Bir grup düşünürden Ladin`in şehadetine tebrik, Gül`e tepki
Tevhidi duyarlılık sahibi bir grup Müslüman düşünür, yayınladıkları ortak bir bildiriyle Usame bin Ladin`in işgalci ABD askerlerince şehit edilmesini değerlendirdi. Usame bin Ladin`in şehadetini tebrik eden düşünürler, konuyla ilgili olarak `Büyük memnuniyetle karşılıyorum ` şeklinde açıklama yapan Abdullah Gül`e tepki gösterdiler.
İslam ve Hayat
Tevhidi duyarlılık sahibi bir grup Müslüman düşünür, yayınladıkları ortak bir bildiriyle Usame bin Ladin'in işgalci ABD askerlerince şehid edilmesini değerlendirdi.
Saraylarda yaşama seçeneğini terk ederek, hayatını işgal altındaki İslam beldelerinin emperyalist işgalcilerden arındırılması mücadelesi uğrunda feda eden Usame bin Ladin'in şehadetini tebrik eden düşünürler, konuyla ilgili olarak "Dünyanın en tehlikeli ve sofistike başının da bu şekilde ele geçirilmiş olması, herkese ibret vesilesi olmalı. Büyük memnuniyetle karşılıyorum " şeklinde açıklama yapan Abdullah Gül'e tepki gösterdiler.
Açıkamanın tam metni şöyle:
Usame bin Ladin'in Şehadeti Mübarek Olsun!
Emperyalist ABD işgal ordusunun gerçek anlamda terörist katil güçleri, bugün Pakistan’da işbirlikçi Pakistan yönetimi güçlerinin mihmandarlığında gerçekleştirdikleri bir saldırı sonucunda İslam ümmetinin direnişçi evladı Usame bin Ladin’i şehid etmişlerdir. Amerika’nın “demokratik” yönetimi ve onu destekleyen, emperyalist soygunlarla beslenen vatandaşları, yıllardır başına ödül koydukları Usame Bin Ladin’i alçakça katletmelerini bir bayram sevinciyle kutlamaktadırlar.
Emperyalistlerin bayram olarak kutladıkları bu olay karşısında, emperyalist işgal ve sömürüye muhatap mazlum Müslüman halklar büyük bir üzüntü yaşayacaklardır. Çünkü şehid Usame emperyalizme karşı, mazlum Müslüman halkların hak, özgürlük ve bağımsızlıkları için direnişin bayrağını yükselten mücahidlerin önderlerindendi. Ama işgale, istilaya, sömürüye, adaletsizliğe, haksızlığa, zulme baş kaldırıp hesap soran Müslümanlara, emperyal projelerinin önündeki engelleri kaldırmak için “terörist” damgası vuranlar, ona da bu damgayı vurmuşlardı. Bu damgayla mahkum ettikleri ümmetin direnişçi çocuklarını, katil ordularıyla tasfiye etmeye yönelen emperyalistler, onun başına da ödül koymuşlardı. Öncelikle kendi zulüm, sömürü, işgal ve katliamlarını sorgulayıp, çıkardıkları küresel fesaddan dolayı utanıp, mazlum halklardan özür dilemesi gerekenler, üstelik sanki kendileri haklıymış da, kendilerine haksızlık eden bir teröristi öldürmüşler gibi davranmaktan utanmıyorlar. İnsana ve Rablerine yabancılaşarak düştükleri hayvandan aşağı konumlardan rücu edip, ıslah çabası göstermesi gereken emperyalist devletler ve destekçileri olan halklar, mazlum hakların kendilerinin bu zulümlerine karşı direnen evlatlarını katlettikleri için bayram yapacak kadar alçaldıklarını bile fark etmiyorlar.
Usame Bin Ladin ise, saraylarda yaşamaya Allah uğrunda dağlarda mücadeleyi tercih eden onurlu bir Müslümandı. Onun ya da el-Kaide’nin adı kullanılarak yapılan yanlış eylemlerde ne kadar dahli var bilinmiyor. Hangi şartlarda yaşadı, hangi zorluklar karşısında ve ne tür sıkıntılar içinde hangi hataları yaptığına dair somut bilgilerimiz yok elimizde. Ancak ilk dönemde, İslam düşmanı Rus işgalcilere ve daha sonra da ABD katil gücüne karşı onurlu bir mücadeleye, ilkeli bir duruş ve büyük fedakarlıklarla öncülük ettiğine şahidlik ettik. Gizlenmek zorunda kaldığı süreçte onun adına ya da kurduğu el-kaide adına yapılanların, ölçüsüz saldırıların, İslam’a ve Müslümanlara zarar veren ilkesiz şiddetin, meşru olmayan mezhepçi saldırıların ona ait olmama ihtimali güçlüdür. Nitekim son dönemde el-Kaide adına Zevahiri tarafından yapılan açıklamalar da bunu göstermiştir. Mezhep eksenli bombalamaların, camilerdeki patlamaların kendileri tarafından yapılmadığını açıkladılar. Onların dağlarda zor şartlarda gizlenmek durumunda kaldıkları süreçte, CIA ve MOSAD tarafından dünyanın pek çok yerinde, özellikle de masum insanlara ve farklı Müslüman kesimlere yönelik el-kaide adı altında pek çok provokasyon gerçekleştirildiği ve onların bu konularda açıklama yapma imkanı bulamadıkları da söylenmektedir. Ayrıca Türkiye’de de olduğu gibi, kimi iyi niyetli fakat olayları değerlendirmede ve İslami ölçülere dayalı tutum belirlemede sorunlu kimi Müslümanların yaptıkları yanlış eylemler de, Usame’yi seven ama onun kontrolü dışında gerçekleştirilen ve doğrudan bu Müslümanların hatalı şiddet uygulamaları olarak görülmelidir. Tabii ki bu konularda Zevahiri’nin yaptığı açıklamalar da geç kalmış açıklamalardır. Ancak, onların hangi şartlar altında yaşadıklarını ve bugüne kadar bu tür açıklamaları yapmaya müsait olup olmadıklarını da bilmiyoruz. İnşallah bu açıklamalar doğrudur. Elimizde somut bir aksi delil olmadıkça bu açıklamalara itibar etmek zorunda olduğumuza inanıyoruz.
Hatta dünya çapında ses getiren, Amerikan hedeflerine yönelik saldırıların hepsi de bütün boyutlarıyla meşru görülmeyebilir, ama anlamaya çalışılmalıdır. Velev ki, sivil insanların da zarar gördüğü kimi eylemlerin bazılarını bizzat bu Müslümanlar yapmışlar ve ölçüsüz şiddet kullanarak masum insanların haksız yere ölümüne sebep olmuşlarsa, şüphesiz yanlış olan bu eylemlerin bile faturası, öncelikle onlara değil emperyalist katil ABD'ye kesilmelidir. Kimi Müslümanların yaptıkları bu tür eylemler, sonuçta bazı masum insanlara da zarar vermesi sebebiyle meşru görülmese de, mazlum halkların çocuklarının bu çığlığı anlaşılmaya çalışılmalıdır. Bu tür eylemler, mazlum halkların, kendilerine yönelik on yıllardır süregelen emperyalist işgal, istila, sömürü, zulüm, işkence, tecavüz ve katliamların etkisiyle ortaya konan ve son derece haklı gerekçelere dayanan itirazlardır. Bu çığlığı temsil eden mazlum halkların çocuklarının, kimi şer’i ölçülere aykırılıklarının ve yanlışlarının meşru görülmesi söz konusu olmasa da, işgal, istila, sömürü, tecavüz, işkence ve çok boyutlu zulüm ve kitlesel katliamlarıyla onları bu yanılışa zorlayan emperyalist devletler gerçek sorumlular olarak görülmelidir. Dünya çapında oluşturdukları küresel zulüm sisteminin yol açtığı tüm haksızlıklar için, her halükarda bu zalim emperyalistlerle hesaplaşma öne çıkarılmalıdır. Bu sebeple, emperyalistlerin gerçekleştirdikleri zulümlerin altından yükselen çığlık değil, öncelikle bu canhıraş çığlığa yol açan bunca zulmü ve katliamları yapanlar emperyalistler sorgulanmalıdır. Mazlum Müslümanların, bu emperyalist sömürgeci katillerin zulmünün etkisiyle yaptıkları yanlışlıklardan kaynaklanan kimi haksızlıkların faturasının da onlara kesilmesi ve bunların hesabının bile onlara sorulması daha adil bir davranış olacaktır.
Takip edebildiğimiz kadarıyla, Usame kardeşimiz, lüks ve rahat içinde yaşayabilme imkanlarına sahip olduğu halde, dünya nimetlerini, süslerini değil ahiret ekinini tercih edip, mazlum Müslüman halkların hakları uğrunda, mazlum halkların direnişçi çocuklarının safında yerini almıştır. Suud Sarayında daha büyük zenginliklere ulaşma hırsıyla hayatını geçirmeye razı olmayarak, her an öldürülme pahasına zalimlerin yüzüne hakkı haykırarak mağaraya sığınan Ashab-ı Kehf misali, o da saray hayatına Afgan dağlarında mücadeleyi, zor şartlarda, dünyanın en güçlü silahlarıyla donatılmış katil ordulara karşı Allah için cihadı tercih etmişti. Aslında sürekli takip edilmeye ve tedaviye muhtaç ağır hastalıkları olan bu yiğit Müslüman pek çoğumuzun göze alamayacağımız büyük fedakarlıklarla mağaralarda yaşamayı, ölüm kusan silahlara göğsünü siper edip mazlum Müslüman halkların haklarını savunmayı ve Allah'ın hükmüyle hükmedilen adalet vasatını sağlamayı ve böylece Allah'ın rızasını kazanmayı hedef edindi. Bu kadar zor şartlarda, hastalıkları sebebiyle de ölebilmesi mümkün iken, Rabbi de ona layık olduğu şehadeti, hem de en büyük İslam düşmanı ABD'nin katil askerlerinin elinden lütfetmiş, onu layık olduğu izzetli bir ölüm olan şehadetle şereflendirmiştir.Tabii ki, ABD işbirlikçisi Zerdari ve Pakistan askeri güçleri de ona kurulan tuzakta katillere yardım ve yataklık etme zilletinin, alçaklığının rezilliğini dünyada, elim azabını da inşallah cehennemde tadacaklardır.
Emperyalistlerin işbirlikçileri, sırayla memnuniyetlerini açıklamaya başlayıverdiler. Geçmişte, en zalim emperyalist olan ABD’deki rahat koltuğundan Fethullah Gülen, "En nefret ettiğim adam Usame bin Ladin'dir" diyebilmişti. Üstelik de o sırada Katil Şaron Filistin'de, yaşadığı ülkenin Bush'u da bütün İslam coğrafyasında on binlerce, yüz binlerce Müslüman’ı katlederken, onlara hiçbir eleştiri yapmadan yüklenmişti Usame Bin Ladin’e… Tıpkı bunun gibi, bugün de, yıllardır ABD ve NATO'nun katil ordularının safında asker bulundurarak işbirlikçilik yapan Türkiye'nin NATO’cu ordusunun başkomutanı Abdullah Gül aceleyle verdiği beyanatında, onu "terörist başı" ilan edip, ölümüne sevindiğini, büyük memnuniyet duyduğunu aynı işbirlikçilik haletiruhiyesiyle kolayca ifade ediveriyor.
Vatikan dahi siyaseten bile olsa, “Bir insanın öldürülmesinden memnun olunamayacağı” açıklaması yaparken, Abdullah Gül’ün katil emperyalist ordular tarafından şehid edilen bir Müslüman hakkındaki, emperyalist jargonlara dayalı açıklaması ibret vericidir: "Bu şunu gösteriyor; teröristler ve terör örgütlerinin başlarının sonu, eninde sonunda canlı veya cansız ele geçirilmektir. Dünyanın en tehlikeli ve sofistike başının da bu şekilde ele geçirilmiş olması, herkese ibret vesilesi olmalı. Büyük memnuniyetle karşılıyorum."
Bu kadar ABD eksenli düşünmek, bu kadar yaranma çabası göstermek ve böyle bir konuda bu kadar hazır ve aceleci bir şekilde memnuniyet beyan etmek ne anlama gelmektedir? Yüz binlerce mazlum Müslüman’ın katili olan Şaron ya da Bush öldüklerinde, aynı memnuniyetini açıklayabilecek midir? Bulunduğu konum itibariyle, gerçek katillerle işbirlikçiliği sebebiyle, üzüldüğünü söyleyemese de, hiç değilse susamaz mıydı, daha nötr ifadeler kullanamaz mıydı? Bu kadar acele, bu kadar rahat ve kolay bir biçimde memnuniyet izharı, işbirlikçiliğin yol açtığı tahribatın bir sonucu mu, yoksa malum “ulusal çıkar”ların bir başka gereği mi??
Biz ise, kardeşimizin içinde bulunduğu şartların etkisiyle kendisinin ya da kontrol edememesi gibi sebeplerle kendi adına yapılan hatalarının affını, mağfiretini Rabbimizden niyaz ediyor, şehadetinin Rabbimiz katında mübarek olması ve dünyada itibar etmeyip dağları tercih ettiği sarayların, nimetlerin kendisine cennette lütfedilmesi için dua ediyoruz. Allah rahmet ve mağfiretiyle muamele eylesin.
Allah’ın izniyle, şehid Usame Bin Ladin, emperyalizme, küfrün küresel ifsadına karşı onurlu bir direnişin simgesi olarak tüm Müslümanların gönüllerinde yaşayacaktır. İnşallah ümmetin mücahid çocukları, onun çok zor ve sıkıntılı şartlarda geçen hayatında ve mücahedesinde yaşananlardan da vahyin ölçüleri içinde dersler çıkarıp, yanlışlarını ıslah edip doğrularını biriktirerek, bu değerli birikim üzerine kendi birikimlerini ve tecrübelerini de ekleyerek, aynı direniş ruhunu, ümmet tevhidi ölçülerde bağımsız ve izzetli günlerine tekrar kavuşuncaya kadar sürdüreceklerdir.
Rabbimizden, ümmetimize sabır dileyerek, Kur’an’la diriliş ve direniş ruhunu sürdürecek azim niyaz ediyoruz!
Ahmed KALKAN – Ahmet Turgut ULUCAK - Hakan AKSU – Hamza ER – Harun ÜNAL - Hüseyin ALAN - Mehmet PAMAK – Sabiha ATEŞ ALPAT - Şükrü HÜSEYİNOĞLU
-
Adalet 08-05-2011 01:21
muammer bey lütfen biraz akledelim. dünyadaki değerlendirmeler zahire göre yapılır ve bir kimsenin zahiren izhar edilen imanı ve ameline göre hakkında hükme varılır ve ona göre hukuk uygulanır kardeşim. en doğrusunu ise Allah bilir, sana uzun uzun üşenmeyip anlatmışlar. hala bu kadarını da düşenemeyip, ha bire birilerini cennete ve cehenneme göndermekle meşgul oluyorsun,ne olur biraz da akletsen be kardeşim. İmanınına zahiren şahid olunan ve yine zahiren Allah yolunda cihad eden bir kimsenin Müslüman olduğuna şahidlik yapılıyor, küresel kafirlerce bu yolda da öldürüldüğü için, zahiren şehid olduğu kaantiyle dua ediliyor. işin aslını Allah bilir, biz ise bu dünyadaki tutumumuzu bu zahiri bilgiye göre tespit ediyoruz deniyor. hala ne istiyorsun kardeşim.
-
muammer akseki 07-05-2011 15:39
Ölen bir insana 'Şehid' payesini verip cennetin en üst makamına yerleştireceksiniz, sonra içinizdeki bazı şüphelerden dolayı şöyle diyeceksiniz:"Sizin iddianız ve hiç olmayacak bir şey gerçekleşip, "Amerikan istihbaratı ile gizli ilişkilerine dair bilgiler" çıkarsa, biz bugünkü deliller gereğince görevimizi yapmış müminler olarak sorumluluğumuzun gereğini yerine getirmiş olmaktan dolayı bir şey kaybetmeyiz.". Böyle bir iddia çıktığı takdirde de bu sefer cehennemin en alt katına mı yerleştireceğiz? Hakkında kesin bir bilgimiz olmayan ve hele hele mücadele yöntemleri içerisinde birçok zaaf barındıran bir insan hakkında, onu örnekleyecek şekilde böyle iddialı konuşmak bence yanlış tavır.
-
muhammed taha 06-05-2011 17:37
Muammer kardeşim! Ve aynı eksende düşünen diğer kardeşlerim! Merhamet, adalet, feraset, basiret ve ölçüyü terk etmeden düşünelim! Bildiriyi önyargısız bir biçimde okusaydınız ve siyonist-amerikan etkisi altındaki dünya enformasyon ağının ürettiği bilgi kirliliğiyle oluşan önyargılarınızı kesin bilgi sanan bir yaklaşım yerine samimi bir adalet arayışı içinde okuyup anlamaya çalışsaydınız, Allah’ın izniyle bu tür değerlendirme hatalarına düşmeyebilecektiniz. Bir kere, Usame Bin Ladin kardeşimiz, sadece Amerikan karşıtlığıyla değil, öncelikle yakından tanıyanların da şahidliğiyle ve önyargısız takip eden herkesin de fark edebileceği Müslüman kimliğiyle ve 25 yıldır Afganistan, Pakistan ve Sudan'da bilinen yaptıkları çerçevesinde değerlendirilip, İslami kimlik ve imani duruş bakımından meşru bir konumda görülmüştür. Ladin'in tereddüt edilen tarafı, İslami kimliği, tevhidi mücadelesi ve Allah rızasından başka hiçbir gerekçeyle izah edilmeyecek fedakarlıkları değil, ona ya da el-kaide'ye isnat edilen ve bir kısmı meşru olmayan kimi şiddet eylemleriyle ilişkisidir. Zevahiri tarafından yapılan açıklamalar da bunların kendilerine ait olmadığına dair olduğuna göre, aksine bir delili olmayan Müslümanlara düşen hüsnüzan edip kardeşlerine inanmaktan başka bir şey değildir, denilmiştir. Dolayısıyla, işte bu tereddüt edilmeyen yanından kaynaklanan meşruiyete dayanarak, aynı zamanda Müslüman kimliği, Allah yolunda cihat ettiği ve bu yolda öldürüldüğü de zahiren açık olduğundan dolayı, kendisi şehid olarak nitelenmiştir. Şüphesiz ki, bu Allah katındaki bilgi değil, biz Müslümanların, sorumlu tutulduğumuz alan olan zahire dayanan bir tespittir. Üstelik tereddüt edilen eylemliliklerle ilgili olarak kendisi de bir takım yanlışlara, yapılan mücadelenin zor şartlarının etkisiyle bulaşmışsa, ya da kontrolü dışında bunlar yaşanmışsa, bunların da onun ve kendisini onun teşkilatına dayandıran Müslümanların hatasını oluşturmakta olduğu beyan edilmiş ve varsa bu tür hatalarının affı için de Allah'a dua edilmiştir. Haaa.. sizin iddianız ve hiç olmayacak bir şey gerçekleşip, "Amerikan istihbaratı ile gizli ilişkilerine dair bilgiler" çıkarsa, biz bugünkü deliller gereğince görevimizi yapmış müminler olarak sorumluluğumuzun gereğini yerine getirmiş olmaktan dolayı bir şey kaybetmeyiz. Ama ya aksi varitse, (ki büyük ihtimal odur), o zaman siz ahirette kesin bilgiyle karşılaştığınızda, bugün elinizde hiç bir delil yok iken, Müslüman bir kardeşiniz için suizanda bulunmuş ve Allah düşmanı emperyalistlerin çok mutlu oldukları bir anda Müslüman kardeşinizi bu zanlara kurban ederek imani sorumlulukla bağdaşmayacak bir yerde durduğunuz için nasıl hesap vereceksiniz? Hele, çocuklarını, aile yakınlarını korumak endişesiyle Resulullah’ın (s) Mekke’nin fethi hazırlıklarını ve planlarını Mekke Müşriklerine ihbar eden mektubu yazan Hatip Bin Beltaa’nin ® yaptıklarını yapmadığı halde ve en azından elinizde böyle bir delil bile yok iken, Usame kardeşimizin, Amerikan istihbaratıyla böyle bir ilişki içinde olmuş olabileceğini iddia edecek kadar ileri giden siz gibi, merhamet, adalet, feraset, basiret ve ölçüyü bir yana bırakmış kardeşler, bir de böyle bir mektup gibi somut deliliniz olsaydı, derhal tekfir edip asardınız değil mi? Bakın Resulullah (s) bunu ilk duyduğunda bile, durun hele, “o Bedir ehlidir” diyerek onun İslami kimliğine ve samimi cihadına dair bilgileri hatırlatıp, onu sadece bir yaptığı ile değil, öncelikle akıdesi ve sonra da bu uğurda yaptıklarının ve hayatının bütünlüğü içinde değerlendirmek gerektiğinin örneğini oluşturarak, olayı ve sebebini anlamaya çalışmıştır. O da büyük bir pişmanlıkla durumu ve yaşadığı zarureti anlatıp tevbe etmiş ve sonuçta affedilmiştir. Kimse Allah ve Resulünden öne geçmeye kalkmamalı, öyle değil mi? Selamtele kalın...
-
ZÜLKÜF ARASLAN 06-05-2011 16:48
kafir amerika müslüman birini öldürüyor,KENDİNİ MÜSLÜMAN ZAN EDEN BAZI KAFİR YANDAŞLARIDA buna sevinip ADELET TİR DİYOR, Hatta başka bi amerika sempatizanı şunu diyor ,SU DESTİSİ SU YOLUNDA KIRILIR.... Vallahi çok doğru ,Allah VE Allahın anayasa kitapçığı olan kuran yolunda olan ALLAH YOLUNDA ÖLÜR,kendi meclislerinde çıkartıkları ve Allahın hükmüne rağmen kendilerini HÜKÜM KOYUCU ilan eden sahte ilahlar ve bunları güç otorite kabul edenlerde bu sahte ilahların yolunda ölürler.ve rabbimiz nisa 76 inananlar Allah yolunda, kafirlerde TAĞUT[kendi düşüncelerini asl sayan ve vahiyden azede her türlü yaşama biçimi] YOLUNDA ÖLÜRLER AYRICA HAKKA KÖR OLAN VE AMERİKAYI YALAYAN STATÜKOCULARA ŞU SORUYU SORMADANDA GEÇE MİYECEM..MÜSLÜMAN OLDUKLARINI KİMLİKLERİNDEKİ İSLAM YAZISIYLA İDDA EDİYORLARYA BAZENDE MECLİSLERİNDEKİ MESCİDDE NAMAZ KILIP ,MECLİSLERİNE GEÇİP KÜFRÜ HÜKÜMLERDE ÇIKARARAK NASIL Bİ İSLAM ANLAYIŞIYSA ARTIK... Varsa bu yönde HAKKI İFŞA EDİP VAHİYE ŞAHİD HAYAT YAŞAYAN VE DELİLİ OLA N YAZSIN LÜTFEN..... Allahın şeriatini yani KİTABULLAH OLAN KURANI RAFA KALDIRIP ,Sadece okuma kitabı haline getiren ve kendi akıllarının ürünü olan VAHİYDN AZADE UZAK VE VAHİYLE ÇAKIŞAN KANUN YASA KİTAPÇIĞI OLAN ANAYASA KİTAPLARIYLA, yeryüzünü zulme boğan ve bunada DEMOKRASİ HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜ,EGEMENLİĞİN KAYITSIZ ŞARTSIZ İNSANLARINDIR SAFSATALARIYLA huzur budur diyen bu politikacılar....... YAŞADIĞIMIZ 2011 YERYÜZÜ PİSKOPATLARI VE BU ÇAĞIN FRAVUNLARIDIR.... Bunların fravunluklarını yaşadıkları saraylar şahşalı ve ihtişamlı hayatlarına ve biryandan TÜRLÜ HALKIDA MÜSLÜMAN OLAN ÜLKELERE KAFİRLER TARAFINDAN GİRLİP MÜSLÜMAN OLAN VE DİRENEN MÜSLÜMANLARI HEM ÖLDÜRÜP HEM ONLARIN KADINLARINA TECAVUZ EDENLERİ KAHRAMAN YERYÜZÜNE ADELET GETİREN,ÖLDÜRDÜKLERİ VE KARILARININ KIZLARININ IRZLARINA GEÇTİKLERİ VE ÇOCUKLARINI SAKAT BIRAKARAK YETİM BIRAKTIKLARI KİŞİLERİDE TERORİST İLAN EDENLERİ DESTEKLEYENLERİN KONUŞMALARINDANDA MI ANLAMIYAN BİR KÖRLER ORDUSUYLA YAŞIYORUM MAALESEF... Ve insanlar o kadar kör olmuşlar ki DEMOKRASİ HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜ DİYE Allahın vahiysini mahkum eden ve buna karşı savaş açanları yeryüzünde ADELET DAĞITANLAR OLARAK GÖRÜYORLAR VE PEŞLERİNE TAKILIP ONLARIN PİSLİKLERİNİ YALIYORLAR.... Biri söylesin ne olur,Irakta milyonlarca insanı öldürüp,kadın ve kızlarının ırzlarını ayaklar altına alıp çocuklarını sakat bırakanlar mı TERORİST, YOKSA ORDA İSMİ NE OLURSA OLSUN TÜRLÜ BÖLGELERDEN BU ZULME KARŞI ÇIKMAK İÇİN GELENLER Mİ TERORİST..... VE VİCDAN SAHİPLERİNE SORUYORUM DEVLET BAŞKANI OLUP DEVLETLERİ YÖNETİP USAMENİN ÖLDÜRÜLMELERİNE SEVİNİP BİR KAFİR TARAFINDAN ÖLDÜRÜLDÜĞÜ DAHİ MEÇHUL OLAN BU HABERE SEVİNENLER NE KADAR MÜSLÜMAN VE , OBAMA GİBİLER YANİ AMERİKA MİLYONLARCA İNSANI ÖLDÜRÜP KATLEDİYOR BU TERÖR OLMUYORDA KINANMIYOR TC CUMHURBAŞKANI TARAFINDAN,USAME KINANIYOR NE YAZIK DEĞİL Mİ SİZCE SORYORUM AMERİKAMI OBAMA MI TERORİST...YOKSA DÜNYAYI ZULME BOĞAN AMERİKAYI YALAYAN YALAK KÖR REİSİ CUMHURLAR MI...YOKSA KADINLARINI KIZLARINI VE DİNLERİNİ KORUMAYA ÇALIŞIRKEN MÜSLÜMAN KALMAK İÇİN CİHAD EDENLER Mİ TERORİST..
-
halil yavuzer 06-05-2011 15:31
iki isim, iki örgüt, topluma yansıyan yön islami örgüt madalyonun arka yüzü ise karanlık işlere bulaşmış orta yerde duran bulaşıklarından bu işlere bulaşık olduklarının kanaati insanda beliriyor t.c hüseyin velioğlunu ve örgütünü tüm kirli işlerinde kullandı işibitince susturulması gerekiyordu ve susturuldu peki usame ne yaptıda amerikanın hışmına uğradı yada amerika neden usameye ihtiyacı kalmadı susturuldu,kendimize bu soruları sormadığımız için türkiyeli olsun dünya müslümanları olsun gelişen olaylara çok erken tepkilerde bulunduğumuz gösteriyorki halen olaylara net bir islami nebevi bir bakış açısıyla bakmadığımız, bu eksikliğimiz neredeyse yüzümüzden okunuyor durumdayız.düştüğümüz hale bakın allahın cennetinin, cehenneminin sahibi bizmişiz gibi karar veriyoruz,aziz olan Allah hükmünü vereceği zamanı bekleyenlerden olacağımı
-
S&B 06-05-2011 10:58
İnna ileyhi ve inna lillahi raciun
-
muammer akseki 06-05-2011 10:37
Abdullah Hacı beyin ve Can İlkeli beyin değerlendirmelerine sonuna kadar katılıyorum. Bu bildiri çok reaksiyoner bir tavırla aceleye getirilerek yazılmış. Daha neyin ne olduğu belli olmaksızın yazılmış bir yazı. Üstelik değerlendirmeler yapılırken alınan kıstaslar çok yanlış. Bin ladinin yıllarca dağlarda kalması veya ABD'nin bir numaralı düşmanı olması, onun yaptığı yanlışları meşru göstermez. Yazıyı kaleme alan kişi bile Ladenin yaptığı şeyler hakkında kesin bir kanaat belirtmeksizin hüsnü zanna dayalı şeyler yazıyorsa, ölen kişiye 'büyük şehit' gibi bir paye yakıştırmak doğru bir davranış olmasa gerek. Yarın öbür gün ladenin Amerikan istihbaratıyla gizli ilişkilerine dair birşeyler açıklanacak olursa, bu bildiriyi imzalayanlar o zaman ne diyecek.
-
Kırşehirden Zafer 05-05-2011 12:05
- Herkesin (her toplumun) yüzünü çevirdiği bir yön vardır. Öyleyse hayırlarda yarışınız. Her nerede olursanız, Allah sizleri biraraya getirecektir. Şüphesiz Allah, herşeye güç yetirendir. - Ve sakın Allah yolunda öldürülenlere “ölüler” demeyin; hayır onlar diridirler. Fakat siz bunun şuurunda değilsiniz. - Andolsun, Biz sizi biraz korku, açlık ve bir parça mallardan, canlardan ve ürünlerden eksiltmekle imtihan edeceğiz. Sabır gösterenleri müjdele. (bakara süresi.148-154-155)
-
Abdullah Hacı 05-05-2011 01:52
Orta Doğu'yu CNN ve Amerikan politikalarının ihraç edildiği Holywood filmlerinden tanıdığımız bir gerçek.Zaten yazının içeriğinde de şiddet eylemlerinde Ladin'in rolünün bilinmediği vurgulanıyor.Peki bu kadar net bilgi yokken kendisine nasıl bu kadar destek veriliyor?Bizler PKK'yı şiddet kullandığı için eleştirirken sizler nasıl oluyor da Ladin'e sahip çıkabiliyorsunuz?
-
muallim 04-05-2011 19:35
şeyh usame bu ümmetin 20 yy da yetiştirdiği nadide yiğit evlatlardan biridir. kim ne derse desin Usame sadece malını değil Allah yolunda canınıda cennet karşılığı satmış müminlerdendir. egemen zalim güçler öyle istiyor diye biz bir mümini teröristlikle itham edersek kendi durumumuzu gözden geçirmeliyiz diye düşünüyorum. usamenin yöntemini beğenmeyebilirisiniz, benimde eleştirel baktığım yönler var, ancak davası haktı ve emperyalist güçlerin işgal edilmiş topraklardan tard edilmesi konusunda sonuna kadar haklıydı. Rabbim şehadetini kabul etsin ve onu cennetiyle mükafatlandırsın
-
kazım 03-05-2011 22:09
müslümanlar sevdi böyle bildiriler yayınlamayı. hadi hayırlısı :)
-
Hamza akdeniz 03-05-2011 20:24
kahrolsun emperyalist amerika ve tüm yerli ve yabancı işbirlikçileri ALLAHa verdikleri sözlerine sadık kalanlara selam olsun . (Kafirler istemesede ALLAH nurunu tamamlayacaktır) Ey amerika ey israil artık sizin için rahat ve huzur yoktur artık bekle yiğit müslümanları beklemediğin her yerde İslam ümmetinin başı sağolsun ALLAH şehadetini kabul etsin
-
ahmet turgut ulucak 03-05-2011 12:06
hiç kimsenin hatadan muaf olması düşünülemez. Birilerinin ölümü yada varlığı kimleri sevindirir kimleri hüzne düşürür hayatta bunun açık izlerini görürüz usame kardeşimize rabbimizden mağfiret diler onu rahmeti ile onun şahsında mücadele ve mücahede tüm muvahhidleri ümmetin yiğit evlatlarını rabbimizin ikramlandırmasını temenni ediyorum.Zalimlerin müşriklerin fasıkların bayram gününe döndürülen usamenin şehadetini biz bir şehid daha kazandık diye mahzuniyet içinde sevinç yaşıyoruz.Bu tür olaylar ve süreçler zalimlerle müstekbirlere payanda olanlarla ayrışmanın emareleri açısından görmemiz gerekiyor.En büyük cihadı zalimlerin karşısında hakkı haykırmak diyen peygamberin ümmeti olmakla izzet buluyoruz tüm şehidlerimize ve müminlere selam olsun
-
Remzi 03-05-2011 11:41
İnna lillahi ve inna ileyhi raciun Ümmetin onurlu mücahidine şehadatin mübarek olsun diyor, bu bildiriyi hazırlayıp imzalayarak empeyalizme karşı İslami direnişten taraf olan müslümanlara dua ediyorum. Ayrıca emperyalizmin silahlı gücü NATO içinde yer alarak elini Afgan Müslümanının kanına bulaştıran bir ordunun başkomutanı Abdullah Gül'ün, (Katil NATO içinde mazlum halklara karşı savaşanlara yakışır bir tutumla) bu müslümanın katledilmesine memnuniyet duyduğunu söylemesine rağmen, Kemalist darbeci yoz sanatçı Bedri Baykam'ın yaralanması sebebiyle telefon edip ve bununla da yetinnemyip eşini hastanaeye kadar göderip çok üzüldüğünü beyan etme işgüzarlığını hatırladım ve onun adına utandım. TBMM Başkanı olan bir AKP'li de "su testisi su yolunda kırıldı" dedi. Tabi o kötülemek amacıyla söyledi ama, doğru taraftan bakarsak galiba doğru söyledi. Yani Usame misali Allah yolunda Şehid gibi yaşayanlar, o yolda can verip şehid olurlar, ama onu terörist ilan edenler gibi laiklik yolunda hayatını tamamlayanlar ise ölünce nereye gittiklerini görünce bugünkü bu zulme dayalı tutumlarından dolayı pişman olacaklar ve çok geç kalmış olmanın pişmanlığında kahrolacaklardır. HAMAS'ın açıklaması ve tutumu da çok onurlu bir sahiplenmeyi içerirken, Mısır İHVAN'ının tutumu, yeni demokratik eğilimlerinin gölgesinde kalmış gibi görünüyor. Şehidimize Allah rahmet eylesin.
-
kemal konyalı 02-05-2011 22:43
Allah razı olsun. duygularımıza tercüman olmuşsunuz..
-
hüseyin alan 02-05-2011 22:30
Tebrikler En büyük yalanları söyleyen en büyük yalancılara karşı verilen tepkiyi, tepkinin altına atılan imzacıları tebrik ediyorum. Müslüman kelimesinin yanına iliştirilen "aydın" eklemesine de itiraz ederek... Hakkında kesin bilgiler edinmek zor, eğriler doğru sanılsın diye yapılan tüm propagandalar da işin cabası. Buna rağmen bir şey var ki, önemli; Hasan El Benna'nın şehadeti üzerine sevinen kafirlerin haline bakarak hayatının akışını değiştiren Seyyid Kutup'umuz, bu durumlar için iyi bir örnek. Haberler doğruysa şayet, şehadete sevinenlere bakarak doğruyu bulmak o kadar kolay ki! Kafirlerin sevindiği bir olay, bir haber, Müslümanların da aklını başına alması için iyi bir uyarı niteliği taşır. Allah'ın düşmanları kendilerini apaçık ediyorlar hemencecik. Taraflarını da gösteriyorlar böylece. İbret almak isteyenler için ibretlik bir olay bu.
-
i.metin 02-05-2011 21:49
"Zulmedenlere eğilim göstermeyin, yoksa size ateş dokunur. Sizin Allah'tan başka velileriniz yoktur, sonra yardım göremezsiniz." hud suresi 113 "Onlar müminler ile karşılaştıkları zaman «inandık» derler. Fakat şeytanları, elebaşları ile başbaşa kaldıkları zaman «Biz sizin yanınızdayız, onlarla sadece alay ediyoruz» derler" bakara suresi 14 Rabbimiz inşallah yazıda belirtildigi gibi Ashab-ı Kehf duruşu gösteren bu kardeşimizi şehidlerden kabul eder. açıklama yapan guruptaki herkesten Allah razı olsun tarflarını belli ettikleri için
-
Cemil Arslan 02-05-2011 21:34
Duyarlı olan tüm kardeşlerimi, değerli büyüklerimi takdir ederim. Cenabı Hakkın rahmeti ve bereketi üzerlerine olsun...