`Kıbrıs, Ergenekon`un üssüydü ve orada hâlâ iktidarda`
KKTC`nin Rauf Denktaş`tan sonraki cumhurbaşkanı olan Mehmet Ali Talat, `Kıbrıs bu işin üssüydü. Örgütün beli kırıldı ama onların destekçileri hâlâ iktidar. Dolayısıyla soruşturmanın ilerleyememesini normal karşılıyoruz.` ifadelerini kullanıyor.
Türkiye'de 2007 yılında başlayan soruşturma ilerleyen zamanlarda sınırları aştı. Ele geçirilen her belgeyle genişleyen soruşturma KKTC'ye sıçradı.
Bazı Ergenekon sanıklarının Kıbrıs'la yakın ilişki içinde olması sebebiyle soruşturma KKTC'ye de sıçradı. Meclis'te Ergenekon'un Kıbrıs ayağını araştırması için komisyon kuruldu ancak sonuç alınamadı. Gerekli ilerleme bir türlü sağlanamadı.
KKTC'nin Rauf Denktaş'tan sonraki cumhurbaşkanı olan Mehmet Ali Talat, soruşturmada istenilen araştırmanın yapılamamasıyla ilgili çarpıcı açıklamalarda bulundu. 2005'te oturduğu cumhurbaşkanlığı koltuğunu Nisan 2010'da Derviş Eroğlu'na devreden Talat, Ergenekon'un Türkiye'de olduğu kadar bir dönem Kıbrıs'ta da aktif olduğunu anlatıyor. Örgütün Kıbrıs'taki faaliyetlerini aleni bir şekilde yürüttüğünü söylüyor. Başta kendi evi olmak üzere muhalif yayınlarıyla bilinen gazetelerin bombalandığını hatırlatıyor. Talat, "Güvenlikten sorumlu makamlar da bir şey yapmadı. Saldırıları gerçekleştirenlerin bir kısmı Ergenekon'la ilişkili çıktı. Kıbrıs'ta çok aktiflerdi." diye konuşuyor. Cumhurbaşkanlığı döneminde, KKTC'de başlatılan soruşturmanın ilerlemesi için Türkiye'den gerekli bilgilerin istendiğini belirten Talat, seçimlerden sonra soruşturmanın akıbeti hakkında bilgi alamadığını ifade ediyor. Talat, "Kıbrıs bu işin üssüydü. Örgütün beli kırıldı ama onların destekçileri hâlâ iktidar. Dolayısıyla soruşturmanın ilerleyememesini normal karşılıyoruz." ifadelerini kullanıyor. Ergenekon davasının tutuksuz sanığı emekli Jandarma Genel Komutanı Şener Eruygur'un dönemin Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'a gönderilen gizli ibareli mektubun arşivlerden çalınmış olabileceğini belirtiyor. Söz konusu mektubun Ergenekon davasının iddianamelerinde geçtiğini ve içeriği hakkında açıklama yapılmadığını anlatıyor: "Denktaş, mektubun cumhurbaşkanlığı arşivinde olduğunu, isteyenin gidip bakabileceğini söylemişti. Arşivde olabilir diye baktırdık. Ama yoktu."
Örgütün belli aralıklarla ortaya çıkıp, tarafı olmayanlara gözdağı verdiğini söylüyor. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'la yaptığı telefon görüşmelerinin dinlenmesini buna örnek gösteriyor: "Başkanla konuşmamızı yayınlamaları örgütün ne kadar ileri gittiğini gösteriyor. Zaten o bir tehditti. Erdoğan'a yönelik bir tehditti! 'Biz her şeyi biliyoruz, takip ediyoruz' mesajı veriliyordu."
KENDİLERİ DEVLETİN SAHİBİ!
Mehmet Ali Talat, mevcut Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu'nun "Kıbrıs'ta Ergenekon yoktur." sözlerini de eleştiriyor: "Ergenekon'u Kıbrıs'ta bizzat yaşadık. Türkiye'de Ergene-kon'da yargılanan birçok ismi Kıbrıs'ta ağırladık. Onlar Türkiye'de faaliyette bulunmuşken, bunun en kolay yapılacağı Kıbrıs'ta hiç mi bir şey yapmadılar? Adadaki yönetim ile Denktaş belgelere rağmen Ergenekon'un varlığına inanmıyor. Denktaş, ruhuyla, Ergenekon'a uygun. Kendisi de inkâr etmiyor. Ergenekoncuların vatanseverler olduğunu söylüyor. Ergenekon'un bir örgüt olduğunu görmek istemiyorlar. Bunun sebebi demokrasiyi bir kamuflaj çadırı olarak görmelerinden kaynaklanıyor. Çadır yaptıklarını örtüyorsa sorun yok. Demokrasinin gereği çadırın bazı yerleri açılıyorsa, o zaman tepki gösterirler. İstemedikleri bir iktidarı devirmek onlar için her şeyi yaparlar. Zira devletin sahibi ve koruyucuları olarak kendilerini görüyorlar."
(Kaynak: Zaman)