`Def-i mazarrat` mı demiştiniz?
Bazı fıkıhçılar, seçimlerde belli bir partiye destek verilmesini savunurken, `Def-i mazarrat, celb-i menafiden evladır (Kötülüklerin def edilmesi, faydaların elde edilmesinde önceliklidir)` fıkıh kuralını hatırlatmıştı.
Gazetelerde köşe sahibi bazı fıkıhçılar, seçimlerde belli bir partiye destek verilmesini savunurken, "Def-i mazarrat, celb-i menafiden evladır (Kötülüklerin def edilmesi, faydaların elde edilmesinde önceliklidir)" fıkıh kuralını hatırlatmıştı.
Bu durumda, destek verilmesi istenen partinin kazandığı belediyelerin en azından içkili yer, Ganyan, İddaa, Spor Toto bayii, resmi fuhuş merkezleri v.s. ruhsatlarını iptal etmesi, hiç değilse yenilerini vermemesi gerekiyor, değil mi?
Oysa bahse konu partiye ait belediyelerin bu tür bir vizyonu olmadığı gibi, İzmir ve Çanakkale adayları seçim kampanyalarında içkili yer ruhsatlarının kendi partilerinin döneminde kat kat arttığından övünmüştü. Ayrıca Ganyan, İddaa, Spor Toto'nun şu an söz konusu partinin yönettiği doğrudan doğruya resmi kumar kuruluşları mahiyetinde olduğu da biliniyor.
Muhafazakar bir partiden cahiliye düzenine yönelik köklü bir itiraz beklemesek de, içki, kumar gibi konularda bile engelleyici değil onaylayıcı bir konumda olunması söz konusudur. Bu durumda "Def-i mazarrat" adına verilen oyların, neyi defedip neyi celbettiğini merak ediyoruz!
(İslam ve Hayat)