09-02-2018 19:43

Türkiye ve Mısırlı sivil toplum kuruluşlarından Mısır`daki idamlara tepki

İstanbul’da bir araya gelen Türkiye ve Mısırlı sivil toplum kuruluşları, Mısır`daki idamlara tepki için bildiri yayınladı.

Türkiye ve Mısırlı sivil toplum kuruluşlarından Mısır`daki idamlara tepki

İnsan Hakları ve Adalet Hareketi (İHAK) öncülüğünde Türkiye ve Mısırlı sivil toplum kuruluşları Mısır'daki idamlara tepki için ortak bildiri yayımladı.

Eresin Topkapı Hotel'de bir araya gelen sivil toplum kuruluşu temsilcileri adına bildiriyi Umran Dergisi İmtiyaz Sahibi Şemsettin Özdemir okudu.

Mısır'da, 1980'li yıllardan itibaren olağanüstü hal politikaları uygulandığını, güvenlik gerekçe gösterilerek temel hak ve özgürlüklerin askıya alındığını, muhaliflere yönelik baskıcı uygulamaların sistematik olarak artırıldığını aktaran Özdemir, "1981-2011 arasında 30 yıl süren Hüsnü Mübarek yönetimi de oldukça baskıcı ve sistematik ihlaller ile anılan bir yönetim olmuş, yoksulluk ve zor hayat şartları da eklenince ezilmiş olan halk ayağa kalkmış ve sokaklar, meydanlar Arap Baharı rüzgarının verdiği motivasyonla hareketlenmiştir. Çok farklı siyasi, ideolojik grupların ve geniş halk kitlelerinin Tahrir Meydanı'nda sembolleşen ortak eylemleri sonucunda 25 Ocak 2011'de Hüsnü Mübarek görevi bırakmak zorunda kalmıştır. Mısır'daki halk devriminden sonra 1,5 yıl süren Yüksek Askeri Konsey yönetimi sonrasında Mısır tarihinde ilk defa cumhurbaşkanlığı seçimlerinin yapılması kararı alınmıştır. 30 Haziran 2012'de Muhammed Mursi, seçimle göreve gelen ilk cumhurbaşkanı olmuştur. Seçilen ilk cumhurbaşkanı olarak ilk yılını henüz dolduran Mursi, ABD, İsrail, Suudi Arabistan ve BAE'nin desteklediği General Sisi'nin komutasındaki Mısır ordusu tarafından, yapılan bir darbeyle iktidardan düşürülmüştür. Böylece Mısır halkı, kendini yeniden bir cunta rejiminin yönetimi altında bulmuştur." ifadelerini kullandı.

Özdemir, darbe sürecinin oldukça kanlı gerçekleştiğini aktararak, darbe karşıtı sivil gruplara yönelik katliamlar, yargısız infazlar yaşandığını söyledi.

Cumhuriyet Muhafızları, Manassa, Rabia, Ramses Meydanı katliamlarına dikkati çeken Özdemir, şöyle devam etti:

"Bu katliamlarda sayısı henüz tam tespit edilememiş yüzlerce insan katledilmiştir. Yoğun gözaltılar, gözaltında ve cezaevlerinde işkence, işkence ile alınan ifadelerle Sisi rejiminin askerlerinin ve baltacılar isimli silahlı çetelerin suçları, şiddet karşıtı sivillere yüklenmiştir. Çoğunlukla avukat yardımı dahi alamayan siyasi mahpuslar askeri ve sivil Mahkemelerde yargılanmaktadır. Siyasiler, alimler, aydınlar, hukukçular, sivil toplum yöneticileri, akademisyenler, gençler, gazeteciler ve aktivistler adil yargılanma imkanı sağlanmadan çok ağır suçlarla yargılanmışlardır. Bu yargılamalarda idam cezaları verilmiştir. 2013'te 109, 2014'te 509, 2015'te 538 ve 2016'da 237 kişiye, bazılarına birkaç kez idam cezası verilmiştir. Son olarak Mısır'da 26 Aralık 2017'de 15 kişi ve 2 Ocak 2018'de İhvan-ı Müslimin üyesi oldukları bilinen 4 kişi haklarındaki terör saldırıları suçlamasıyla idam edilmiştir."

Özdemir, Mısır'da müftülük onayı dahil tüm süreçleri tamamlanmış, her an infaz edilecek 25 siyasi mahkum olduğu bilgisini vererek, idam cezalarının infaz edilmesini önlemenin herkesin sorumluluğu olduğunu kaydetti.

İdam cezası kararlarının infazını durdurma çağrısı yapan Özdemir, sözlerini şöyle noktaladı:

"Mısır'daki insan hakları ihlallerinin son bulması için göreve davet ediyoruz. İslam İşbirliği Teşkilatı, Afrika Birliği İnsan Hakları Komitesi, Arap Birliği İnsan Hakları Komitesi, BM İnsan Hakları Komitesi, BM İnsan Hakları Konseyi ve İİT Bağımsız ve Daimi İnsan Hakları Komisyonu gibi çağrıda bulunuyoruz. Mısır'ın da üyesi olduğu uluslararası teşkilatların Mısır'a insan hakları heyetleri göndermelerini, bu idamların infazını durdurmak için derhal açıklamalar yaparak etkili diplomatik temaslar kurmalarını talep ediyoruz. Başta ABD ve İsrail olmak üzere Sisi rejimini destekleyenleri de tüm idamlar ve insan hakları ihlallerinden hukuk önünde hesap vermek üzere sorumlu tuttuğumuzu beyan ediyor ve derhal bu desteği kesmeleri için çağrıda bulunuyoruz."

Bildiriye İHH İnsani Yardım Vakfı, KADEM, Ensar Vakfı, Hukukçular Derneği, Mazlumder, Türkiye Gençlik ve Eğitime Hizmet Vakfı, Türkiye Gençlik Vakfı dışında Adalet Platformu, Adaleti Savunanlar Derneği, Adaleti Savunanlar Stratejik Araştırmalar Merkezi Derneği, Akabe Vakfı, Aksa Eğitim ve Dayanışma Vakfı, Anadolu Yakası Sivil Toplum Kuruluşları Platformu, Anayasa Hukukçuları Derneği, Burak Derneği, Cihannüma Derneği, Davet ve Kardeşlik Vakfı, Genç Hareket, Hazar Eğitim Kültür ve Dayanışma Derneği, HUDER İstanbul Şubesi, Hukukçu Akademisyenler Derneği, Hukukçu Hanımlar Derneği, Hukukçu Kadınlar Derneği, Hukukun Üstünlüğü Platformu, İnsan Hakları ve Adalet Hareketi, İDSB, İstikamet Vakfı, Mavi Marmara Özgürlük ve Dayanışma Derneği, Medeniyet Vakfı, Nisan Girişim Grubu, Önder İmam Hatipliler Derneği, Özgür-Der (Özgür Düşünce ve Eğitim Hakları Derneği), Sadakataşı Derneği, Toplumsal Hafıza Derneği, Türkiye Gönüllü Teşekküller Vakfı, Türkiye Hukuk Platformu, Uluslararası Doktorlar Birliği, Uluslararası Hukukçular Birliği, Uluslararası Mülteci Hakları Derneği, Umran Hareketi, Yedi Hilal Derneği, Yeryüzü Adalet ve İnsan Hakları Derneği ve Yeryüzü İyilik Hareketi destek verdi.

Öte yandan Türkiye'de de faaliyet gösteren Mısırlı, Arab Media Freedom-Monitor, Arab Organization for Human Rights in the UK, Egyptian Media Professional Abroad, El-shehab for Human Rights, Human Rights Monitor, Humanity Association, Justice for Human Rights, Najda for Human Rights, Swiss Organization for Protection of Human Rights, The International Association of Rights and Freedoms gibi sivil toplum kuruluşları da bildiriye imza attı.

(Kaynak: AA)

YORUMLAR
Henüz Yorum Yok !