24-10-2012 19:20

`İslam`ın gücü gittikçe artacak` yorumu

Sabah`taki yazısında son bir kaç haftadır Avrupa çapında seyahat ettiğini anlatan Hasan Bülent Kahraman `Avrupa ve İslam` başlıklı yazısında Avrupa`da İslam`a karşı hissedilen önyargı ve şiddete karşın İslam`ın dünyada tuttuğu yerin gitgide güçleneceği kanısında olduğunu kaydediyor.

`İslam`ın gücü gittikçe artacak` yorumu
Sabah gazetesi yazarlarından Hasan Bülent Kahraman bugün, İslam'ı konu alan çok çarpıcı bir yazı kaleme aldı

Sabah'taki yazısında son bir kaç haftadır Avrupa çapında seyahat ettiğini anlatan Hasan Bülent Kahraman "Avrupa ve İslam" başlıklı yazısında Avrupa'da İslam'a karşı hissedilen önyargı ve şiddete karşın İslam'ın dünyada tuttuğu yerin gitgide güçleneceği kanısında olduğunu kaydediyor.

'Bir yönetim sistemi olarak temelleri atılmış'

Kahraman bunun güçlü göstergeleri olduğunu belirterek, bu durumun iki temel nedeni olduğunu anlatıyor; birincisi hukuksal, ikincisi ise sosyal boyut. İslam'ın hukuksal gücünün temelleri üzerine düşüncelerini şu noktalara dayandırıyor Kahraman:

"İslam vahiyle oluşmuş kutsal bir kitaba dayanıyor. Felsefi sayılabilecek ayetleri dışında büyük ölçüde toplumsal düzenlemeleri içeren, öngören hukuki bir boyutu var. Medine ayetlerinin neredeyse tamamı böyle. Ayrıca peygamberinin hayatta ve hâkim olduğu dönemlerde zaten bir yönetim sistemi olarak temelleri atılmış. Daha sonra gelen imparatorluklar bunu büsbütün yerleştirmiş. Bu itibarla İslam çok güçlü bir hukuk düzeni tesis edebiliyor. Doğal hukuk dairesinde başladığı bu süreci, Osmanlılar neredeyse pozitif hukuk denebilecek bir yapıya kavuşturmayı da başardılar. Oysa Hıristiyanlığın böyle bir düzeni yok. Elbette o da din üstünden gelen bir sistemi denedi ama vahiy -kutsal kitap- peygamber uygulaması bağlamında İslam'la aynı olmadığı bu dinin açık. Hıristiyanlığa göre yaşamak "iyi insan" olmakla sınırlıdır. Kutsal kitapla ve vahiyle düzenlenmiş hukuki şartlara müstenit değildir Hıristiyanlık."

'Hukuk koyan bir sistem'

Hasan Bülent Kahraman'a göre İslami yaşama biçiminin topluluk/cemaat düzeyinde Hıristiyanlıktan ayrışmasını getiren bu durum Avrupa içinde örgütlenen Müslümanların oradaki yerel hukuka olduğu kadar İslam hukukuna dayanarak yaşayamalarını da kaçınılmaz kılıyor. Kahraman yazısında "Hukuk koyan bir sistemin de kendi içinde daha etkili, güçlü olacağı açık." notunu da düşüyor.

İslam'ın gücünü aldığı ikinci önemli temel nokta olarak 'sosyal boyut'a işaret eden Kahraman, Hıristiyanlığın da bu konuda İslam'ınkine yakın hassasiyetlere sahip olduğunu ne var ki kendisini iyilik ve insancıllık temelinde örgütlemiş olan Hıristiyanlığa göre İslam'ın sosyal dayanışması hatta direnişi Hıristiyanlıkla mukayese edilemeyecek kadar güçlü olduğu tesbitinde bulunuyor.

'Sosyal boyutu çok güçlü'

Kahraman bununla birlikte İslam için 'sosyalizm' yerine 'sosyalizan' ifadesi kullanarak şöyle devam ediyor: "İslam öncelikle sosyal bir dindir. İnsan, İslam'ın çok yücelttiği ve bütün diğer canlılar üstünde hak sahibi yaptığı bir varlıktır ama örgütlenme gücü sosyalizan (-sosyalist değil) bir din olmasından gelir. Hac da, kurban da bu olgunun bir uzantısıdır. Sosyal bütün siyasetlerin çöktüğü ama insanların tam da bu nedenle sosyalizan modellere her gün daha fazla ihtiyaç duyduğu bir dünyada İslam'ın bu yanı ayrıca önemli."

Kahraman'a göre Müslümanlığın bugün gitgide kazandığı güç ve yaygınlık da yarın elde edeceği güç de bu iki hususta düğümleniyor ve Avrupa'nın İslam'a ve Müslümanlığa dönük şiddeti de bundan kaynaklanıyor... 

(Kaynak: İktibasdergisi.com)

YORUMLAR
Henüz Yorum Yok !