05-11-2018 08:18

Yeşilçam filmlerinde İslam

İstisnaları olmakla birlikte Yeşilçam filmlerinde işlenen dindar karakterler ahlaksız, hilekâr, menfaatçi ve düzenbaz tipler olmuştur ve bu kişiler üzerinden bütün Müslümanlar, İslam kötülenmiştir.

Yeşilçam filmlerinde İslam
Burhan Erdoğan / Dünya Bizim
 

Toplumumuz için kıymetli bir hazine değeri taşıyan birçok İslami figür, gerek günümüzde gerekse bugüne kadar sinema dünyamız içinde gerektiği kadar yer alamadı. Bu topraklarda bütün kavramlardan daha eski bir mazi ile yaşayan İslam faktörü ne para ne şan ve şöhret ne de sözüm ona gelişmiş olduğunu ispatlamaya çalışan düşünce yoksulu insanlar kadar değer görmedi. Bu ne Allah’ın yüce dini için ne de onu yaşayan hakiki Müslümanlar için bir problem değeri taşımıyor aslında, fakat yüreğimizi yaralayan bir tarafı var bu işin: İslami yozlaşma/İslam’ı yozlaştırma.

Ele almaya çalıştığımız meselenin temelini özellikle Yeşilçam diye tabir ettiğimiz Türk sinema dünyasının temeli sayabileceğimiz dönemde tohumları atılmış olan İslam karşıtı film politikası oluşturuyor. Birçok filme baktığımızda bu hususun hiç de hayali olmadığını rahatlıkla görürüz. Eğer ki gerçekten tarafsız bir gözle bakacak olursak birçok filmde İslami unsurların ayaklar altında ezildiğini ve İslam’ın yok sayılmaya çalışıldığını görürüz. Örnek mi? Elbette...

Bu örnekleri bir hedef oluşturmaktan çok konuyu anlatmamızı desteklemek açısından görürsek asıl meseleyi daha iyi anlamış oluruz.

Bu problemi birçok filmden farklı kesitler anlatarak ifade edebiliriz elbette fakat meselenin önemi açısından aşağıdaki örneklerin doğru olduğunu düşünüyorum. Filmlerin tamamına bakacak olursak ne İslam’a ne namaza ne oruca ne hacca ne de diğer İslami kavramlara yer verilmediğini çok rahatlıkla görebiliriz. Mesele sadece bununla kalsa çok da kulak asmayabiliriz fakat İslam’ın işlenmesi bir yana dursun filmlerde ne kadar sahtekâr, düzenbaz ve fırıldak adam varsa birer İslam temsilcisi olarak gösterilmekte ve dolayısı ile bu da İslam’ın özüne zarar vermektedir.

Arif Efendi karakteri

Bunun en bariz örneğini Kemal Sunal’ın “Üçkâğıtçı” filminde bulunan Arif Efendi karakteri ile açıklayabiliriz. Bizim bildiğimiz anlamıyla “Hoca” beşiktaşevden eve nakliyat Saç Ekimi esenyurt araç kiralama insanlara doğruyu gösteren, İslam’ı öğreten bir kişi olması gerekir. Oysa filmi içeriğine baktığımızda sürekli insanları aldatan bir şarlatan olarak görmekteyiz bu karakteri. Yine aynı filmde Kemal Sunal’ın canlandırdığı kişinin de sözde bazı üstün özelliklere sahip olduğu vurgulanıp adeta bir dürüstlük abidesi hoca olarak karşımıza çıkartıldığını görürüz.

Diğer bir örnek olarak “Kibar Feyzo” filminden “Topal Hoca” adıyla bilinen ve bir sahnesinde abdest aldığını gördüğümüz çeşme başındaki anı alabiliriz. Hoca olarak bilinen bu şahıs ve Kibar Feyzo karakterinin abdest alırken bir konu üzerine pazarlık yaptıklarına şahit olmaktayız. Bitti mi? Hayır elbette, bu şahsın sözde hocalık adı altında makamını kullanarak para karşılığında neler yaptığını ayan beyan görürüz.

Diğer bir örnek olarak Şener Şen’in başrolünü oynadığı “Züğürt Ağa” filmini söyleyebiliriz. Şıh karakteri olarak karşımıza çıkan karakterin Züğürt Ağa ile bazı sahnelerde yaptığı gayri ahlaki sahneleri alabiliriz.

Yüzlerce örneği var

Yüzlerce örnek ve binlerce sahne yazabiliriz bu konu üzerine. Bir tek İslam öğesinin bulunmadığı yine yüzlerce film ismi verebiliriz. Bu topraklarda bin yıllardır varlığını sürdüren İslam, yabancı topraklarda görmediği zulmü filizlendiği bu topraklarda en aşağılık biçimde görmüştür. Bunun sebebi dine olan düşmanlığını topluma ifade etmekten korkan, İslam’ın ruhunu anlamaktan aciz ruhu çürümüş senaryo yazarlarının sahip olduğu ucuz zihniyettir.  

Dün nasılsa bugün de bazı istisnaları olmak üzere arpası belli kesimler tarafından sağlanan kanallarda çeşitli dizilerde ve sinemalarda oynatılan filmlerde artık gırtlağa kadar gelmiş ahlaki çürümüşlüğü yine görmekteyiz. Bizler İslam’ın ruhunu yansıtmayan bu dizi ve filmlere gereken tepkiyi vermedikçe bu ahlaksız davranışlar artarak devam edecektir. Ve bizler bu konunun sorumluluğu karşısında kafamızı kuma gömmekten artık vazgeçmek zorundayız. Çünkü iman etmenin özü aynı zamanda haksızlığa karşı dik durabilmektir. Ve Müslümanlar ancak dik durmasını bilenlerdir.

YORUMLAR
Henüz Yorum Yok !