Betkarili ENTEROĞLU

10 Ağustos 2009

BİR LİDER ARIYORUM…

En hayırlı ümmet, en efdal zümre, Hakk’ı haykırıp münkerden nehyeden
topluluk. Dareynin Peygamberine ümmet olmuş, mütekamil din olan İSLAM’ın müdavimleri, gelmiş ve geleceğin en büyük mucizesi, Kur’an-ı Azimuşanın övgü süne mazhar olmuş, Hz.Muhammed (a.s.v.)’in ümmeti; Bu gün perişan, sahipsiz, başsız ve yetim kalmış, Allah ve Peygamber düşmanlarının tasallutu altında, yürek dağlayan bir teslimiyyet içinde, heyhat!

Yeryüzünü zalimlerden, gaddarlardan, tağutlardan temizlemek, kullara kulluk
değil, sadece Kâhhar ve Cabbar olan Allah’a kulluk etmek, insanlığa gerçek manada önder ve rehber olması için, bütün insanlığı Kur’an-ın gölgesinde sefk ve idare ederek yönetsin diye gönderilen, en bahtiyar, en ulvi, en kutlu millet,

Alemlere rahmet Hz. Muhammed (s)’ın ümmeti olan bizler, niçin mahzun, neden sefil ve perişanız? Vahdet ve kardeşlik duygularıyla inananlar ne zaman topyekün Kur’an-ın etrafında zamanın Calûtları, Firavunları, Nemrutları, Bel’âm ve hamanlarına karşı, el ele, gönül gönüle korkmadan, çekinmeden baş kaldırıp birbirleri ile kenetlenecekler!?

Bu amansız ruhi bunalımdan, bu bitmeyen gaflet uykusundan, bu dinmeyen göz yaşlarından, paramparça olmuş bu ümmeti, kurtaracak bir lider arıyorum.

Gerçeği her dem haykıracak, küfrün belini kıracak, Dünyayı putlardan silecek Tağutlara meydan okuyacak, Hakk’kı hakim kılacak bir lider arıyorum.

Mezhep-meşreb demeden, dile-ırka kanmadan,şucu-bucu demeden,Ümmeti
vahdet içinde, yüce İSLAM’la buluşturan bir lider arıyorum.

Kur’an'ın gölgesinde, İslam’ın deryası ile, Resulullah’ın izinde, şer güçler demeden, korku nedir bilmeden, yeryüzünü cennet kılan, insanlığı mesûd eden cesur bir önder arıyorum.

Gayesi mal-mülk değil, hedefi mevki-makam değil, niyeti gösteriş değil bedeninin her zerresiyle Hakk’ın potasında eriyen, bir lider arıyorum.

Hz.Ömer gibi adil, Ebubekir gibi sadık, Osman gibi takva, Ali gibi cesur, Halid gibi cengaver,takva ile yoğrulmuş bir lider arıyorum.

Kafirden asla korkmayan, bileği hiç bükülmeyen, ferasetçe emsalsiz, Hakka
ve Halka sevdalı, ilim irfan deryası, zühde takvaya aşık, Kârun ve Belâmlara karşı mümin için şefkatli, kafir için zorlu, çetin ve heybetli, bir önder arıyorum.

Ona tabi olacak, ona biat edecek, canım ve kanımla, bedenim ve ruhum, malım ve mülkümle, çoluk ve çocuğumla, onu koruyacak, cana can katacak, müminlere hayat verecek, verdiği her emri, kılıç kadar keskin bilecek, Ümmete gerçek manada önder ve rehber olacak, mükemmel bir lider arıyorum.

Yıllarca halkı, boş bir heves uğruna, arkasından sürükleyip, adil düzen kuraca ğım, deyipte uyalayan, siyasi argümanlarla, hep zaman kaybettiren, Türkiye’yi değil Dünyayı kurtaracak diyerek; kanlımı olacak ? kamsızmı olacak Rektörler selam duracak, para birimi İslam dinarı olacak, İmam hatipler arka bahçemiz olacak söylemleriyle, inananları bir badireye sokarak, zalimlerin hışmını üstümüze çekerek, Haccac gibi zalimlikte ve alçaklıkta sınır tanımadan, altı yaşındaki günahsız bir çocuğun bile ayağını Kur’an Kurslarından alıkoyacak kadar gözü dönmüş, laiklerin eline bu halkı terk eden, pervasızca zulüm yapmalarına sebep olanlar, siyasetle, parti, pırtı ile değil;

Hele hele, halkının çoğunluğunun açlık ve sefaletle boğuştuğu bir ülkede,
lider konumunda olan bir zevatın, kendi kızının düğününü milyar dolarlar
harcıyarak, israfın en âlasını işleyerek, Çırağan saraylarında yapan bir önder değil, Sünnetullah’ı bâz alarak, metudu Nebi ve engin bir basiret ile, Halkın içinde halkından biri gibi, normal bir elbise, mutevazu bir duruşla, hiçbir masraf yapmadan, yere minder sererek, oğlunun düğününü yapan, yerde bağdaş kurarak, misafirini ağırlayan, tıpkı sahabe gibi taru taze bir hayat yaşayan,o masumâne haliyle bütün küfre meydan okuyan, Ahmedi Nejat gibi bir lider arıyorum…

Ne yaptığı mechul olan, söylemiyle laşka olan, ne gayesi ne hedefi, ne amacı ne yamacı, belli olmayan lider değil!

Dünyanın en ücra köşesine dahi el uzattığı halde, insanlara İslam yerine Türkçülüğü, Kur’an yerine ırkçılığı anlatan, ehli kitabın bile bu ayet-i celileye
rağmen: ”Şüphesiz, inkâr eden ehli kitap ile Allah’a ortak koşanlar, içinde ebedi kalmak üzere Cehennem ateşindedirler. İşte onlar yaratıkların en kötüsüdürler” (98/6) Cennete girebileceklerini îma edebilen, eyleminde ve söyleminde, hedefi ve gayesi bir İSLAM’i devlet olmayan lider değil;

Dâvasında samimi, asla taviz vermeyen, Hakk’ı şaha kaldırıp, her dem
muzaffer tutan, tek emri ile kıyamlar, tek sözünden şahlıklar yıkılan, Ümmeti
evlat bilen, bir önder ve rehber arıyorum.

30 yıl boyunca, halkına Hakk’ı anlatan, medresede, okulda, evde, mahallede,
köyde, kasabada, şehrin en kuytu yerlerinde durmadan, dinlenmeden, İSLAM’ı
tebliğ ederek, Şah Pehlevi zaliminin bütün ceberutluğuna rağmen, emsallerinin (İran’daki diğer ulema) büyük baskı ve muhalefetlerine rağmen, bir lahzacık bile, Şah’a boyun eğmeyen, işkence, baskı, cebir, hapis cezalarını gördüğü halde, önce Irak’a, Türkiye’ye oradanda Fransa’ya sürgün edildiğine rağmen O, inandığı kutsal davasından zerrece ödün vermeden tebliğe devam ederek, bulunduğu her ortamda Hakk’ı Hakikatı haykıran, kasetlerle, mektuplarla, telgraflarla her dem inananlarla behemehal olan, sevdalılarını bir an bile yalnız bırakmayarak, vatanına kilometrelerce uzak olduğu halde, dudaklarından çıkan tek bir emir ile halkına seslenerek, bu günkü İran İSLAM CUMHURİYETİNİ kurmuş, küfrün tasallutuna son vermiş, Dünyadaki bütün küfür milletine İSLAM’ın dünde, bu günde, yarında var olacağını, 21. yüzyılda en gür sâda İSLAM’ın sâdası olacağını bir kez daha göstererek, Ayetullah, alim, fakih, ve müctehit  İmam Humeyni (Rahmetullahi Aleyh) gibi cesur, takva sahibi, münzevi ve son derece sade bir hayatı olan,hakkın rahmetine kavuştuğu zaman, dünyalık namına hemen hiçbir malı serveti olmayan, örnek ve önder olacak bir lider arıyorum.

Ferasetiyle âşikar, cesaretiyle meşhur, in’âm ve î’zan sahibi, ne yaptığını bilen ilmi ile âmil, Nasrallah gibi âdil, bir lider arıyorum.

Dünya müsteşriklerinin çekindiği, hiç yenilmez bildiği, zalimlerin korktuğu, Beni-İsrail ordusunu kısacık bir sürede, 33 gün savaşıyla çil yavrusu gibi dağıtan, azâmeti ile onları hezimete uğratan, düşmanlarının kalbinde dahi sevda tahtını kuran, Hamza gibi yürekli, Nebi gibi şefkatli, Azrail gibi heybetli can ve cânan olacak, Seyyid Hasan NASRALLAH misali, bir lider arıyorum.

Hayatı hiçe sayarak, ömrünü Hakk’a adıyarak, inandığı davadan bir an bile geri durmayarak, zalime asla taviz vermeden, bütün baskı ve tehditlere rağmen,
gerçekleri gizlemeden, canı pahasına her dem, Hakk’ı söylemekten çekinmeyen, idam edileceği gün, dar ağacının dibinde zamanın Belâmlarının, özür dilerse eğer, ölümden kurtaracağız diyen alçaklara, şehit Seyyid Kutup:  “Eğer idamı hak etmiş olarak hakkın emri ile ipe çekiliyorsam buna itiraz etmek haksızlıktır. Eğer batılın zulmüne kurban gidiyorsam, batıldan merhamet dileyecek kadar alçalamam !.." diyebilen ve eserleri ile genç dimağlara-inananlara yön veren genç mücahitlerin tek rehberi, kalâ yürekli bir lider arıyorum.

Bugün bile bütün Dünyada talebeleri, sevdalıları bulunan; çizdiği yolda, gösterdiği hedefe ve inandığı “İhvan-ı Müslimin” davasına gönül veren, hâla binlerce yüzbinlerce mensubu bulunan, uğruna canını vererek İslam’i tebliğ için her lahza haykırmaktan geri durmayan, bütün gayretlerine rağmen, cami imamlarını ikna edemeyen Şuheda öncülerinden, büyük üstad Hasan El-Benna (Rahmetullahi aleyh) gibi şantajlara, tehditlere, cebir, zorlama, sürgün ve işkencelere rağmen, davasını bir öğretmen olmasına rağmen kahvehanelerden başlatarak, yine o da diğer İslam erleri gibi, aralıksız bir şekilde Mısır, oradanda Dünya’nın dört bir yanına İSLAM güneşini fevc fevc yayan, evrensel ve cihan-şumul bir lider arıyorum

Dareynin Peygamberi, iki cihan serveri: ”(Ey Muhammed!) Biz seni ancak alemlere rahmet olarak gönderdik” (21/107) ayetine mahzar olmuş, fahri âlem
ve Hatemun Nebiyyin (son elçi) Hz.Muhammed (a.s.v.) efendimiz, hayatı boyun
ca el öptürdüğü siyer kitaplarında rasatlanmamış, el öptürmek bir yana, içeri girer ken Sahabe-i güzinin ayağa kalktığını görünce, onları bu davranışlarından  men etmiştir ! Peki öyleyse; Allah’ın dininin ayaklar altına alındığı, Müslüman bacının namusunun hiçe sayıldığı, yeryüzünün en ücra köşelerinde Müslüman kardeşimin kanının akıtıldığı böyle bir zamanda, tıpkı kurbanlık koyunlar gibi kuyruk uluşturup, el öptüren zevatlar (!) evlerinin bir köşesinde başlarına örtü atıp, müslümanları adeta köleleştirerek, gece gündüz Allah (c.c.) değilde, tabi olduğunuz zevatın simasını düşüneceksiniz diyen ali-cenaplar, sahip olduğum her şeyimi hâşa Allah değil Seydam verdi demek, günahların en büyüğü değimlidir ? Ey aziz dostlar! Peki sözüm ona bu kişiler, Peygamberliğin Alimliğin, Şeyh olmanın, babadan oğula geçen bir miras olmadığını bilmiyorlarmı ? Öyleyse acaba bu insanlar, Alem-i Ukbâda, mahkeme-i kubrada, Din Gününde Hz.Resulullah’a ne cevap vereceklerini düşünüyorlar, hangi yüzle İSLAM’a hizmet ettiklerini söyliyebilecekler?

Allah’a ve O’nun kutlu elçisine iman eden her nefer, insanlara el öptürmek değil, Aşk-ı ilahi ve Muhammedi sevda yerine, Bizim gibi yiyen-içen, bizim gibi yatan-kalkan, bizim gibi hayat süren, bizim gibi bir gün ölen insanları değil;
kullara kul olarak, Ş…lere bel bağlayarak değil, Kahhar ve Cebbar olan, Bize bizden daha yakın, tek ibadete layık olan, her zerreyi bilip gören, tüm canlıya
hayat veren, Allah (azze ve celle subhanehu ve Teala)’nın aşkı ve sevdasını gönüllere nakşedip yerleştiren bir lider aramalıdırlar.

Benim gayem ve hedefim kendi egomu tatmin ederek, bir kısım insanları rencide etmek değildir. Allah adına bu Dine ve bu Davaya zarar veren her kimse, kalbinde hardal tanesi kadar imanı olan her müslümanın karşısına dikilmesi, Hakk’ı haykırmak, İslam’ın özünü insanlara belletmek zorundadır. (Bu sahip olduğumuz imanın gereğidir) İSLAM’ın doğru anlaşılması, bir kısım insan yada beşeri düzenlerin tasallutu altından çıkarılması, resmi ideolojilerin lanse ettiği ve gerçekten çok uzak olan yapay dinin, artık bilinip halkın idrakına sunulması, empoze edilen dinin, Kur’an-i anlamdaki dinden çok uzak olduğu, artık bu insanlara anlatılmalı değilmidir ? 

KERİM’İ MABUD OLAN RAHMAN’A EMANET OLUN