Mehmed MAKSUT

28 Haziran 2010

YOL KONTROLU

Âlemleri en güzel şekilde yaratan Allah, bu güzel halin devam etmesi için insanı ve hayatı terbiye etmiş ve insandan kendisinin belirlediği yoluna uymasını ve hayatı boyunca kulluk etmesini istemiştir.” Allah benim de rabbimdir, sizin de rabbinizdir. Öyleyse O’na kulluk edin. İşte bu doğru yoldur.”( Ali İmran 51). Hepimizin Rabbi olan, Allahın gösterdiği yolda yürümek ve O’na kulluk etmek tüm insanların yaratılış amacıdır (Zariat 56)

Tarihsel süreç içerisinde insan; şeytanın, şeytanlaşmış insanların ve kurumların desiseleri sonucu yolundan sapmış ve Rabbinin belirlediği kulluk yolunu terk etmiştir. İnsanların Allahın belirlediği yoldan sapıp başka yollarda yürümesi insana ve âleme çok acıya patlamıştır. Ve insan bu gün kaybettiği doğru yolu ararken şer güçler yapay yollarla insanların önünü ve zihnini tıkayıp kendi beşeri zihinleriyle inşa ettiği yolları öne sunarak insanları o yollarda yürümeye mahkûm etmektedir. Bu mahkûmiyet beraberinde mağduriyeti getirmiştir. Yaşanılan mahkûmiyet ve mağduriyetin giderilmesi için insanların tekrar Rabbimizin belirttiği yola varması gerekir. Bu ihtiyaçtan yola çıkarak Kuran’ı Kerimin “ yol ayetleriyle” yolumuzu hatırlamaya çalışalım istedik.

İnsanı şerefli şekilde yaratan Allah; insanın en güzel şekilde yaşayıp yürüyebilmesi için pürüzsüz ve noksansız yolu belirlemiştir. Bu yol; Kuran’ın, İslam’ın, Şeriat’ın, Adaletin, Peygamberlerin, Şehitlerin, Sıddıkların ve Salihlerin yoludur (Nisa 69)

Bu yol tevhidin temelinde peygamberlerin önderliğinde kıyamete kadar insanı mutluluğa ve huzura götürecek olan Rabbani yoldur.

Allahın belirlemiş olduğu bu yola uymak ve bu yolun dışındaki yollardan uzaklaşıp onları reddetmek inanmış müminleri vazifeleridir.” Şüphesiz bu benim dosdoğru yolumdur. Buna ( peygamberlerin şehitlerin sıdıkların ve salihlerin yoluna) uyun. Bundan başka yollara uymayın. Zira o yollar sizi Allahın yolundan ayırır. İşte sakınmanız için Allah size bunları emretti.(En'am 153)

Allahın dosdoğru olan yolu dururken yürüyüşünü başka yollarda yapan insanlar Allah'tan uzaklaşmıştır. Doğru bir yol tercihi yapamadığı için yeryüzünde sakınılması gereken münkerlerden sakınamamış ve o münkerler içerisinde münkir kimlikle hayatını tarumar etmiştir.

Yanlış tercihleri yapanlara karşı doğru tercihlerin çağrısını yapmak iman edenlerin görevlerindendir. Zira doğru yolun yolcularının toplumsal şahitlikteki eksiklik veya sıkıntıları insanları yanlış yolun kurbanı etmiş olabilir. Bu konuda tüm peygamberler hayatlarını yanlış yollarda çürüten insanlığın yönünü sırat-ı müstakim olan Allahın yoluna döndürmek için yılmadan mücadele etmişlerdir. İnsanlardan hiçbir ücret istemeden insanları Allahın yoluna davete girişmişlerdir.” Deki bu davete karşılık, sizden, Rabbine doğru bir yol tutmayı dileyen kimseler dışında herhangi bir ücret istemiyorum.” ( Furkan 57)

Yol tercihinde bulunan herkes yolda olmanın gereği olarak kendi yolunun mücadelesini verir. Bu hakikati Kur'an-ı Kerim şöyle ifade etmektedir.” İman edenler Allah’ın yolunda mücadele ederler. Kâfirler ise tagut yolunda mücadele eder(Nisa 76)”. Bu ayetten yola çıkarak iman edenlere birçok görevler düşmektedir. Bu görevlerin başında insanları doğru yoldan çıkaran şeytan ve dostlarına karşı bir duruş sergilemek gerekir. Taguta çağıranlara karşı tevhidi hakikati haykırıp insanları” Rabbinin yoluna hikmetle ve güzel öğütle davet et ve onlarla en güzel şekilde mücadele et “( Nahl 125) düsturuyla harekete geçmemiz gerekir

Yapacağımız tüm çaba ve gayretlerimizin sadece ve sadece Allahın yolunda olması, yapılan şeylerin geçerli olmasının yegâne şartıdır. Kuranı Kerim bize bu konuda birçok ayet sunmuştur. Bu konuda bir kaçını sunmaya çalışalım:

ALLAH YOLUNDA öldürülenlere ölüler demeyin. Bilakis onlar diridirler, fakat siz farkında değilsiniz.( bakara 154). Allahın kelimesinin yücelmesi için savaşan kimsenin savaşı Allah’ın yolundaki savaştır( hadis kutub_ı sitte)

İman edip hicret edenler ve ALLAHIN YOLUNDA mallarıyla ve canlarıyla mücadele edenler makam bakımından Allah katında daha üstündürler. Kurtuluşa erenlerde işte onlardır.( Tevbe 20)

Kendilerine zulmedildikten sonra ALLAHIN YOLUNDA hicret edenleri and olsun ki, dünyada güzelce yerleştiririz. ahiret ecri ise daha büyüktür. Keşke bilseler!( Nahl 41)

RABBİNİN YOLUNA hikmet ve güzel öğütle davet et ve onlarla en güzel şekilde mücadele et (Nahl 125)

ALLAH YOLUDA infak ediniz, kendi ellerinizle kendinizi tehlikeye atmayınız.( Bakara 195 )

Ne oluyor size ki ALLAH YOLUNDA infak etmiyorsunuz ( Hadid 10 )

Erkek olsun kadın olsun içinizden, amel işleyen hiçbir kimsenin yaptığını boşa çıkarmayacağım. Onlar ki hicret ettiler, yurtlarından sürüldüler. BENİM YOLUMDA eziyete uğradılar.( Ali İmran 195 )

Yukarıdaki ayetler de yapılan şeylerin sadece Allah yolunda yapılması ve başka çıkarların karıştırılmaması gerektiği noktasında çok nettir. ALLAHIN YOLUNDA olma vurgusu bizim yapacağımız çalışmalar için çok önemlidir…

Bu vurgulardan sonra tekrardan yolumuzu gözden geçirmemiz gerekir. Zira şeytan bazen insanı doğru yol üzerinde bile kandırabilmektedir. Dikkat edin şeytan sizin apaçık düşmanınızdır uyarısına ve “muttaki kullarımın” üzerinde senin( şeytanın) etkisi yoktur ifadesini dikkate almalıyız…

“Kendisi için dosdoğru yol belli olduktan sonra kim resule karşı çıkar ve müminlerin yolundan yolundan başka bir yola ayrılırsa, onu o yönde bırakırız ve cehenneme sokarız; o ne kötü bir yerdir.” ( Nisa 115)

Yolumuz belli, yönümüz belli bizden beklenen resullere tabi olup Allaha giden yolda müminlerin yoluna uymak ve o yolda yürümektir. Bu yolda başımıza gelen her şeye sabredip yolumuza devam etmeliyiz. Allaha yönelenlerin yoluna uymalıyız( Lokman 15) ve başımıza gelenlere karşı sabretmeliyiz. Çünkü bunlar kesin farz kılınan işlerdendir ( Lokman 17 )

Zalimlerin kâfirlerin tagutların şaşalı hayatları, makamları, meclisleri, yaldızlı sözleri ve gösterişli yolları bizi asli yolumuzdan alı koymamalı. Zira kıyamet gününde onlarda peygamberlerin yoluna uymadıkları için hayıflanacaklar, kederlenecekler, pişmanlık duyup ellerini ısıracaklar. Bu konuda yüce Allah onların hallerini şöyle ifade etmektedir:

“ O gün zalim olan kimseler ellerini ısırıp keşke o peygamberle birlikte bir yol tutsaydım, vay başıma gelen! Keşke falancayı yoldaş edinmeseydim. Yemin olsun ki, bana Kuran gelmişken beni kurandan o saptırdı. Şeytan insanı uçuruma sürükleyip yalnız ve yardımcısız bırakıyor der”( Furkan 29) …Ne acı bir son değil mi dostlar?


YA RABBİ BİZİ DOSDOGRU YOLA İLET…

KENDİLERİNE NİMET VERDİKLEİNİN YOLUNA…

GAZABA UĞRAMIŞLARIN VE

SAPITMIŞLARIN YOLUNA DEĞİL…

YA RABBİ KALBİMİZİ VE AYAKLARIMIZI SENİN YOLUN ÜZERİNDE SABİT KIL

 VE HİÇ BİR GÜÇÜN BİZİ SENİN YOLUNDAN ÇEVİRMESİNE MÜSAADE ETME…

YAKİN GELİNCEYE KADAR( HİCR 99) SENİN YOLUNDA İZZETLİCE

KALABİLMEYİ BİZLERE NASİP EYLE…