27-09-2017 22:17

`Apartman gelişmişlik değil, gerilik sembolü!`

“Bizde bir anomali hali var, apartman bizde hâlâ bir zenginlik göstergesi” diyen Fatih Sultan Mehmet Üniversitesi Öğretim Üyesi Yard. Doçent Halil İbrahim Düzenli apartmanın gelişmişlik değil, gerilik sembolü olduğunu söyledi.

`Apartman gelişmişlik değil, gerilik sembolü!`

Fatih Sultan Mehmet Üniversitesi Öğretim Üyesi Yard. Doçent Halil İbrahim Düzenli, şehir kültürüne dair önemli açıklamalarda bulundu. Lacivert Dergi'nin Eylül sayısına konuşan Yard. Doçent Düzenli, yatay mimarinin önemine dikkat çekerek şunları söyledi:

 

“Apartmanı biz modernleşme ve zenginleşme sembolü olarak görmüşüz ama dünyanın en zengin ülkelerine baktığımızda durum çok farklı. Amerika'da insanların yüzde 89'u müstakil bahçeli evlerde oturuyor. Düşünün Amerika'nın nüfusu bizim yaklaşık dört katımız. İngiltere keza öyle. Avrupa'nın değişik şehirlerine gidin, oradaki yükselme ve apartmanlaşma bizimki kadar olmaz. Bizde bir anomali hali var, apartman bizde hâlâ bir zenginlik göstergesi. Fransa'da savaş sonrası bir anket yapılıyor, insanların yüzde 60'ı müstakil bahçeli ev istiyor ve Fransa'nın bütün konut planlaması müstakil bahçeli ev yapmak üzere değişiyor. Bizde oran yüzde 94 iken biz buna kulak asmamışız. İşte Cansever buna kulak asmış ve bir şekilde biraz önce bahsettiğimiz önerileri götürmüş. Apartman bu açılardan baktığımızda bir gerilik sembolü aslında…”

 

“BAŞAKŞEHİR'İ YIKIP YENİDEN YAPAYIM”

 

“İstanbul için tren kaçmadı, umutsuzluk bize has değil. Bir söyleşimde, Cansever'in ümitvarlığına muhtaç olduğumuzu söylemiştim. Bu gerçekten hâlâ bir politika meselesi. Mesela halen daha Trakya'ya doğru birçok boş arazi var, 2B arazisi bunlar. Tabii insanların bütün sanayisiyle oralara taşınması gerekiyor. Cansever'in projesini yaptığı yıllarda Başakşehir diye bir şey yoktu ortada, o yıllarda Başakşehir dediğiniz yer Cansever'in bahsettiği şekilde oluşturulsaydı böyle bir şehir olmayacaktı. Siz bana şimdi Başakşehir'in bütün arazisini verin, kaç tane konut var sayın, ben size bütün bu konutları aynı arazide yatay şehir olarak müstakil bahçeli evler olarak tasarlayayım. Mesele politika ve zihniyet meselesidir ve hiçbir şey kaçırılmış değil. Yeter ki şu kentsel dönüşüm meselesini de yeniden ele alabilelim.” diyen Düzenli, şunları kaydetti:

 

“ÜÇÜNCÜ KAT YEDİNCİ KATI TANIMIYOR”

 

Şöyle bir araştırma var; apartmanlar dört katın üzerine çıktıktan sonra o sosyalleşme denilen şey aksi bir duruma eviriliyor. Üçüncü kat yedinci katı tanımıyor mesela. Artık en fazla maksimum dört kat üzerinde sağlıklı ilişki kurulabiliyor. Bu Batı'da yapılmış bir araştırmanın sonucuydu. 3'üncü kattasınız, 17'nci katla ne işiniz olur? Bir ihtiyacınız olsa en fazla 4'üncü kattaki komşuya gidersiniz. Dolayısıyla apartman bu anlamda hakikaten insani bir yapı değil. Apartman dediğiniz bir kutu. İçerisine çocuklarınızı tıkın, ondan sonra sosyalleşme projeleri geliştirin. Çocukları bilgisayardan uzak tutmak, tabiatla buluşturmak gibi şeyler sürekli masraf. Alternatif bir alan açmadıktan sonra; "Bilgisayarı çok kullanıyor, telefonla çok oynuyor bunları yasaklayalım" demenin hiçbir anlamı yok. Bakalım bu nesiller nasıl nesiller olacak bunu merakla bekliyoruz.

YORUMLAR
Henüz Yorum Yok !