Boğaziçi üniversitesinde basın açıklaması
Boğaziçi Üniversitesinde okuyan Müslüman öğrenciler Uludere katliamı konusunda basın açıklaması yaptı.
Boğaziçi Üniversitesinde okuyan Müslüman öğrenciler Uludere katliamında hayatını kaybedenler için gıyabi cenaze namazı kıldı ve arkasından basın açıklaması yaptı. Açıklamanın ardından dua eden öğrenciler bu kirli savaşın bitmesi ve barışın bir an önce tesisi için yakardılar.
Basın açıklaması metni;
ULUDERE KATLİAMINA SESSİZ KALMA !Aslında bugün burada alışılmadık bir haber yaşanmadık bir acı değil bizleri biraraya getiren. Biz bu zulümleri bu feryatları cumhuriyet tarihinin neresine dokunsak duyuyor görüyoruz. Arşivler indiriliyor rafları boşaltılıyor davaları yeniden gündeme getiriliyor ama tez zamanda tekrar dolduruluyor o raflar yerine yeni daha yeni katliamlar.
Önceki gece Şırnak’ın Uludere ilçesinin Roboske kırsalında TSK komutasındaki F-16 uçakları yaş aralığı 12-28 arasında olan aralarında ilkokul çocukları da bulunan sınır kaçakçılığı yapan 40-50 kadar gencimizi terörist oldukları bahanesiyle bombaladı. Cesetleri öylece bırakıp askerlerini çekti. Telaşlanan köylü olay yerine gelip ölü canlarını traktörlere eşeklerin sırtlarına yükleyip battaniyeler içinde köyüne taşıdı. 38 masum insanın kanı daha işte böylece arşivlendi.
TSK olaydan epey sonra yaptığı açıklamada yaptıklarını inadına savunup mevkinin örgütün güzergâhı, örgütün kampına yakın olduğu, örgütten tam o an operasyon beklendiği, örgütün nasıl kaçakçı gibi dolaştığı ve kendi yaptıklarının aslında nasıl haklı bir operasyon olduğu yolunda bir sürü dezenformasyona girişti. Geliştiriyoruz denilen heronları anlıyoruz ki Kürt bulmada uzmanlaştırılmış. Kaçakçılık dediğimiz oradaki Kürt halka ekmek için belki bırakılan yegâne kapı. Oradaki insanların dede mesleği, ata mesleği olmuş. Kendi devletlerinde bulamadıkları rızıklarını kendi toprakları sayılan ama haksızca sınırlara bölünen topraklarda aramaya koyulmuşlar. Devlet de haracını alıp mazotun gıdanın içeri sokulmasına izin vermiş. Soruyoruz değişen ne ki bir gün aniden bu insanlar terörist zannedilip her zaman teptikleri yolun üzerinde kavruluyorlar. Yöntemlerinden dem vuruyorlar bize, masa başı çözümden bahsediyorlar. Ancak bu olay da göstermiştir ki militarist zihniyet hiçbir yere kımıldamamıştır.
Hükümet ise daha da geç açıklama yaptı. Bize suçluların cezalandırılacağını bildiriyorlar ancak onlar da aynı taktiği uyguluyorlar. O saatte insanların oralarda ne yaptığından kaçakçılığın iğreti vurgusuna hukuk devletiyle davet edilen güven duygusundan tahkikatı tahribata çevirmeme vurgusuna olayın tamamen operasyonel hata olduğundan kaçakçılık olayını gündeme taşımasının faydasına ve dahası sözü PKK’yla olan ısrarlı mücadelelerine getirmeleri katliamın ne kadar meşrulaştırılabileceğini gösteriyor bize. Geçtiğimiz günlerde bakanın yaptığı terör açıklamasıyla beraber bir daha hatırlıyoruz ki zanlı olmak için çok çabalamalarına gerek yok dünkü masum Uluderelilerin. Dağda zanlılar bombalanıyor ovada hapse atılıyor. Medyasıyla ordusuyla sözcüsüyle savcısıyla işlenen zulümlere karartma yapılıyor.
Kıldığımız cenaze namazı, ettiğimiz dua, barışa dair yakarışımız bizi bu günahtan kurtarmayabilir. Ama bizler halkların hafızasının, unutmamanın, affetmemenin en büyük silah olduğuna inananlarız. Adaletin ancak bedelin ödenmesiyle, hakkın sahibine teslim edilmesiyle mümkün olduğunu biliyoruz. Andolsun ki bu katliamın failleri hesap verinceye kadar durmayacak, susmayacak şahitliğimizi sürdüreceğiz.
"Eğer inananlardan iki grup birbirleriyle savaşırlarsa aralarını düzeltin. Eğer biri ötekine karşı haddi aşarsa, Allah’ın buyruğuna dönünceye kadar haddi aşan tarafa karşı savaşın. Eğer (Allah’ın emrine) dönerse, artık aralarını adaletle düzeltin ve (onlara) adaletli davranın. Çünkü Allah, adaletli davrananları sever." - Hucurat: 9
(Kaynak: İktibas)