`Aileniz, Dersim`de imha edilmiştir`
Dersim katliamında 10 yakınını kaybeden Ali Akgün, 73 yıl sonra yargıya başvurdu. Akgün’ün savcılığa sunduğu Valilik imzalı belgede yer alan ifadeler kan donduruyor: `Kayıtlarda adı yazanlar 1938 harekâtında imha edildi.`
Genelkurmay kayıtlarına göre 16 bin kişinin öldürüldüğü 1937-1938 Dersim katliamının şu ana kadar ortaya çıkan tek resmi belgesi yargıya taşındı.
Katliamın ardından Kütahya'ya sürgüne gönderilen Ali Akgün, yaklaşık 17 yıl sonra memleketine dönmek için Tunceli Valiliği'ne başvurdu. Dönüş için onay veren valilik, katliamda 10 yakını öldürülen Ali Akgün'e 'Aile üyelerinin imha edildiği...' yazılı zabıt tutanağı verdi. İşte bu belge, 56 yıl sonra katliama ilişkin açılan ilk davanın dayanağı oldu. Tunceli Valiliği'nin 27 Ağustos 1955'te verdiği belgede şu ifadeler yer alıyor: "Hüseyin Altıntaş'ın nüfus hane kayıtlarında adı yazan Hüseyin karısı Humar ve Hüseyin evlatları Humar'dan doğma Elif, Mehmet, Hadice, Ahmedi, Suzan, Alicemal, Hetip, Emine'nin 1938 harekâtında imha edildiği ve aile reisi Hüseyin Altıntaş'ın da 952 yılında öldüğü, haneden yalnız Ali Akgün'ün sağ kaldığı anlaşılmaktadır."
Aile suç duyurusunda bulundu
Katliamın ortaya çıkan tek belgesini 56 yıl boyunca saklayan Akgün ailesi sonunda konuyu yargıya taşımaya karar verdi. Belgeyi savcılığa kanıt olarak sunan aile, dönemin askeri yetkilileri hakkında "İnsanlığa karşı suç işledikleri" iddiasıyla suç duyurusunda bulundu.
Suç duyurusuyla ilgili Taraf'a bilgi veren avukat Hüseyin Aygün, zabıt tutanağının bugüne dek Dersim katliamına ilişkin ortaya çıkan tek resmi belge olduğunu vurguladı.
"Dersim 1938 ve Zorunlu İskan" kitabının yazarı da olan avukat Hüseyin Aygün, belgenin "İnsanlığa karşı işlenen suçun kanıtı" olduğunu söyledi.
Üç arşiv var
Dersim katliamına ilişkin devletin elinde üç arşiv bulunduğunu belirten Hüseyin Aygün şunları söyledi: "Dersim olaylarıyla ilgili en detaylı arşiv, harekâtı düzenleyen Genelkurmay Başkanlığı'nda. Diğer önemli arşiv Başbakanlığa bağlı Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü'nde. Başbakan'ın bahsettiği arşiv bu zaten. Başbakan Erdoğan bir yıl önce 27 Şubat'ta Dersim olaylarında sürgün edilenleri açıklayacağını söylemişti ama daha hiçbir şey yayınlanmadı. Dersim'le ilgili açılması gereken diğer arşiv ise Bayındırlık ve İskan Bakanlığı'nda bulunuyor. 1938 ve 1939'da boşaltılan 922 köyden çıkarılan Dersimlileri, Türkiye'nin 50 iline sürdüler.
Bu sürgün sırasında gönderilen 12 bin Dersimli'nin bilgileri bakanlıkta. Sürgünde kime ne toprak verilmiş, kime ne yardım yapılmış, ölenlere ne olmuş, insanlara nasıl muamele edilmiş, yolda doğuranlar ne olmuş, çocuklar kime evlatlık verilmiş tarzındaki sorulara cevap verecek çok büyük bir arşiv var."
Tek cümlelik yanıt
Bayındırlık ve İskan Bakanlığı'na ve Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü'ne belgelerle ilgili müracaat ettiklerini belirten Avukat Aygün, sadece 'Elimizde bu konuda her hangi bir bilgi ve belge mevcut değildir' şeklinde tek cümlelik bir cevap aldıklarını anlattı.
1938 Dersim olayları konusunda adım atılmamasının, "eski defterleri karıştırmama" geleneğinin ürünü olabileceğini ifade eden Aygün, "Adım atılmıyor, zira tarihle yüzleşme konusunda toplumda ciddi bir irade ve mücadele yok. Tarihte olanları 'tarihçilere bırakma' gibi saçma bir eğilim var. Oysa Dersim 1938 meselesi bir tarih meselesi değil; bugünümüze ve yarına dair bir meseledir. Toplu kitle katliamları olup olmaması ile ilgili bir meseledir Dersim 1938. Tek bir insanın dahi dini, siyasi, ırki sebeplerle toplu öldürülmemesi gerektiğine dair bir konudur. Ancak Türkiye Ermeni meselesinde dahi utangaç adımlar attığı halde, 1938'e dair hiç bir şey yapmıyor" dedi.
(Kaynak: Taraf)