Allah’a Adanmışlığın Böylesi

İmran’ın karısı bize şunları öğretiyor; birincisi, alemlere üstün kılınan bir ailenin temsil ettiği izzet ve şeref bayrağını ilerilere taşımak. Yani davayı yere düşürmemek için evladını Allah’a adamak/kurban etmek. İkincisi, İmran’ın karısının aileden ve atalarından devraldığı iman, sadakat, teslimiyet ve kulluk bilinci. Üçüncü şık belki çok daha önemli, çünkü çocuğunuzu teslim edeceğiniz kişi veya kurum Zekeriyya (as) gibi güvenilir olması.

08-03-2025


اِذْ قَالَتِ امْرَاَتُ عِمْرٰنَ رَبِّ اِنّٖي نَذَرْتُ لَكَ مَا فٖي بَطْنٖي مُحَرَّراً فَتَقَبَّلْ مِنّٖيۚ اِنَّكَ اَنْتَ السَّمٖيعُ الْعَلٖيمُ 

﴿٣٥﴾
 
Bir zamanlar İmran’ın karısı şöyle demişti:”Rabbim! Karnımdakini kayıtsız şartsız sana adadım, benden kabul buyur; kuşkusuz sensin her şeyi işiten, her şeyi bilen.” (Ali İmran 35. Ayet) 

Kur’an’ın bu ifadesi insanlık tarihinde eşine az rastlanan bir şahitliktir. Eğer Kur’an bunu bize haber vermeseydi ne Meryem’i ne de annesinin bu biricik ve güzel örnekliğini bilemeyecektik. Bu güzel örnekliği bugün dünyanın hangi beldesine gitsek bulma imkanımız var mı bilemiyoruz. Ama bu yaşanmış ve yaşanacak bir hakikat olduğu için bugün de çocuğunu Allah’a adayan veya adayacak olan insanlar mutlaka vardır diye inanmak zorundayız. Hatta bunun bazı örneklerini Gazze savaşında gördük. Aksi halde Rabbimiz bu kıssayı anlatmakla abesle iştigal etmiş olur, bu da onun şanına yaraşmaz. Ki zaten kıssaların dilini doğru okuduğumuzda bize bir şeyler söylediğini ve bir şeyler öğrettiğini anlarız. Tabiri caizse bu anlatımlar kızım sana söylüyorum gelinim sen anla kabilindendir.

Ali İmran (İmran ailesi) suresinin bu ayetini anlamaya çalışırken İmran ailesinin kim olduğuna kısaca değinecek olursak; otuz dördüncü ayette yüce Allah alemlere üstün kılınan dört aileden bahseder, bu ailelerden birisi de İmran ailesidir. Hani İbrahim’in (as) Şu’ara suresi seksen dördüncü ayette bir duası var ya: “Bana benden sonra gelecekler arasında iyilikle anılmayı nasip eyle.” diye, İmran ailesi de tıpkı atamız İbrahim (as) gibi hayırla anılan bir aile. Kur’an İmran ailesinin alemlere üstün kılındığından başka şahıs olarak İmran’dan ayrıntılı olarak bahsetmiyor ama İmran’ın karısından bahsediyor. Dikkat edersek ailenin bütün karakteristik özelliğini İmran’ın karısı fazlasıyla yansıtıyor. Ayetten anlaşılan o ki İmran’ın karısı bir erkek çocuğu bekliyor ve onu Allah’a adamak istiyor. Fakat hayırdan şer şerden hayır çıkaran Allah O’na bir kız çocuğu armağan ediyor. “Onu doğurunca, Allah, ne doğurduğunu bilip dururken Rabbim! Ben onu kız doğurdum. Oysa erkek, kız gibi değildir. Ona Meryem adını verdim… (Ali İmran 36). Bir kısım insanlar bu ayeti kerimeyi okuyunca belki de erkek çocuğunun daha üstün olduğunu zanneder. Hayır, Allah katında böyle bir üstünlük yok. İmran’ın karısının bu beklentisinin arkasında yatan asıl gerçek bir oğul doğurup onu Allah’ın davasına adamaktı ve bundan dolayı erkek çocuk bekliyordu ama ilahi irade O’na başka bir süpriz hazırlamıştı.

Konumuzu daha fazla uzatma şansımız yok, bu yüzden ayeti kerimeye farklı açılardan bakmaya çalışalım. İmran’ın karısı bize şunları öğretiyor; birincisi, alemlere üstün kılınan bir ailenin temsil ettiği izzet ve şeref bayrağını ilerilere taşımak. Yani davayı yere düşürmemek için evladını Allah’a adamak/kurban etmek. İkincisi, İmran’ın karısının aileden ve atalarından devraldığı iman, sadakat, teslimiyet ve kulluk bilinci. Üçüncü şık belki çok daha önemli, çünkü çocuğunuzu teslim edeceğiniz kişi veya kurum Zekeriyya (as) gibi güvenilir olması. İşte İmran’ın karısı bu güveni Zekeriyya’ya (as) karşı duymuş. Ve gözünü kırpmadan Allah’a verdiği sözü yerine getirmiş. Allah’ta Meryem’e “ …hüsnü kabul gösterdi ve onu güzel bir bitki gibi yetiştirdi.” Annenin dikkatten kaçmayan nezaketine bakın ki, bu adağımı benden kabul buyur derken teslimiyet ve tevazunun en üst mertebesini görebiliyoruz.

Ey modern dünyanın anne ve babaları! Yani bizler, sadece İmran’ın karısının yaptıklarıyla mı övüneceğiz yoksa yeni bir İmran’ın karısı, kızı oğlu olmaya adaymıyız. Biliyoruz bu soruyu sormak canımızı acıtıyor ama sormak zorundayız. Günümüz anlayışında çocuklarımızı nereye ve kime teslim edersek edelim tamamen menfaat odaklı olduğunu görebiliyoruz. Yani kaz tavuk meselesi. Oysa geriye İmran ailesi gibi çağlar boyu unutulmayacak bir miras bırakmak istiyorsak İmran’ın karısının ve kızının bıraktığı mirastan ders çıkarmalıyız. O halde bu gidiş nereye? Mutlak doğru Allah’a aittir.

(Venhar)

Etiketler : #Allah’a   #Adanmışlığın   #Böylesi   
YORUMLAR
Henüz Yorum Yok !
İlginizi çekebilecek diğer haberler

Makaleler

Hava Durumu


VAN