21-08-2009 10:36

Yeni Şafak yazarı da AKP ekonomisine isyan etti

Yeni Şafak yazarı İbrahim kahveci, geçtiğimiz gün açıklanan İMKB verileri üzerine AKP`nin ekonomi politikalarına isyan etti.

Yeni Şafak yazarı da AKP ekonomisine isyan etti

İslam ve Hayat

"Kişisel referansım İslam'dır" iddiasındaki bir lider tarafından yönetilen Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP), Hükümet'i teşkil ettiği 7 yıldır nasıl bir ekonomi yönetimi sürdürüyor? 

İslam'ı referans almak şöyle dursun, kendisi için tehdit olarak gören bâtıl bir sistemde Hükümet etmekte olan bir partiden İslami bir ekonomik sistem bekliyor değiliz kuşkusuz. Lakin reel ekonomiye daha ağırlıık veren, rantiyeyi gerileten bir ekonomi yönetimi kurmaları beklentisi, ortaya koydukları söylemlere dayalı olarak söz konusuydu.

Sonuç ne oldu? AKP'nin Hükümet'te bulunduğu 7 yılın bilançosu neyi gösteriyor?

Bu soruların cevaplarını Yeni Şafak gazetesinde ekonomi yazılaı yazan İbrahim Kahveci dünkü köşe yazısında verdi. Hem de isyan dolu cümlelerle. İşte Kahveci'nin yazısından isyan dolu cümleler:  

Yaşasın faiz!

İbrahim Kahveci / Yeni Şafak

Dün Türkiye'mizin acı bir gerçeğini borsa üzerinden net şekilde görme fırsatı elde ettik. İMKB dün yüzde 3'ü aşan bir yükseliş hareketi yaşarken ayrıntıda çok ilginç sonuçlar saklanmıştı. Sanayi endeksi sadece yüzde 1,9 yükseliş kaydederken bankacılık endeksi yüzde 4,8 bir artış sergilemişti.

Türkiye gerçeğimizi biraz daha derinden irdelemek istersek karşımıza çıkan tablonun pek iç açıcı olmadığını şimdiden belirtmem gerekir. İşte beni korkutan o rakamlar:

Türkiye'nin milli geliri 2003'de 455 milyar liradır. Aynı tarihte bankacılık sektörünün gücünü gösteren krediler (faizli) ise 66 milyar lira ile milli gelirin yüzde 14,5'i ediyordu.

Aradan geçen beş yıl sonra Türkiye'nin 2008 sonu milli geliri 950 milyar liraya ulaşmıştır. Oysa 2008 sonunda ülkemizde bankacılık kesimi hâkimiyetini gösteren krediler 367 milyar liraya ulaşmıştır. Görüleceği üzere ülkemizin ekonomik yapısında milli gelir sadece 2,1 kat artarken bankaların kredi artışı 5,5 kat olmuştur. Bunun sonucunda ekonomik temelimizde kredi oranı milli gelirimizin yüzde 14,5'den yüzde 38,5'e fırlamıştır.

Bu ne demektir?

Artık ekonomik güç bankaların eline geçiyor.

Artık düzenimiz faizci bir yapıya bürünüyor.

Şu gerçeği de hatırlatmak gerekiyor: İstikrar ve güven ortamı ile faizlerde yaşanan uygun koşullar kredi kullanım oranını arttırmıştır. İyi ama neden mevduat tarafında düşen faizler sonucu sermaye piyasası alternatifi çalışmamıştır? Kısaca, neden faizci düzen hâkimiyeti kurulmuştur?

Bu faiz tablosu beni çok ama çok ürkütüyor. Kriz kelimesinin hafızalara gelmediği günlerde dahi bu tehlikeye dikkat çekip duruyordum. Aradan yıl geçti ki ülkemin en alt işvereninden en üst yöneticisine kadar herkesten bankacılık şikâyetleri yükselmeye başladı. Neden zamanında önlem alınmadı?

Cevabı çok net vereceğim: Bilmiyorum!

...

İşin bir garip tarafı daha vardır: Vatandaşın nerede ise her işlemi banaklara esir edilmiştir. Oysa banklara karşı vatandaşı koruyacak bir düzen ve güç ortamı oluşturulamamıştır. Gün geçmiyor ki bankalar hakkında inanılması güç ihbar bilgileri ulaşmasın.

Artık tatlı banka kredisi için üst müdür komisyon oranlarının bile konuşulması bu sektörün ne kadar başsız kaldığını göstermez mi? (Yakında) Eski haberlerle ilgili BDDK'dan ses çıkmaması da önemli işaret olsa gerek.

Dün borsa yükseldi, ama borsayı bankalar yükseltti. Tıpkı milli gelirimizde yaşanan yükselişte olduğu gibi. Faizle beslenen bir ekonomik yapıya doğru hızla ilerliyoruz. Ama bu ilerleyişin çok tehlikeli olduğunu zaten geçen aylarda kredileri bıçak gibi kesilen reel sektör çok iyi biliyor.

Son beş yılda bankaların kredileri 5,5 kat artarken milletin zenginliğini gösteren mevduat ise 3 kat artmış. Kısaca kredi artışı üstte, mevduat artışı arada ve milli gelir artışı en altta kalmıştır. Bu tablo hem içerdeki kredi-faiz hassasiyetini arttırmış hem de yurtdışı mali gelişmelerin ülke içini etkileme oranını arttırmıştır. Acaba bu tablo bilinçli sürdürülen bir ekonomik programı mı? Evet ya da hayır; ne olursa olsun, sonuçta ülkemiz 'yaşasın faiz!' noktasında hızla ilerliyor.

YORUMLAR
Henüz Yorum Yok !