`Türkçe ezan` zulmünün kalkmasına CHP de destek vermiş
CHP grubu adına söz alan Trabzon milletvekili Cemal Eyüpğlu ; “Bu memlekette milli devlet ve milli şuur politikası cumhuriyet ile kurulmuş ve CHP bu politikayı takip etmiştir...Arapça ezan meselesinin ceza konusu olmaktan çıkarılmasına aleyhtar olmayacağız` diyordu.
Namaza çağrıyı ifade eden ezanın Türkçeye çevrilmesi yönündeki fikirler aslında cumhuriyet dönemi öncesine kadar uzanır. Ezanın ve ibadet dilinin Türkçeleştirilmesi fikrinden ilk bahsedenlerden ve hatta bunu yazdığı şiirlerde ifade edenlerden biri de Türkçü fikir adamlarından Ziya Gökalp’ti. Ziya Gökalp Meşrutiyet devrinde yazdığı bir şiirinde Türkçe ibadeti şu dizelerle ifade ediyordu:
"Bir ülke ki, camiinde Türkçe ezan okunur.
Köylü anlar manasını namazdaki duanın
Bir ülke ki, mektebinde Türkçe Kuran okunur
Küçük büyük herkes bilir buyruğunu Hüda'nın
Ey Türk oğlu, işte senin orasıdır vatanın."
Atatürk'ün isteğiyle çalışmalar başladı
Cumhuriyetin laboratuarı olarak nitelenen Meşrutiyet döneminde gündeme gelmiş olan Türkçe ezan konusu Cumhuriyet döneminde uygulamaya geçen ve önemli tartışmaları da beraberinde getiren bir konu oldu. 1931 yılında Atatürk’ün isteği ve özel ilgisi ile ibadet dilinin Türkçeleştirilmesi çalışmaları başladı. Hafız Burhan,Sadettin Kaynak,Hafız Nuri gibi dönemin önemli hafızlarının bulunduğu bir komisyon kurularak ezanın Türkçe çevirileri yapılmaya çalışıldı ve nihayetinde şöyle bir çeviri kabul edildi :
"Tanrı uludur;
Şüphesiz bilirim, bildiririm:
Tanrı'dan başka yoktur tapacak,
Şüphesiz bilirim, bildiririm
Tanrı'nın elçisidir Muhammed
Haydin namaza, haydin felaha
Namaz uykudan hayırlıdır."
Kabul edilen bu çeviri 30 Ocak 1932 tarihinde ise Hafız Rıfat Bey tarafından Fatih Camiinde okundu. Yaklaşık altı ay sonra ise Diyanet İşleri Riyaseti belirtilen şekilde ezanının Türkçe okunması ile ilgili olarak müftülüklere bir yazı gönderdi. Ezanın bundan sonra yalnızca Türkçe haliyle okunması ve uymayanlar için cezai işlem yapılacağı da bir başka yazı ile ifade edildi. Böylece Türkçe ezan uygulaması resmen başlamış oldu. Diyanet İşlerinin emri ile başlayan Türkçe ezan uygulaması ile ilgili olarak bir diğer önemli gelişme ise 1941 yılında yaşandı. Türk Ceza Kanununun 526.maddesinde ilave edilen bir fıkra ile Arapça ezan ve kamet okuyanlar üç aya kadar hapis cezası ve on liradan iki yüz liraya kadar para cezasında maruz kalacaklardı.
Menderes hükümetinin ilk icraatı
Ceza kanunu ile de güvence altına alınan Türkçe ezan uygulaması tek parti döneminde sıkı bir denetim altında sürdü. II.Dünya savaşı sonrasında tek partili rejimden çok partili rejime geçiş ile beraber CHP halktan önemli derecece destek gören bir parti ile karşı karşıya kaldı. Celal Bayar,Adnan Menderes gibi isimlerin bulunduğu Demokrat Parti ilk demokratik seçimin ardından 1950 yılında iktidara geldi.Demokrat Partinin ilk icraatlarından biri toplumda kabul görmemiş ve büyük tepki toplayan bu uygulamayı kaldırmak oldu. Demokrat Parti milletvekillerinin hazırladığı tasarıya göre Türk Ceza kanunun 526.maddesindeki cezalandırma maddesinin kaldırılacak böylece Arapça ezan yasağı sonlandırılmış olacaktı. Konu ile ilgili çalışmalar Haziran ayının ilk günlerinden itibaren başladı. 16 Haziranda meclis gündemine gelen konu hakkında ilk söz alanlar Demokrat Parti milletvekilleri oldu. Gündem ile ilgili söz alan Demokrat Parti milletvekili Seyhan Sinan Tekelioğlu,
Arkadaşlar; şayet Atatürk sağ olsaydı hiç şüphe yok ki, o da bu büyük Meclisin düşündüğü gibi düşünecek o da elimizdeki Allah Kanununun Türkçe ile tercümesine imkân olmadığını, din ulemalarının vermiş olduğu karara göre, anlıyacak ve ezanı din diliyle okutacaktı.
...’Allahu ekber’ ile ’Tanrı uludur’ kelimeleri bir mánáya gelmez. Eski zamanlara ait kitapları okursak birçok tanrılar olduğunu görürüz: Yağmur tanrısı, yer tanrısı, vesaire. Binaenaleyh ’Tanru uludur’ deyince bunların hangisi uludur? ...Hristiyanlar bile bir ölüyü haber vermek için çan çalarlar. Onlar çan çalınırken çanın ne demek istediğini anlıyorlar, Müslümanlar bir salá sesi duymuyorlar" diyordu.
Tasarıyı gündeme getiren Demokrat Parti değişiklik ile ilgili tabii olarak lehte konuşurken beklenmedik tavır ise muhalefette bulunan Cumhuriyet Halk Partisinden geldi. Türkçe ezan uygulamasını başlatmış olan ve bunu sıkı bir denetim ile uygulamış olan Cumhuriyet Halk Partisi de tasarının lehinde görüş bildirdi. CHP grubu adına söz alan Trabzon milletvekili Cemal Eyüpğlu ; “Bu memlekette milli devlet ve milli şuur politikası cumhuriyet ile kurulmuş ve CHP bu politikayı takip etmiştir. Bu politika icabı olarak ezan meselesi de bir dil meselesi ve milli şuur meselesi telákki edilmiştir.Milli devlet politikası, mümkün olan her yerde Türkçe’nin kullanılmasını emreder. Türk vatanında ibadete çağırmanın da öz dilimizle olmasını bu bakımdan daima tercih ettik.Türkçe ezan-Arapça ezan mevzuu üzerinde bir politika münakaşası açmaya taraftar değiliz.Milli şuurun bu konuyu kendiliğinden halledeceğine güvenerek, Arapça ezan meselesinin ceza konusu olmaktan çıkarılmasına aleyhtar olmayacağız" diyerek yapılacak olan değişikliğe karşı olmadıklarını açık bir şekilde ifade etti.
Kanun teklifi aynı gün DP ve CHP milletvekillerinin oyları ile kabul edildi. Bu değişiklik ile ezan tekrar asli şekliyle okunmaya başladı. Aynı zamanda ise tek parti döneminin en önemli simge uygulamalarından birine son verilmiş oldu.
Kaynaklar :
TBMM Zabıt Ceridesi, 16. 6. 1950, 9.Birleşim,1.Oturum, sayfa: 182-183
http://www.kongar.org/aydinlanma/2004/440_Turkce_Ezanin_Oykusu.php
(Ömer Aymalı / Dünya Bülteni)