Tv`ler toplumu çökertiyor
Ahlâkı zedeleyici diziler ve programlar toplum yapısına kan kaybettiriyor. Psikiyatristler ve ilahiyatçılar, televizyon dizileri ve diğer programlarda, ailenin ve toplumun yapısını bozucu unsurlara izin verilmemesini istiyor.
Ahlâkı zedeleyici diziler toplum yapısına kan kaybettiriyor. Psikiyatristler ve ilahiyatçılar, televizyon dizileri ve diğer programlarda, ailenin ve toplumun yapısını bozucu unsurlara izin verilmemesini istiyor.
Çarpık ilişkiler
Toplum değerleriyle bağdaşmayan ve aldatma anlayışı üzerine kurulan televizyon programları, aile yapısının temellerini sarsıyor. Bunların başında da dizi filmler ve aile içi tartışma programlarının reyting savaşı geliyor. Dizilerde çarpık ilişkileri 'seviyeli birliktelik' adı altında nikahsız yaşayanlar kahraman gibi gösteriliyor. Problemli çiftlerin aile mahremiyeti ise milyonların karşısında ayaklar altına alınıyor.
RTÜK el atmalı
Doğru modellerin insanı kötülüklerden alıkoyacağını belirten Manisa Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi Başhekim Yardımcısı Psikiyatrist Uzm. Dr. İsmail Yavaş, televizyon, internet ve gazetelerin toplumu kolaylıkla yönlendirebildiğini belirterek RTÜK'ün elini taşın altına koyarak bilimsel bir heyet kurmasını, toplumun ahlâki ve ruhi yapısını bozan filmlere vize vermemesi gerektiğini ifade etti.
Toplum değerleriyle bağdaşmayan ve aldatma anlayışı üzerine kurulan televizyon programları, aile yapısının temellerini sarsıyor. Doğru modeller yerine kötü karakterlerin örnek gösterilmesi, psikolojik problemlerin artmasına sebep oluyor. Bunların başında da dizi filmler ve aile içi tartışma programlarının reyting savaşı geliyor. Dizilerde yasak ilişkiler, 'seviyeli birliktelik' adı altında nikahsız yaşayanlar kahraman gibi gösteriliyor. Problemli çiftlerin aile mahremiyeti ise milyonların karşısında ayaklar altına alınıyor. Aile ve toplum uzmanları, devletin yanlış insan modellerine karşı sert tedbirler almasını istiyor. Doğru modellerin insanı kötülüklerden alıkoyacağını belirten Manisa Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi Başhekim Yardımcısı Psikiyatrist Uzm. Dr. İsmail Yavaş, televizyon, internet ve gazetelerin toplumu kolaylıkla yönlendirebildiğini, devletin resmî denetim organlarının ise bu konuda sessiz kaldığını söyledi.
RTÜK geçit vermemeli
Radyo ve Televiyon Üst Kurulu (RTÜK)'nun, toplum değerlerine ters düşen senaryolara geçit vermemesini öneren Uzm. Dr. Yavaş, aksi takdirde toplum yapısının hızla değiştiğini ve kan kaybettiğini vurguladı.
Toplumun kötü örneklerden etkilendiğini savunan Başhekim Yardımcısı Yavaş, bugüne kadar binlerce hastayı incelediğini ve bu örnekleri sıkça gördüğünü kaydetti. İsrail'in bile işine gelmediği için bazı dizilerin yayından kaldırılmasını istediğini hatırlatan Yavaş, bu konuda RTÜK'ün elini taşın altına koyarak bilimsel bir heyet kurmasını, toplumun ahlâki ve ruhi yapısını bozan filmlere vize vermemesi gerektiğini ifade etti.
Erozyon kaçınılmaz
Dokuz Eylül Üniversitesi İlahiyat Fakültesi İslam Hukuku Öğretim Üyesi Prof. Dr. Osman Eskicioğlu medyanın insan merkezli bir yaşam biçimini desteklediğini, insanın 110 volt çekme gücü olan tellerine, 220 voltluk elektrik yüklenmiş gibi olduğunu ifade etti. Bu durumda kabloların yanmasının ve ahlâki erozyonun kaçınılmaz olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Eskicioğlu, "Allah merkezli bir kainat var. Varlık âleminde de tevhid var. İnsana günahlar tatlı geliyor. Bu kapsamda aldatma üzerine kurulan dizi ve diğer programlar, aile yapısına ciddi zarar veriyor" dedi.
(Kaynak: Milli Gazete)