`Faşist, dinsiz, Ergenekoncu`
CHP Kürt meselesi raporu: Bölgedeki `faşist, dinsiz, Ergenekoncu` algısını değiştirmeliyiz.
'Başarı Formülü' ve 'Değişim Gündemi' isimli raporlarda, CHP'nin bölgeye ve Kürt meselesine yaklaşımında strateji değişikliğine gidilmesi isteniyor. Bölgede CHP'nin, 'faşist, dinsiz, kâfir, darbeci, Ergenekoncu' olarak algılandığına dikkat çekilerek bunun değiştirilmesi gerektiğine vurgu yapılıyor. Ergenekon'u savunan söylemlerden uzak durulması hususunun altı çiziliyor. Bir başka dikkat çekici ayrıntı ise bundan böyle problemin adının mutlaka 'Kürt meselesi' olarak adlandırılması gerektiği görüşü. "CHP'nin Kürt politikası yok, çözüm üretemiyor. Bölge halkı ile empati kuramıyor, duygusal bağ yok. Statükocu görüntüsü var." denilen raporda, demokrat bir değişim söylemine işaret ediliyor ve başarının formülü şöyle özetleniyor: "Yeni bir anayasa yapılmalı, anadilde eğitimin önündeki engeller kaldırılmalı. CHP, iktidar olduğu dönemlerde bölgede yaşanan tüm olumsuzluklardan dolayı Kürt halkından özür dilemeli."
CHP'nin iki hafta önce Van'da yaptığı toplantıda Kürt sorununun çözümü konusunda radikal çıkışlar yapılmıştı. Toplantıda ortaya çıkan görüşler çerçevesinde parti kurmayları bölge için iki önemli çalışma hazırladı. 'Öncelikli Değişim Gündemi' adlı çalışmada, Kürtlerin en büyük talebinin 'eşit ve özgür anayasal vatandaş olmak' olduğuna işaret edildi. Ekonomik sorunların yanı sıra 'empati' sorununun da yaşandığı kaydedilirken, Türk toplumunda bulunan 'bölünme paranoyası'nın bu empatiyi zorlaştırdığı ifade edildi. Çalışmada, devletin tarihteki isyanlar ve katliamları tartışması gerektiği, mevcut şiddetin devam etmesinin de 'müzakereye kapalı bir nesil' oluşturduğu vurgulandı.
Değişim Gündemi adlı çalışmada, CHP'nin bölgedeki zayıf yanlarının şu algılardan oluştuğuna dikkat çekildi: "Kürt sorununda korkuyor ve algılamıyor. Bir Kürt politikası yok, çözüm üretemiyor. Bölge halkı ile empati kuramıyor, duygusal bağ yok. Çözümü yalnız ekonomik sorunlarda arıyor. Yenilik ve değişim söylemi yok. Statükocu görüntüsü var. Demokrat söylemden uzak. 'Eski CHP' algısı: Dinsiz, kafir, ajan, komünist. Halka rağmen politika yapıyor. Vesayet kurumlarını destekliyor. MHP ile aynı çizgide. Devletin partisi ve iktidar olmak istemiyor. Ulusalcı, statükocu, darbeci. 'Türk'üm, doğruyum' resmi ideolojisi CHP tarafından benimseniyor. 1989 yılında 6 milletvekili Kürt Konferansı'na katıldığı için partiden ihraç edildi. Halka dokunamayan, inemeyen bir parti. Kadınlar yeterince temsil edilmiyor."
CHP'nin bölgeye ilişkin hazırladığı 'Başarı Formülü' adlı çalışmada ise Kürt kökenli vatandaşlardan daha fazla oy almanın yolları anlatılıyor. "Kürt kelimesi kullanılmalı. Ergenekon ile ilişkilendirilecek söylemlerden kaçınılmalı." şeklinde öneriler sıralanıyor. 'Politikalar ve projeler' bölümünde, yeni bir anayasa, seçim yasasının değiştirilmesi, seçim barajının düşürülmesi, anadilde eğitimin önündeki engellerin kaldırılması, Kürtçenin okullarda seçmeli ders olarak okutulması ve yerleşim yerlerine eski isimlerinin verilmesi gibi öneriler bulunuyor. 'Ekonomik gelişim' bölümünde gelir dağılımındaki adaletsizliğin giderilmesi, bölgedeki yatırımlar için sigorta ve vergi muafiyeti gibi hakların tanınması gerektiği belirtiliyor. 'Sosyal gelişim' başlığı altında göçün engellenmesinin yanı sıra bazı eğitim ve sağlık projelerine dikkat çekiliyor. 'Empati' başlığı altında "CHP ülke genelinde dezavantajlı durumda olan tüm yapıların yerine kendini koyarak sorununun çözümünü kolaylaştırmalıdır." denirken, geçmişle hesaplaşılması gerektiği "CHP iktidar olduğu dönemlerde bölgede yaşanan tüm olumsuzluklardan dolayı Kürt halkından özür dileyip halkla barışmalıdır." ifadesiyle anlatılıyor. Çalışmanın 'Din' başlığı altında, "Mütedeyyin insanların güvencesi olmak. 'Başörtüsü sorununu çözerim' dedikten sonra nasıl çözeceğini de belirtmek." deniliyor.
'Genel af' açıklaması, bölgede olumlu karşılandı
CHP'nin bölgede halk nezdindeki 'güçlü' tarafları şu şekilde sıralandı: "Genel başkanın kimliği ve kişiliği. Seçim barajının düşürülmesine yönelik talepler. Hakikat komisyonu kurulması teklifi. Laiklik söyleminin gündemin geri planına düşmesi. 'Silahlar susarsa genel af olabilir' söylemi. 'Darbeye önce ben karşı çıkarım' söylemi. Paris'te Ahmet Kaya ve Yılmaz Güney'in mezarının ziyaret edilmesi."
'Yeni CHP' söylem bazında kalmamalı toplumu ikna etmeli
Yeni süreçte bölgede kullanılacak söylemler konusunda şu başlıklar yer alıyor: "Partideki değişimin söylem bazından topluma yansıtılması. Negatif söylem yerine pozitif söylem kullanılması. Diğer partilerle ilgili negatif propaganda yapılmaması. Dağınıklık görüntüsü verilmemesi. Kitlelere umut veren söylemlerin dillendirilmesi. Politik refleks gösterilmesi. Seçim çalışması yürütecek özel bir kadro oluşturulması. Kadınların kullanılması. Ahbap-çavuş ilişkisi yerine donanımlı kadrolara yer verilmesi."
CHP'nin Van'daki toplantısına uzun yıllar CHP'yi bölgede temsil eden eski milletvekilleri Mesut Değer, Mahmut Duyan ve Sinan Yerlikaya'nın davet edilmemesi ise bölgedeki örgütlerde rahatsızlığa sebep oldu. Bu arada 'devlet memuru' oldukları belirtilen ve Kürt sorunuyla ilgisi bulunmayan 3 davetli de katılımcıları rahatsız etti. Toplantı boyunca hiç konuşmadıkları belirtilen üç ismin neden davet edildiklerine ilişkin açıklama yapılmadı.
(Kaynak: Zaman)
-
hüseyin alan 02-03-2011 12:39
Ne güzel! Çok doğru bir tepit yapmış CHP'li yöneticiler. Bölgedeki imajlarını değiştirmeleri gerektiğini düşünüyorlar ya. Yerden göğe haklılar ama unuttukları bir şey var, bölgede boşluğu dolduran "faşist-DİNLİ-ergonokoncu" başkaları var. Yoksa iktidar mücadelesi hep o alanda mı yapılacak! Yahut bizim görmediğimiz, anlamadığımız bir şey mi ortaya çıkıuyor: zaten tek alan vardı da CHP şimdi o alana ricat mı ediyor?