25-03-2014 23:21

Bir zamanlar `Zaman`: Abdest suyuna CHP eli değince…...

22 Nisan 2004 tarihli Zaman`dan ibretlik bir yazı...

Bir zamanlar `Zaman`: Abdest suyuna CHP eli değince…...
Abdest suyuna CHP eli değince…
 
Mustafa Ünal / Zaman
 
Köklü parti olmanın avantajları kadar dezavantajları da var.
 
Bir siyasi geleneğe, anlı şanlı tarihe, zengin deneyim ve birikime sahip olmak partiye kuşkusuz yarar sağlar. Buna mukabil bir partinin takip ettiği kimi politikalar toplumu yaralayan derin izler bırakmışsa, aradan geçen yıllara rağmen bedel ödemeye devam eder. Toplumsal yaralar, kılıç yarası gibi derindir, kolay silinmez.
 
Seçimden sonra tartışmaların odağında bulunan CHP’yi kastederek bunları söylüyorum. Anadolu halkının CHP’ye ve simgesi altı oka karşı önyargısı var. Kabul edilmeli ki 6 okun tutkunu olduğu kadar o nisbette sevmeyeni var. Asırlar boyu Arapça okunmuş ezanı bir gecede Türkçeye çeviren, Anadolu’nun kutsallarıyla çatışan İsmet Paşa’nın CHP’sine toplumun ortalama kesiminin eli oy vermeye gidecek kadar sıcak bakması olası değil. Malum ‘Geldi İsmet gitti kısmet’ sözü adeta atasözü gibi söylenegelmiştir.
 
3 Kasım seçimlerinden önce CHP yönetimine kadar ulaşan ve derin derin düşünmeye sevk eden Trabzon’da yaşanmış bir olay var. Milletvekili adayları, il ve ilçe yöneticileri ile şehrin en ücra köşelerini dolaşırken yolları bir köye düşer. Köyün hemen girişinde elinde güçlükle taşıdığı su kaplarıyla ağır aksak yürümeye çabalayan yaşlıca bir kadına rastlarlar. Araçlarından inerler, selam ve hal hatır konuşmalarından sonra sırf yardım olsun diye taşımak için kadının sularını alırlar. Bir süre yürüdükten sonra kadın ‘Siz kimsiniz?’ diye sorar.
 
Parti yöneticisi, milletvekili adayını gösterek ‘Oy verip seçerseniz şu arkadaş Ankara’da sizin sesiniz olacak, milletvekiliniz olacak.’ der. Kadın sesini yükselterek merakla sorar: ‘Hangi partiden?’. Cumhuriyet Halk Partisi... Kadın partinin ismini duyunca irkilir, hışımla milletvekili adayının taşıdığı su kabını elinden kaparken ‘Eyvah o benim abdest suyumdu, şimdi ne yapacağım’ diye söylenir. Trabzonlu köylü kadının abdest alacağı suyu bir CHP’linin taşımasından ne tür sonuçlar çıkardığını bilmem söylemeye gerek var mı?
 
CHP 18 Nisan 1999 seçimlerinde baraj altında kalınca Deniz Baykal genel başkan koltuğundan ayrıldı ve uzun uzun ‘özeleştiri’ yaptı. Hem kendini sorguladı, hem CHP’nin politikalarını...
 
CHP bu ara dönemde Baykal’ın boşluğunu dolduracak ‘alternatif lider’ çıkaramadı. Ve Baykal tekrar geri döndü. Fakat büyük değişikliklerle… Eski kavgacı, sert üslubu bıraktı, açılım politikalarıyla CHP’yi toplumun her kesiminden oy alacak partiye dönüştürmenin adımlarını attı. Çünkü CHP’nin oy iktidar olabilmesi için soldaki erimenin durması ve sağ seçmenden de oy alması gerekiyordu.
 
Bu kadar sözü asıl salı günü CHP’den ayrılan Yaşar Nuri Öztürk’e getirmek için yazdım. Dün Öztürk’ün CHP serancamını anlattım. Baykal’ın Yaşar Nuri Öztürk’e partinin kapılarını açmasının ana nedeni Anadolu’da CHP’ye karşı yılların birikimiyle oluşmuş ve kemikleşmiş önyargıları kırmak içindi. Öztürk bu iş için yanlış isimdi. Tanıyanlar bilir, en yakın çevresiyle barışık olmayan Yaşar Nuri Öztürk’ün CHP’yi Anadolu’nun kutsallarıyla barıştırması zaten mümkün değildi. O da parti yönetiminin kendisine biçtiği bu misyonu benimsemedi. CHP’deki mücadelesi, fikirleri ve düşüncelerinden ziyade kendisine, kendi ikbaline yönelikti. Kendisini daha önemsenen, daha çok dikkate alınan konuma getirmek içindi. Şu işe bakın ki Yunus Emre gibi derviş davranışı Yaşar Nuri Hoca’dan beklenirken Baykal’dan geldi. Onca ağır eleştiriye, kişiliğine kadar uzanan saldırıya susarak cevap verdi.
 
Öztürk’ün, Baykal’ı nefis terbiyesine çağırması gerekirken neredeyse CHP lideri, Öztürk’e ‘Hocam ne olursun nefsine bu kadar kulak verme…’ diyecek. Baykal’la kavga da bu yüzden koptu. Yani Parti Meclisi yüzünden.
 
CHP’'nin hakkındaki önyargıları kırması kolay değil ama mümkün, bunun için daha güçlü açılım ve Yaşar Nuri Öztürk gibi ‘sosyete hocası’ yerine Anadolu’nun dinamiklerini harekete geçirebilecek, kutsalları misyon edinmiş hocalara gereksimini var.
YORUMLAR
Henüz Yorum Yok !