasetinin saygın isimlerinden Ahmet Necip Çebbi, "Ennahda'nın demokrasi ve laikliği kabul etmesine seviniyoruz. Ancak henüz parti programlarını görmedik ve emin olamıyoruz." diyor. Siyasi Reform Komisyonu Başkanı İyad bin Aşur da, "Erdoğan'ın İslam ve demokrasiyi barıştırmış büyük bir lider olduğunu biliyoruz. Ancak Ennahda'nın nasıl hareket edeceğinden emin değilim. Laiklik konusunda nasıl bir siyaset izleyeceklerinden emin değiller." sözleriyle hareketi eleştiriyor. 20 yıl Fransa'da sürgün yaşayan sol siyasetçi Mansuf Mazruki ise AK Parti modelinin bizzat laikliğe karşı olduğunu iddia ederek Ennahda'ya karşı çıkıyor.
Fransız laikliğine karşıyız, dine saygı istiyoruz
Hamadi Cebali, hafta içinde yasal bir partiye dönüşen Ennahda hareketinin ilk genel sekreteri. Hareketin lideri Raşid Gannuşi'nin ilerlemiş yaşından ötürü resmi bir görev almak istememesi nedeniyle Cebali'nin başkanlık görevine seçilmesi bekleniyor. Hareketin ılımlı ve genç kanadını temsil eden Cebali, Bin Ali döneminde 13 yıl hapis yattı. Tunus'u terk etmediği için özellikle genç nesil arasında popüler. 57 yaşındaki Hamadi Cebali'nin asıl mesleği enerji mühendisliği. Ennahda için kullanılan "İslamcı" sıfatını kabul etmediklerini belirten Cebali, "Laik bir Tunus istiyoruz. İslam, laik bir ülkede rahatlıkla yaşanabilir. Ancak bir tane laiklik anlayışı yok. Biz Fransız modeli laikliği, yani devletin dine hükmettiği laikliği istemiyoruz. Bizim arzumuz dine saygılı bir laiklik. Dini cemaatlere, azınlıklara ve ibadet özgürlüğüne saygılı bir laiklik. Daha çok Anglosakson modelini benimsiyoruz." dedi. Türkiye'deki laik rejimin de eskiden daha çok Fransa'ya yakın olduğunu iddia eden Cebali, "Ancak son yıllarda yapılan demokratik reformlarla Türkiye'de laiklik daha ılımlı bir modele dönüştü. Tunus'taki laik rejim de eski Türkiye'nin laikliğine benziyordu. Biz de AK Parti'yle birlikte gelen değişimi gerçekleştirmek istiyoruz." ifadelerini kullandı.
24 Temmuz'da yapılacak kurucu meclis seçimlerine hazırlanmak için yeterli vakitleri olmadığını belirten Cebali, bütün partilerle koalisyon yapmaya hazır olduklarını kaydetti. Ennahda'nın muhafazakar insanlar tarafından yönetildiğini ancak dini bir söylem benimsemediğinin altını çizen Genel Sekreter, "Biz her zaman sosyal bir siyasi söylem benimsedik. Tunus halkının her kesimine hitap eden ve özellikle fakir kesimlere hitap eden bir partiyiz. Ennahda'nın çok büyük bir oy potansiyeli olduğunu düşünüyorum." şeklinde konuştu.
Ennahda'nın misyonunu "Tunus siyasetini dinle barıştırma" olarak tanımlayan Cebali, "Eski rejim yanlıları da dahil olmak üzere toplumun tamamıyla geniş uzlaşmayı sağlamalıyız. Bizim petrolümüz ve doğal kaynaklarımız yok. Sadece eğitimli bir insani sermayemiz var. Vakit kaybetmeden hep birlikte geleceğin Tunus'unu kurmak istiyoruz. Kimileri bizi İslamcı teröristler olarak göstermek istese de, biz onlarla da barışmaya ve birlikte hareket etmeye hazırız." şeklinde konuştu.
(Kaynak: Zaman)