Yahudiler, Moriskolar ve İspanyol adaleti
İspanya`da kabul edilen yasaya göre 1492`de Gırnata`nın düşmesinden sonra sürülen Yahudilerin ülkelerine dönme hakkı tanındı. İspanya ve sürülen Yahudiler edebiyatı çokça dillendirildiği için gecikmiş bir adaletin yerine getirilmesi olarak alkışlanacaktır. Ne var ki, hikaye bundan ibaret değil.
Yahudiler, Moriskolar ve İspanyol adaleti
Akif Emre / Yeni Şafak
İspanya'da kabul edilen yasaya göre 1492'de Gırnata'nın düşmesinden sonra sürülen Yahudilerin ülkelerine dönme hakkı tanındı. İspanya ve sürülen Yahudiler edebiyatı çokça dillendirildiği için gecikmiş bir adaletin yerine getirilmesi olarak alkışlanacaktır.
Ne var ki, hikaye bundan ibaret değil. 1492'de Gırnata düştüğünde şehrin teslim anlaşmasında Endülüs vatandaşı Müslüman ve Yahudilerin tüm dini haklarını garanti altına alan bir anlaşma yapılmıştı. Ne var ki şehrin Katoliklerin eline geçmesinden iki yıl sonra bu anlaşma Yahudiler aleyhine bozularak Yahudiler doğup büyüdükleri topraklardan sürüldüler. Büyük kısmı Osmanlı topraklarına yerleştirilen Sefarat Yahudilerinin hikayesi malum.
Ancak Avrupa'nın etnik kıyım hikayesi bundan da ibaret değil. Gırnata'nın teslim anlaşmasından beş yıl sonra bu kez anlaşma Müslümanlar aleyhine bozuldu. Müslümanlar 'zorla Hristiyanlaştırılma' yahut katledilme seçeneği ile karşı karşıya bırakıldı. Morisko olarak bilinen ve gizli Müslümanlardan oluşan çarpık toplumsal yapı bu şekilde oluştu. Yeni egemenler sanat, ticaret ve tarım gibi önemli sektörleri ellerinde tuttukları için Müslümanların sürülmelerinden yana değillerdi. Ama onların din değiştirip hizmetçi olmaları isteniyordu. Arapça konuşmaları, İslami giysiler giymemeleri gerekiyordu; İslam'ı ima eden her tür adet ve davranış şeklen Hristiyan gözüken bu kesimin engizisyonda yargılanması için yeterliydi. Hatta hamama gitmek, domuz eti yememek Müslümanlık işareti sayıldığından engizisyonda yargılanmaları için yeterliydi. Müslümanlar ağır yaptırımları zaman zaman yöneticilere yüklü rüşvetler vererek erteletmeyi, hafifletmeyi denediler; kimi zaman da büyük isyanlar çıkardılar ve kanla bastırıldılar. 1569'daki Alpujara isyanı tam üç yıl sürecek, Kutsal Roma Germen İmparatorluğu sayılan İspanyol yönetimi isyanı bastırmakta zorlanacaktır.
Burada dikkat çekilmesi gereken en önemli husus, din değiştirmeye zorlanan Müslümanların sanılanın aksine hepsinin Arap asıllı olmadığıdır. Muhtemelen büyük çoğunluğu İspanya'nın yerli halkından oluşmaktaydı.
1609 yılına gelindiğinde İspanyollar; görünüşte Katolikleştirilmiş, aradan nesiller geçmesine rağmen yeterince iyi Hristiyan olmadıklarını düşündükleri Moriskolardan tümüyle kurtulma kararı alacak ve onları topluca İspanya dışına sürmek için harekete geçeceklerdir. Sürgün daha büyük dramlara yol açacaktır. Bir kısmı gerçekten Hristiyanlaşmış ama yine de dışlanan Moriskolar için iki seçenek vardır. Eğer Müslüman topraklara gitmeyi seçerlerse 10 yaşından küçük çocuklarını bırakmak zorundadırlar. Katolik bir ülkeye, mesela Fransa'ya giderlerse çocuklarını yanlarına alabileceklerdir. Sonuçta 400 bin ila 1 milyon arasında olduğu belirtilen Moriskolar İspanya'dan sürüleceklerdir.
Osmanlı yönetimi bu büyük sürgünle yakından ilgilenecek; onları Cezayir, Tunus gibi bölgelerde iskan ederken vergiden muaf tutacaktır. Fransa üzerinden göçenlerin arasında İtalya'ya, oradan Balkanlara ve Osmanlı topraklarına gelenler olacaktır. İstanbul'a gelenler Galata semtinde yerleşecektir.
Gırnata'nın düşmesinden önce Endülüs'ü terk etmeye zorlananlar bir tarafa Gırnata düştükten yüz yıldan fazla bir süre sonra sürülenler, yani Moriskoların sesini duyan var mı bugün? Rönesans Avrupa'sının yani modernliğin ilk uygulamalarının kurbanı oldu Moriskolar. Aynı topraktan, hatta aynı kandan gelmelerine rağmen Moriskolara uygulanan sürgün, Braudel'in deyimiyle 'bir medeniyet öfkesinin' sonucuydu.
İspanyollar önce Yahudilerden özür dilediler. Ardından da sürdükleri Yahudilerin çocuklarının İspanya'ya dönmelerine imkan tanıdılar. Dünyada 3,5 milyon kadar Yahudi'nin bu haktan yararlanması bekleniyor.
Moriskoların sürülüşünün 400. yılı nedeniyle 2009 yılında İspanya'da aydınlar ve sivil toplum kuruluşları devletin özür dilemesi için kampanya başlattı. Pek çok muhalif aydın bu kampanyaya destek verdi. Özür dilemeye İspanyol kamu oyunun hazır olmadığını düşünenler, işe kraliyet ödülünü vermekle başlanmasını talep ettiler. Hiç biri gerçekleşmedi...
Şimdi bir kesim için adalet gerçekleşirken, diğer kesim için vicdanlar kanamaya devam ediyor. İspanya'nın öz evlatları olan Moriskoların çocukları da daha ağır bedeller ödemelerine sebep olan mağduriyetlerinin giderilmesini talep ediyor. Özellikle Kuzey Afrika'da hala kökleri İspanya'ya dayanan aileler biliniyor.
Moriskoların sürülmesi etnik bir kıyımdan öte modern öncesi Avrupa bilincinin oluşumunun tezahürüdür. Modern Avrupa'nın ötekileştirici özelliğinin uç verdiği ilk örneklerdendir. Moriskolardan özür dileyemeyen, onların haklarını iade edemeyen bir Avrupa fikri, vicdanen temizlenemeyeceği gibi, köklerindeki günahla da hesaplaşamaz.