28 Şubat davalarında mağduriyet sürüyor
Anayasa Mahkemesi`nin; Ergenekon ve Balyoz Darbe Planı sanıklarını `haklarının ihlâl edildiği`ne karar vermesinin ardından tahliyelerin olması, gözleri 28 Şubat mağdurlarına çevirdi.
Anıtkabir’e piknik tüple(!) saldırmayı planladığı iddia edilen Metin Kaplan müebbet ağır hapse çarptırıldı ve cezaevinde bulunuyor. Fatih Camii ve Beyazıt Camii’nin bombalanmasından, kendi savaş uçağımızın düşürülmesine kadar birçok korkunç eylemin yer aldığı iddia edilen Balyoz Darbe Planı’nı kabul eden emekli Orgeneral Çetin Doğan ve kadrosu ise tahliye edildi.
52 yıllık hayatı boyunca silah taşıdığına ya da silahlı eylemlere karıştığına dair hiçbir delil gösterilemeyen mütefekkir Salih Mirzabeyoğlu, piyasada satılan kitaplarındaki görüşlerinden dolayı terör örgütü lideri olmakla suçlandı ve 2011 yılında idama mahkûm edildi. Salih Mirzabeyoğlu da cezaevinde..
UMUT DAVASINDA ÇELİK VE ŞAHİN TUTUKLANDI
Paralel devlet yapılanmanın; aralarında Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın da bulunduğu 7 bin kişinin dinlenmesi için uydurduğu “Selam Terör Örgütü” davası/soruşturması kapsamında Gazeteci-YazarAbdulhamid Çelik veGazeteci-Yazar Mehmet Şahin tutuklu yargılanıyor.
SİVAS MAĞDURLARI 21 YILDIR CEZAEVİNDE!
Aziz Nesin’in tahrikleriyle başlayan, Madımak Oteli’nde gerçekleşen ve 37 kişinin hayatını kaybettiği Sivas olaylarını çıkaranların faili bulunmazken, sadece slogan attığı gerekçesiyle mahkûm edilen mağdurlar 21. yıldır cezaevinde bulunuyor. Sivas olaylarında 33 sanık idam cezasına mahkûm edilirken, 4 sanık 20’şer yıl, 1 sanık 15 yıl, 27 sanık 7 yıl 6’şar ay, 2 sanık 5’er yıl ağır, 1 sanık ise 2 yıl hapis cezasına çarptırılmıştı.
FAHRİ MEMUR HÂLÂ CEZAEVİNDE!
Malatya Üniversitesi önünde başörtü yasağını protesto eden topluluğun “idamla” yargılanıp beraat etmesinden kısa bir süre sonra Türkiye’nin birçok yerinde (Ankara’da, İzmir’de, Kahramanmaraş’ta) geniş kapsamlı operasyon yapıldı. Operasyonlarda tutuklanan Fahri Memurhâlâ cezaevinde bulunuyor.
DELİL BULUNAMADI, 10 MÜSLÜMAN CEZAEVİNDE
Emniyet Genel Müdürlüğü’nün, “Örgütün bugüne kadar herhangi bir silahlı eylemine rastlanılmamıştır” yazısı; Adana 2. Nolu Devlet Güvenlik Mahkemesi’nin, “Örgüt, terör örgütü tanımına girmiyor” şeklindeki kararı; İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi’nin savcısının “Örgüt silahsız” şeklindeki Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na temyiz başvurusuna rağmen Hizb-ut Tahrir üyesi olduğu iddiasıyla 10 hükümlü cezaevinde bulunuyor.
TORAMAN: ADİL YARGILAMA İLKELERİ MÜSLÜMANLARI KAPSAMIYOR MU?
Sivas ve Başbağlar davası sanıklarının yanı sıra Anadolu Federe İslam Cumhuriyeti davası, Umut davası, Malatya davası, Vahdet Vakfı davası sanıklarının avukatlığını yapan Cüneyt Toraman; “Adil yargılama ilkeleri Müslümanları kapsamıyor mu?” diye sordu. Toraman, “Adil yargılama ilkesi, bütün sanıklar için eşit olarak uygulandığında, o ülkede adaletten söz edebiliriz. Ancak son dönemde, sanıklar arasında ayırım yapılmakta, her davada rastlanabilecek basit hatalar ‘yeniden yargılama’ sebebi yapılırken, hukuk cinayetine maruz kalanlar hapiste yatmaya devam etmektedir” dedi.
AYM, DAVALARA BIRAKIN BAKMAYI DAHA USULDEN REDDEDİYOR
Hizb-ut Tahrir Türkiye Medya Ofisi’nden Mahmut Kar ise, “Anayasa Mahkemesi’nin Hizb-ut Tahrir davalarına bırakın bakmayı daha usulden reddediyor. Bu da devletin Müslümanlara yönelik ‘düşman algısı’nın iktidara kim gelirse gelsin değişmediğini göstermektedir” ifadelerini kullandı. Mahmut Kar, şunları söyledi: “Yargıtay 9. Ceza Dairesi’nin 19 Nisan 2004 tarihinde aldığı ictihadi kararında gerekçe olarak; ‘Şimdiye kadar cebir ve şiddete başvurmamıştır. Ancak Raşid-i Hilafet Devleti’nin ihdasından sonra Hıristiyan devletlerini cihad yolu ile kurulan Hilafet Devleti’ne dâhil etmek amacıyla silahlı mücadelenin başlayacağı amaç edinildiği anlaşılmıştır’ deniliyor. Henüz gerçekleşmeyen bir fiilden ve tamamen niyet okuyarak verilen bu kepazeliğe Türkiye’de ‘hukuk’ diyorlar.
(Habervaktim)