28 Şubatçı çılgınlığı: Konya haritadan silinse ne olur?
Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Vedat Bilgin, 28 Şubat sürecinde paşalardan birinin kendisine `Konya haritadan silinse ne olur?` dediğini aktardı.
Gazi Üniversitesi'nde 'Darbeler ve Üniversiteler; İnsan Hakları ve Özgürlükler' konulu bir panel düzenlendi. Panelin başlangıcında Türkiye ve dünyadaki darbeleri anlatan kısa bir film izletildi. Helikopter kazasında hayatını kaybeden Muhsin Yazıcıoğlu'nun darbelere ilişkin açıklamalarına yer verildi. Darbelerle ilgili hazırlanan videoda, en son ODTÜ'de başörtülü öğrencilere yönelik yapılan çirkin saldırının görüntüleri de yer aldı.
Gazi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Süleyman Büyükberber, "12 Eylül'e 2 gün kala keşke hala ve dünyada darbeleri konuşuyor olmasaydık. Keşke bugün bilginin gücünden erdemden bahseydik." diyen Büyükberber, darbelerin Türkiye'nin kaderi olduğunu ve maalesef bunların konuşulmaya devam edileceğini ifade etti. Darbelerin özgürlük ve vicdanlara vurulan pranga olduğunun altını çizdi.
"28 ŞUBAT KUTUPLAŞMA, AYRIŞMA VE KAMPLAŞMANIN BAŞLANGICI OLDU"
28 Şubat'ın kutuplaşma, ayrışma ve kamplaşmanın başlangıcı olduğunu ve bunun acılarının hala çekilmeye devam ettiğini anlatan Büyükberber, darbenin ekonomik rantına dikkat çekti. Üniversitelerin darbecilerin oynattığı bir kukla gibi olduğunu dile getiren Büyükberber, hiçbir darbeye üniversitelerin gerekli, istenilen tepkiyi gösteremediğini vurguladı. Bu topraklarda darbelerin bittiğine inandığını kaydetti.
Prof. Dr. Vedat Bilgin, Türkiye'nin darbeler tarihini hatırlattı. Kendisinin ve genç kuşağın da 28 Şubat'ı yaşadığını dile getiren Bilgin, 28 Şubat sürecinde kendilerinin açıkça tehdit edildiğini ve tehdit edenlerin şuan yargılandığını ifade etti. Tehdit edenin adını vermeyen Bilgin, "Ona şimdi saldırmak bana yakışmaz. Zaten yeterince önlerinde dosya var." diye konuştu.
Kendilerine "Konya haritadan silinse ne olur?" dendiğini aktaran Bilgin, onlara gereken cevabı verdiklerini söyledi. "Birçok hukuksuzluğu yapabilirsiniz ama Türk milletine yönelik bir şehri tehdit etme, halkı tehdit etmeyi iadeyi ederiz" dediklerini ve orayı terk ettiklerini belirtti.
Cumhuriyeti kuranın Türk ordusu değil milli iradeyi elinde tutan Türkiye Büyük Millet Meclisi olduğunun altını çizen Bilgin, ordunun da Türkiye Büyük Millet Meclisi emrindeki Türk Ordusu olduğunu vurguladı. Mekanizmaların tersinden söylendiğine dikkat çekti.
"28 ŞUBAT'TA BİLİM DEĞİL ÖĞRENCİLERİN BAŞÖRTÜSÜYLE İLGİLİ SORUŞTURMA YAPILIP YAPILMADIĞI SORULUYORDU"
Prof. Dr. Turan Güven, darbelerin arka planında insan unsuru olduğunu belirterek bunların birincisinin asker, diğerinin ise siviller olduğunu kaydetti. Gerçek askerlerin darbeci askerler değil vatanına bağlı askerler olduğun vurgulayan Güven, insanın her zaman kullanılabileceğine dikkat çekti.
28 Şubat sürecinde kendilerinden bilimsel çalışmalar konusunda hiçbir şey sorulmadığını anlatan Prof. Dr. Turan Güven, "Öğrencilerin başörtüleriyle ilgili soruşturma yapılıp yapılmadığı soruluyordu. Gelen kağıtları sinirden yırtıp yırtıp atıyordum. Bir gün rektör bana telefon açtı. 'Sen manyak mısın?' dedi. Valla manyaklık yok ama biraz delilik var dedim. Diğer arkadaşlar çok güzel emirlere riayet ettiler. Sonra arkadaşlara 'seni de asmadılar beni de asmadılar ama ben şerefimle duruyorum' dedi. Bazen böyle delilikler yapmalıyız." şeklinde konuştu.
Prof. Dr. Altan Çetin ise Türkiye'deki darbelerin tarihçesini anlatarak Ortadoğu'da yapılan darbelere dikkat çekti. Doç. Dr. Bülent Yavuz da darbelerin üniversitelere etkileri üzerinde durdu. Darbelerin üniversitelere büyük zararları olduğunu dile getiren Yavuz, üniversitelerin millet nezdinde itibar kaybına uğraması, zedelenmesi; ikinci etkisinin de üniversitelerin zayıf düşürülmesi şeklinde gerçekleştiğini söyledi.
28 Şubat döneminde de büyük mağduriyetler yaşandığını dile getiren Yavuz, yurt dışına yüksek lisans ve doktora için gidenlerin sıkı bir takibe tutulduğunu vurguladı. O dönemin makbul olan ideolojik anlayışına sahip olmayan öğrencilerin derhal ülkeye geri dönmeleri yönünde işlem yapıldığını belirten Yavuz, "Buna muhatap olan öğrenciye geçen yıl yurt dışında rastlamıştım. Şuan Amerika'da pizzacılık yaptığını biliyorum. 4 çocuğu olduğunu biliyorum. yaşadığı mağduriyetleri bana anlatmıştı." dedi.
Bu mağduriyetlerin insan haklarıyla anlatmanın mümkün olmadığını vurgulayan Yavuz, üniversitelerin darbelerde en çok zarar gören kurumlar olduğunun altını çizdi. Yavuz, "Umarız üniversiteler, bu itibar kaybını giderecek tutum ve davranışları sergilerler." ifadelerini kullandı.
ODTÜ'deki başörtülü öğrencilere yönelik yapılan çirkin saldırıyı hatırlatan Prof. Dr. Vedat Bilgin, bunun bir üniversitede olmasının utanç verici olduğunu vurguladı.
(Kaynak: CHA)
YORUMLAR
Henüz Yorum Yok !