KUDÜS'TE İZ ARAMAK
Hızır YILDIRIM
24-03-2020 05:36
17 günlük umre yolculuğumuzun ilk durağı Ürdün ve Kudüs’tü. 3 günlük Ürdün, 2 günlük Kudüs durağımız bayağı verimli oldu. Umre yolculuğu ise, malum korona virüs nedeniyle iptal oldu. Amaç, 3 cumayı 3 mescitte eda etmekti ama nasip olmadı. Sadece tek cumayı Mescid-i Aksa’da ifa ettik. Buna da hamdolsun. Gitmeyen ve gidemeyen kardeşlerime, gitmeyi Rabbim en kısa zamanda nasip etsin İnşaAllah.
Ürdün’de bulunan Ashab-ı Kehf mağarasını ziyaret ettik. Bu tip ziyaretlerden asıl maksat, ibret almaktır. O gençlerin, zalim kral ve yönetimine baş kaldırarak hakkı haykırışları, onları ebedileştirdi. Allah'ın koruması altındaki mağaraya sığınmaları, mağarada 309 yıl boyunca uyumaları ve sonrasında uyanmaları sonucunda, büyük mucizeye tanıklık etmişlerdi. Hayatının tamamında, Allah azze ve celleyi dost olarak kabul eder ve programını Allah’ın programına uygun hale getirirsen, işte o zaman, Allah'ın sonsuz merhametine mazhar olursun. İşte bu tefekkür olursa ziyaret hâsıl olur.
Ürdün’den Filistin topraklarına, bir başka ifade ile siyonistlerin işgal ettiği topraklara zor da olsa giriş yaptık.
Hilafet döneminde, bu güzelim memleket bizimdi, Müslümanlarındı. Artık pasaportsuz geçiş yapamıyoruz bu beldelere. Ürdün ve Filistin toprakları, çok verimli topraklardır. Yılın üç döneminde ürün alınıyor. Ve Gazze açıklarında, milyarlarca metre küp doğalgaz rezervleri mevcut. Haliyle İsrail'in böyle iştahlı olmasına şaşmamak lazım. Eğer bu ümmetin böyle uyuşmuş hali devam ederse, sanırım elimizde kalan bu bir avuç toprak da elimizden gidecek.
İsrail terör devleti, Filistin’e girerken gümrükte, Müslümanlara, özellikle Türkiyeli Müslümanlara yıldırma politikasını sürekli hissettiriyor.
Gözleri devamlı üzerimizde, kafileden değerli hocamız Ahmed Kalkan’ı 5 saat alıkoydular. Niye derseniz? Korkuyorlar! Hatırlarsanız Şeyh Ahmed Yasin’in tüm bedeni felçli olduğu halde, onu şehit etmişlerdi. Gurubumuzda başka hoca olduğu halde onlara zorluk çıkarmadılar. Acaba neden?
En eski şehir olan Eriha şehrinde küçük bir turdan sonra, dünyanın en alçak bölgesi olan Lut Gölü (Ölü Deniz) ve çevresine geldik.
Gölde hiç bir canlı yaşamıyor. Tuz oranı çok yüksek. Kara parçası bile deniz seviyesinden -300 metre aşağıda, gölün derinliğini de hesap edersek -800 metre aşağıda. Bu yerler, Allah’ın emriyle, meleklerin yerinden söküp göğe yükseltip adeta azgın kavmin beynine çaktığı yerler. Burada önceden yaşayan sapık kavmin helakinin izlerini görür gibi, tefekkür ede ede oradan Kudüs’e geçtik.
Lut gölünden Kudüs, yaklaşık 30 km. Rampa çıkarak Kudüs’e vardık. Kudüs, Allah azze ve cellenin, içerisinde kendisini ve etrafını mübarek kıldığı Mescid-i Aksa’nın olduğu bir şehir. Zeytin tepesinden yaklaşık 3 km boyunca, çok net bir şekilde Mescid-i Aksa ve çevresi görülüyor. Selman bin Farisi’nin makamını ziyaret ediyoruz. Selman (ra), ismiyle müsemma olan Hendek harbinin hendek kazma işini tavsiye eden, Medine’de herkes kabilesini ve kendisini tanıtırken, sıra kendisine gelince “ben İslam’ın oğlu Selman’ım” diyen İranlı bir sahabe. Daha sayamayacağım nice meziyetleri olan bu şahsiyet, bizlere tefekkür imkanı veriyor.
İsraillin tamamen demir parmaklıklarla çevrili dini okulları, yönetim binaları ve kafes biçiminde ki arabaları, Müslümanların intikamından ne kadar korktuklarının işareti gibiydi. Zeytin Tepesi, Mescid-i Aksa’yı tam karşıdan görüyor ve tepenin yamaçları, 100 bin ila
1 milyon dolar arasında, dünyanın en pahalı mezarlıklarına ev sahipliği yapıyor. Amaçları, güya mahşerde Hz. İsa, o mezarlarda yatan Yahudileri ellerinden tutup Mescid-i Aksa’dan cennete götürecekmiş. Çok para veren kişi, Mescid-i Aksa’ya yakın olan, daha torpilli olarak cennetin en iyi yerine girecekmiş. Hz. İsa ya birçok düşmanlık yaptıkları halde kendilerine şefaat edeceğini sanıyorlar ahmaklar.Hz. İsa'yı, Hristiyanlar, Yahudiler, putperest Romalılar değer vermedikleri ve getirdiği vahye uymadıkları halde, kurtarıcı olarak görüyorlar. Ne kadar ilginç değil mi? Mahşerde hakikatleri görecekler inşallah! Ne fayda ki, yalnız kalacaklar ve umduklarını bulamayacaklar. Cehenneme yar olacaklar inşaAllah.
Mescid-i Aksa ve çevresi surlarla çevrili. Kale surları, 15 metre yükseklikte, 4 km kare büyüklüğünde yüzölçümüne sahip. Yavuz Sultan Selim tarafından yaptırılmış olan surlar, sağlamlığını ilk günkü gibi koruyor. Surun içinde Filistinlilere ve İsraile ait işyerleri ve evler mevcut. Surların görünen 4 büyük kapısı var. Muhtemelen görmediğimiz başka kapıları da vardır. Doğu kapısı zeytin tepesine bakıyor. Güney kapısını sadece İsrailliler kullanıyor. Biz bile ziyaret için giremedik o kapıdan. Bizim kullandığımız kapılar kuzey ve doğu kapıları.
Mescid-i Aksa’ya girerken, kapıda, ancak İsrail askerlerinin kontrolünde giriş yapabiliyorsun. Mescid-i Aksa, resmen esir alınmış, işgal edilmiş vaziyette. En küçük olayda bile müdahale ediyorlar. İçeri girince insan hüzünleniyor. Derin bir “ahhh” çekiyor ve insanın aklından Kudüs Fatihi Selahaddin Eyyub’i geçiyor. Ve Rabbimize içten yalvarıyoruz: “ Ey Kahhar olan Allah’ım, içimizden bir Selahaddin Eyyub’i çıkar.”
“Kendisine ayetlerimizden bir kısmını gösterelim diye, kulunu (Muhammed’i) geceleyin, Mescid-i Haram’dan, çevresini mübarek kıldığımız Mescid-i Aksa’ya götüren Allah, noksan sıfatlardan münezzehtir. Şüphesiz ki O, her şeyi çok iyi işiten, çok iyi görendir. (İsra Suresi 1)
Çevresi ve mescitleriyle bu mübarek yerler peygamberlerden birçoğunun yaşadığı yerler.
Her Müslüman’ın, ilk önce gideceği yerler arasında olan ilk kıblemiz Mescid-i Aksa, mahzun, boynu bükük, kendisini bu zilletten kurtaracak mümin şahsiyetleri bekliyor. Yol meşakkatli ama iyi ki gelmişim diyor insan.
Tarih boyunca, Kudüs kimin elindeyse dünyaya hükmeden de o olmuştur. Evet kardeşler, bu mübarek şehir, Siyonist Yahudi’ye bırakılmayacak kadar önemli. Her attığın adım insanı tefekkür dünyasına sürüklüyor.
Kapıdan girdikten yaklaşık 200 metre sonra, tam ortada, Emevi Halifesi Abdülmelik bin Mervan devrinde 687-691 yılları arasında inşa edilen Kubbet-üs Sahra isimli meşhur mescid ile karşılaşıyorsun. İçinde muallâk taşı adında bir taş var. Yaklaşık 10 metre büyüklüğünde ve mescidin tam orasında duruyor. Akşam ve yatsı namazlarını burada eda ediyoruz.
Sabah ve Cuma namazlarını, Kubbet-üs Sahra’dan yaklaşık 200 metre güneyinde yer alan Mescid-i Aksa’da kıldık. Rabbim sizlere de nasip etsin İnşaAllah.
Mescid-i Aksanın altında cin mescidi, cinlerin inşa ettiği rivayet edilen sütunlar hala durmakta ve Mescid-i Aksa’yı ayakta tutmakta. Mescidin solunda altta, doğu tarafında büyük Mervan Mescidi bulunuyor. Hz. Meryem’in kaldığı Mescid ve Hz. Zekeriya’nın (as) dua edip kendisine Hz. Yahya’nın müjdelendiği mihrap orada.
Kubbet-üs Sahranın 100 metre sağ tarafında, yerin altında Burak Mescidi var. Onun sağ tarafında ise Yahudilerin meşhur ağlama duvarı mevcut.
Surların hemen yanında, doğu tarafına bakan kısmında iki sahabe ve baika Müslümanların kabirleri mevcut. Mescid-i Aksaya bakan Zeytin Tepesinin solunda, Rusların altın kubbeli Ortodoks kilisesi, hemen aşağısındaki vadide ise, 2000 yıllık zeytin ağaçları bahçesi ve Hz. İsa’nın (as) havarilerine ders verdiği yer var. Daha solunda Hz. Meryem’in doğduğu ve daha sonra kiliseye çevrilen bir yapı mevcut.
Kilisede konuşmak yasak. Kiliselerin duvarlarında onlar için önemli şahsiyetlerin suret ve ikonları resmedilmiş. Velhasıl Kudüs’te camiden çok kilise var.
Mescid-i Aksa'nın güney tarafındaki kale kapısı, 1947 savaşının mermi izlerini taşıyor. Bu kapıdan girmek de yasak. Hemen dışında yine kiliseler karşımıza çıkıyor. Hz. Meryem kilisesi de burada. İsa (as) yakalanınca, Meryem validemiz bu mabette 14 gün boyunca ağlayıp vefat etmiş. Maide suresinde geçen Hz. İsa’ya (as) indirilen sofra olayı burada cereyan etmiş. Yakalandığı yer de burası, horoz ötünce sabaha doğru yakalamışlar. Daha doğrusu Kur’an’a göre yakaladıklarını zannediyorlar.
Osmanlı döneminde yaşayan Hristiyanlar, burasını kutsal saydıkları için kendi aralarında sürekli kavga çıkarmışlar. Onun için buradaki kilise camiye çevrilmiş ve müze olarak kullanılıyor. Hemen yanında Hz. Davud’un kabri bulunuyor. Bu yeri ise, Yahudiler ibadethaneye çevirmişler. Haremlik selamlık uyguluyorlar ve sürekli Tevrat okuyorlar.
Kudüs'ü istemeden de olsa terk edip El-Halil şehrine, İbrahim nebinin (as) memleketine doğru yol aldık. İnşaAllah bir sonraki sefere de El-Halil şehrini, Muta savaşının vuku bulduğu Ürdün’deki yeri ve Hicaz demiryolunu konuşuruz.
Sonuç:
Bu ziyaretimizin anlamının ve muhtevasının çok büyük olduğunu düşünüyorum. Bu kutsal belde, yani peygamberler şehri, ilk kıblemiz Mescid-i Aksa ve çevresi, mübarek olan bu yer, her Müslümanın sahip çıkması gereken, Umreye giderken, buralara gelmeden gidilmemesi gereken ve her Müslüman’ın bilmesi gereken özel bir yer.
Peygamberlere en büyük değeri, tahrif olmamış Kur'an ve onunla inşa olan mümin şahsiyetlerin vereceği muhakkaktır. Diğer dinlere mensup olanlar Resullere sadece yük oldular.
Biz müminler, Âdem (as) ve Muhammed (as)’ın arasındaki resulleri yarıştırmayız. Onların izlediği kutlu yolu takip eder ve sadece Allah'a kulluk yaparız.
Vesselam.
-
Olcay D. 24-03-2020 15:25
Allah razı olsun Kudüs dediğiniz gibi umre ziyareti yapacaların ziyaretlerine burayıda dahil etmesi gereken tarihi doğallığını kaybetmeyen eşsiz bir şehir, ama ne yazık ki mahsun, esir, işgal altında. Rabbim müslümanlara vahdet nasip etsin ve bizleri Kudüs'ü ve Mescid-i Haram'ı esaretten kurtaracak memurlar eylesin
- 30-11-2024 SEVGİSİZLİK DUVARI İNŞA ETMEK!
- 14-11-2024 DOĞMA EY ÇOCUK!
- 02-11-2024 DÖRT AYET ÇINLAR KULAĞIMDA!
- 17-10-2024 HANİ KUR'AN'A SORACAKTIK?
- 03-10-2024 TEKNOLOJİ VE ONUN GÜDÜMÜNDEKİ İNSAN!
- 16-09-2024 ÇEVİR SAYFALARINI!
- 06-09-2024 SİYONİZM: İNSANLIĞIN DÜŞMANI
- 29-05-2024 KÜRESEL TANRICIKLAR(!)
- 29-04-2024 KUR'AN HAYATIMIZIN NERESİNDE?
- 05-02-2024 DİYARBAKIRLI RAMAZAN HOCA
- 16-01-2024 GAZZE'DEN YAYILAN IŞIK!
- 15-01-2024 GAZZE'DEN YAYILAN IŞIK!
- 15-12-2023 EBÛ UBEYDE!
- 02-12-2023 GAZZE: İSLÂM ÜNİVERSİTESİ!
- 15-11-2023 FİLİSTİN; ÜMMETİN DİRİLİŞİ!
- 27-10-2023 ÜMMETİN KANAYAN YARASI: FİLİSTİN!
- 13-10-2023 BEKLE BİZİ EY FİLİSTİN!
- 01-09-2023 DUA: HAYATIN NİRENGİSİ -II-
- 05-08-2023 KINADIK, KINANACAK DURUMA DÜŞTÜK
- 17-07-2023 ŞİKAYETİM VAR..!
- 04-07-2023 RUH-BEDEN İLİŞKİSİ
- 02-06-2023 ALLAH'IN DİNİ ÜZERE Mİ YAŞIYORUZ?
- 15-05-2023 ŞİİR: SÖYLESENE EY DÜNYA!
- 05-05-2023 DUA HAYATIN NİRENGİSİ -1-
- 30-03-2023 NEYDİK NE OLDUK?
- 15-03-2023 ŞİİR: SEHER VAKTİ!
- 04-03-2023 DEPREM Mİ YIKICI İNSAN MI?
- 15-02-2023 KIRILAN FAY'LAR
- 01-02-2023 İNSANLIĞIN DÜNYA SERÜVENİ -1-
- 17-01-2023 DAĞLAR! (ŞİİR)
- 02-01-2023 UNUTULAN İBADET TEFEKKÜR
- 19-12-2022 SESSİZ ÇIĞLIK
- 07-12-2022 EY İNSAN, KENDİNİ TANIYOR MUSUN!
- 04-10-2022 ÖLÜM HAKKINDA DOĞRU BİLDİĞİMİZ YANLIŞLAR!
- 21-08-2022 "BÜYÜ EY ÇOCUK!.."
- 17-07-2022 HANGİ SAFTASIN?
- 29-06-2022 OLMAYAN KITLIK ve OLAN PAHALILIK!
- 16-06-2022 DOYMADIN MI EY NEFSİM!.. (ŞİİR)
- 01-06-2022 BEYNİMİZDE ÇÖP TAŞIMAK
- 21-05-2022 İMTİHAN -II-
- 30-04-2022 YOLDAKİ İŞARET LEVHALARI
- 02-04-2022 BÜYÜNÜN ETKİSİNDEKİ İNSANLIK
- 19-03-2022 İMTİHAN -I-
- 06-03-2022 ONLAR BİR ÜMMETTİ GELDİ GEÇTİ
- 15-02-2022 GÖRDÜM!..
- 31-01-2022 ANLIK HAYAT BU DÜNYA
- 15-01-2022 SELÂM OLSUN GARİPLERE!
- 29-12-2021 LÂ DİYEMEMEK -VI-
- 19-12-2021 GARİPTİR ŞU ÇOCUK GARİP! (ŞİİR)
- 03-12-2021 FURKAN ile HAYATA BAKABİLMEK
- 02-11-2021 GERÇEK BİR DÂVÂ ADAMI AHMED KALKAN HOCA
- 03-10-2021 BÂTIL UYUTUR, İSLAM DİRİLTİR!
- 01-09-2021 GERÇEK SEVGİ
- 01-08-2021 KORKU ÜZERİNE
- 01-07-2021 İNSANLIĞIN ÜÇ DÜŞMANI -III-
- 28-05-2021 İNSANLIĞIN ÜÇ DÜŞMANI -II-
- 07-05-2021 İNSANLIĞIN ÜÇ DÜŞMANI -I-
- 11-04-2021 SON NAMAZ
- 27-02-2021 NE ÇOK ŞEY KAYBETTİK -II-
- 19-02-2021 NE ÇOK ŞEY KAYBETTİK -ı-
- 01-02-2021 MEZUNİYET TÖRENLERİ (ARASAT MEYDANI)
- 30-12-2020 İSLAM MEKTEBİNDEN MEZUN OLMAK
- 05-12-2020 İNSAN, YÜCE ALLAH'I SORGULAYABİLİR Mİ?
- 13-11-2020 KADIN MUTLULUĞU NEREDE ARAMALI?
- 08-10-2020 RABBİMİZ BİZDEN NE İSTER?
- 05-09-2020 GÜL YAPRAĞI OLABİLMEK
- 03-08-2020 BİR HİKÂYE ÜZERİNDEN HAYATIN ANLAMI
- 01-07-2020 GELİN KUR’AN İLE HAYATI OKUYALIM
- 10-05-2020 KORONA İLE MEÇHULE YOLCULUK
- 09-04-2020 “KORONAVİRÜS” MÜ? “ŞİRKVİRÜS” MÜ?
- 24-03-2020 KUDÜS'TE İZ ARAMAK
- 20-03-2020 LÂ DİYEMEMEK -V-
- 07-02-2020 LÂ DİYEMEMEK -IV-
- 05-01-2020 LÂ DİYEMEMEK -III-
- 04-12-2019 LÂ DİYEMEMEK -II-
- 10-11-2019 LÂ DİYEMEMEK -I-
- 06-10-2019 SU VE ATEŞ CEZA MI MÜKAFAT MI?
- 05-09-2019 AİLE OLMAK -III-
- 30-07-2019 AİLE OLMAK -II-
- 05-07-2019 AİLE OLMAK -ı-
- 04-06-2019 MÜSLÜMANIN BAYRAMI, KÂFİRİN BAYRAMI
- 06-05-2019 ADİL ŞAHİTLERDEN OLMAK
- 03-04-2019 İNSANIN TOPRAKLA SERÜVENİ
- 05-03-2019 KOŞMAK AMA NEREYE
- 20-01-2019 YAPMAMIZ GEREKENLERİ YAPMAMAK ZULÜMDÜR
- 02-01-2019 DÜNYA HAYATI
- 04-12-2018 KARDEŞLİK ÜZERİNE
- 06-11-2018 21. YÜZYILDA ÇOCUK OLMAK
- 01-10-2018 İSLAM VE BATIL DÜZENLER -II-
- 07-09-2018 İSLAM VE BATIL DÜZENLER -I-
- 31-07-2018 DİKKAT! ŞİRK AMELLERİ YOK EDER
- 11-06-2018 TAKVA AYI RAMAZAN
- 25-04-2018 RASULULLAH'IN AHLAKI VE BİZİM AHLAKIMIZ
- 04-04-2018 ÖLÜM GERÇEĞİ
- 26-02-2018 VASAT (DENGELİ) ÜMMET
- 29-01-2018 ÖZELEŞTİRİ
- 08-12-2017 ÖMÜR BOYU EĞİTİM
- 16-10-2017 HABERİN VAR MI?
- 26-07-2017 MAGAZİN MÜSLÜMANLIĞI!
- 14-05-2017 MODERNİZMİN GİRDABINDA OLAN İNSANLIK!
Makaleler
Hava Durumu